• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Mustafa ağabeyi anlattılar

Yeniakit Publisher
2023-08-13 10:51:00 - 2023-08-13 11:25:28
Mustafa ağabeyi anlattılar

Hak ve hakikate adadığı ahir ömrünün 74 senesini İslam davasını yüceltmek için siyaset ve medya sahasında mücadeleyle geçiren merhum İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu, vefatının birinci yılında rahmetle ve dualarla anılıyor. Gazetemiz Akit’i adeta mazlum ve mağdur Müslümanlara vakfeden Mustafa ağabey, inancından dolayı nerede sıkıntıya düşmüş bir mü’min varsa imdadına koşar,sesinin ülke sathında duyulmasını sağlardı.

Vefatının sene-i devriyesinde ailesi, çalışma arkadaşları ve meslektaşları Karahasanoğlu’nu anlattı.

ÖMRÜNÜ HAKİKATE ADADI

Merhum Mustafa Karahasanoğlu’nu anlatan kardeşi ve Akit TV Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nuri Karahasanoğlu, “Ağabeyimin vefatının birinci sene-i devriyesinde onu rahmetle, minnetle yâd ediyoruz. Mustafa abim, ideallerini hayata hâkim kılmak için mücadele veren bir insandı. Hiçbir zaman maddi kaygılar gütmeden, makam ve mevki ihtirası olmadan gerçek manada gazetecilik yapan ve bu mesleğe önem vererek çok bedel ödeyen bir kişiydi. Her şart ve koşulda azimli olmayı bizlere öğretti. Bu özellikleriyle de birçok insanın gönlünde taht kurmayı başarmış ve binlerce kez dua almıştır. Özelikle vesayet dönemlerinde despotlara, cuntacılara, emperyalistlerin yerli işbirlikçilerine karşı verdirdiği mücadele takdire şayandır. Bugün ülkemizde başta inanç özgürlüğü olmak üzere Kur’an Kurslarının serbestliği, başörtü yasağının kalkması, İmam-Hatip okullarının çoğalması ve kat sayı yasağının kaldırılması Mustafa Bey’in önderliğindeki Akit Medyanın ısrarlı, inanç ve inatla yaptığı yayınların etkisi gözardı edilemez. Ayrıca yüzlerce gazetecinin yetişmesine vesile olan Akit Medya adeta bir okul olma hüviyetine yine Karahasanoğlu’nun gayretli çalışmaları sayesinde kavuşmuştur. Ömrünün önemli bir bölümünü Hak ve hakikati hayata hâkim kılma mücadelesi içinde tamamlayan Mustafa Karahasanoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum.” dedi.

HEM AĞABEYİM HEM BABAMDI

Ben hem bir ağabey hem de bir babayı kaybettim” diyen Mustafa Karahasanoğlu’nun kardeşi ve Yazı İşleri Müdürümüz Ali İhsan Karahasanoğlu, “Benim babam diğer medya patronları gibi değildi. Rahmetli Erbakan zamanında babama ‘Mikro Mustafa’ derlermiş. Her şeyi yapardı. Birkaç işi bir arada götürebilirdi. Personelle ilgilenmeyi severdi. Birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarını anlayabilen iyi bir iletişimi vardı. Basit bir şey söyleyeyim, eğer akşam araç kalmamış ise çalışanlarını kendi arabasıyla evlerine bırakırdı. ‘Ben İcra Kurulu Başkanıyım, şunu yapmam, bunu yapmam’ demez, her şeyi kendisi yapardı. Babam, babalığını da tam yapardı. Evde de bu kadar yoğunluğuna rağmen elinden geldiğince bize vakit ayıran, aileye çok önem veren birisiydi. Her oturduğumuzda ondan yeni bir şey öğrenirdik. Sadece evde değil dışarıda da tecrübesini paylaşmaya çalışırdı. Nasihat verir, kıssalar anlatırdı. Babamla dedemin mezarlığına giderdik. İşte ben sürekli geliyorum babamın yanına sizde benimkine gelecek misiniz acaba derdi” dedi.

ADAM YETİŞTİRMEYE ÖNEM VERİRDİ

Yeni Akit Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Hasan Hüseyin Maden: “Mustafa abi ile bizim beraberliğimiz 1979’da başladı. Öncelikle patronumuzdu ama hem abimiz hem arkadaşımız hem dostumuz hem de hocamızdı. Mesleğimizi ondan öğrendik. En önem verdiği şey adam yetiştirmekti. Her fırsatta ‘adam, adam, adam’ derdi. ‘Her işin en önemli tarafı onu yapacak olan adamdır’ derdi. Yetiştirdiği her elemanın gittiği yerde kendisini hissettirebilecek, ‘Mustafa Karahasanoğlu mektebinde yetişmiş’ dedirttirebilecek seviyede olmasına gayret etti. Bunda da başarılı oldu. Birçok adamın yetişmesine vesile oldu. Allah razı olsun. En son hastanedeyken kendisini ziyaret ettiğimizde orada da ‘en önemli mesele adam yetiştirmektir. Adam, adam, adam bunu unutmayın’ dedi. Son görüşmemiz ve son lafı da buydu. Ondan sonra bir daha kendisiyle görüşmek, konuşmak nasip olmadı. Kendisini çok özlüyoruz, unutamıyoruz. Onun yeri dolmaz. Yetiştirdiği arkadaşlarımız İnşallah onun çizgisini sürdürmeye devam edecekler. İnşallah kurduğu müesseseler de onun çizdiği istikamette devam ederler. Allah kendisine rahmet eylesin.

BİZE DİK DURMAYI ÖĞRETTİ

Akit’in Yayın Kurulu Üyesi ve Karikatüristi Kemal Güler: “Rahmetli Mustafa Ağabey, Türkiye'nin son yarım asrında sosyal ve siyasal serencamında bir akıncı ruhuyla pozisyon alıp ülkemizin önündeki engellerin kalkması, inananların bireysel yaşamdan, özgürlük alanlarına kadar birçok sorunların giderilmesi noktasında hep en önde olmuştur. O, bu yolda dimdik, korkusuzca yürümenin nasıl olması gerektiğini bizlere gösterdi. Her zaman “hareket” halindeydi ve tabir-i caizse bir “delikanlı” gibi davası için kanı kaynardı. Müslümanların kimlik hakkını arayan, haykıran bir hareket ve düşünce insanıydı. Hakları gasp edilmiş, inancı hor görülmüş, kendi yurdunda garip Anadolu insanının yılmaz savunucusuydu. Hayatını bu doğrultuda dimdik ve boyun eğmeden, tavizsiz yaşamıştı. Postal seslerinden herkesin çil yavrusu gibi dağıldığı o en zorba günlerde bile Hakk’ı üstün tutmuş, inananların yanında oluğunu deklare ettiği yayın çizgisinden santim şaşmamıştı. 40 yıla yakın bir dost, bir ağabey, bir patron olarak süren birlikteliğimizde dilinden düşürmediği Efendimiz’in “İki günü denk olan ziyandadır” hadis-i şerifini kendisine rehber edinerek, hiç ayırım yapmadan bütün ümmetin derdiyle dertlenirdi. Mustafa Ağabey’ime Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Rabbim mekânını cennet eylesin inşaallah.

HER ZAMAN DUALARIMIZDA OLACAK

Yeni Akit Yazıişleri Müdürü Şafak Bozkurt: “Mustafa Ağabey, gazetemizin ulu çınarıydı. Ardında kendisine dualar edecek, saygıyla anacak birçok insan bıraktı. Yayın Kurulu toplantısına başladığımızda ilk işimiz Kur’an-ı Kerim’in mealini okumak olurdu. “Allah razı olsun” der, gündem toplantısına geçmeden önce bazen geçmişten bir-iki hatıra anlatır, onun anlattığı her hatıra kulağımıza küpe olurdu. Üstad Necip Fazıl’ın şiirlerini çok severdi. Zaman zaman bizlere de okur, özellikle Ramazan aylarında hazırladığımız sayfalarda mutlaka üstadın bir şiirinin olmasını isterdi. Akit’in yayın kurulu toplantısında hararetli tartışmalar eksik olmazdı. Herkesi sabırla dinler, sözünü söylerdi. Ben arada bir bardağı taşırdığımda; ‘Evladım kişisel fikirlerin kurumsal fikirlere yakınlaşsın’ diyerek muhteşem bir nezaketle uyarır ve Akit’in yayın çizgisi ve mücadelesini şu sözlerle hatırlatırdı: ‘Ölçümüz, pusulamız ‘Kur’an’... ‘Müslümanlara karşı müşfik, zalimlere, kâfirlere karşı şedit olacağız’ .

Akit, bugün de Mustafa ağabeyimizin bizlere emanet ettiği şekilde, Hakk’ın ve hakikatin, mazlumun yanında durarak aynı çizgide yayınlarına devam ediyor. Her toplantıya girdiğimizde eksikliğini hissetsek de, bize verdiği nasihatleri, çizgimizi unutmadan, yad ederek, dua ederek Musafa ağabeyimizi anıyoruz. Mustafa ağabeyime Allah’tan rahmet diliyorum. İyi bir Müslüman, iyi bir ağabeydi. Her zaman dualarımızda olacak.

VEFA VE DAVA ADAMIYDI

Yeni Akit Yazıişleri Müdürü Mehmet Duvarbaşı: “Koca yürekli, şefkatli, merhametli Mustafa ağabeyin vefatının üzerinden tam 1 yıl geçti. O bizler için patrondan öte, dara düştüğümüzde sırtımızı yasladığımız bir dağ, karanlıkta yolumuzu aydınlatan bir çırağdı. Derdi olan, sıkıntısı olan kapısını çalar ve o kapıdan asla çevrilmeden içerir girer, o gül yüzlü, nezaket dolu insanın karşısına geçip meramını bir dosta, bir ağabeye anlatır gibi paylaşabilirdi. Kendisiyle çalıştığım 19 yıllık süre zarfında asla bir sorunu askıda bıraktığına, çalışanını, mesai arkadaşlarını zora düşürdüğüne şahit olmadım. Dini bütün, ilm-i siyaset sahibi, merhamet timsali bir insandı Mustafa ağabey. Gösteriş meraklısı değildi. Mütevazı bir hayatı tercih eder, tasarruflarını, birikimlerini ihtiyacı olanlarla, garibanlarla paylaşmayı severdi. Cuma günü aramaları meşhurdu. Benim bildiğim 30-40 kişilik bir listesi vardı elinde. Garibanlardan, düşkünlerden, eski dostlardan ve dava arkadaşlarından oluşan bu listeyi vefatına kadar her cuma günü arar, hal hatır sorar, eksiklerini karşılar, gönüllerini alırdı. Mustafa Karahasanoğlu, yeri doldurulamayacak bir vefa, dava ve yeri geldiğinde kavga adamıydı. Tıpkı 8 yıl önce Hakk’a uğurladığımız Hasan Karakaya ağabey gibi O’nu da çok ama çok özlüyoruz. Allah mekanını cennet eylesin.

HASTA YATAĞINDA BİLE AKLI DAVASINDAYDI

Haber Müdürümüz Murat Alan: “Mustafa Bey, hem çınarımız, hem rehberimiz, hem hocamız hem de ağabeyimizdi. Bugün medyamızda önemli pozisyonlara gelmiş, yerli ve milli gazetecilerimizin geçmişine bir bakın. Mutlaka Akit’le yollarının kesiştiğini, Mustafa Beyden ders aldıklarını, onun rahle-i tedrisatından geçtiklerini göreceksiniz. Özellikle cuntacıların, milli irade karşıtlarının egemen olduğu 28 Şubat sürecinde korkmayan, bize de korkmamız gerektiğini öğütleyen, en sert manşetlerle millet karşıtlarına had bildiren önemli bir kılavuzdu.Yiğit bir adamdı. Dava adamıydı. Aksiyon adamıydı. İslam’a adadığı ömrünü, ümmetin selameti için mücadeleyle geçirdi. Hastanede ziyaretine gittiğimde söylediği son söz, “Murat adam yetiştirin, dava adamı yetiştirin, Türkiye’yi bugüne getirdik ama bugünden geri döndürmemek lazım. Bu sebeple adam yetiştirin” demişti. Hasta yatağında, 40 derece ateşle aklınıza gelen bu mu olur? Dava adamıysanız olur. Şuur sahibiyseniz o dert ve sıkıntı içinde bile gelir işte. Mekânı cennet, makamı ali olsun.

ÜMMETİN YÜKÜ ONUN OMUZLARINDAYDI

Yayın Kurulu Üyesi Zekeriya Say: “Mustafa Bey ile ilk karşılaşmamız, 14 Şubat 2004'te oldu. Akit ailesinin bir ferdi olmadan önce yaptığımız görüşmede, tevazusu, sevecenliği ve tavsiyeleri ile dünyanın en iyi patronuyla çalışacağımı bana hissettirdi. Sonrasında, Mustafa Bey’i tanıdıkça, aslında cüssesinden çok daha büyük olduğunu anladım. Sadece bir medya kuruluşunun değil, tüm ümmetin yükünü üstlendiğini gördüm. Bir yandan Akit’e yönelik saldırılar karşısında cansiperane bir mücadele verirken, diğer yandan kâh Beyazıt Meydanı’nda düzenlenen başörtüsüne özgürlük eylemlerine katılıyor, kah İsrail Başkonsolosluğu önünde ‘Kahrolsun İsrail’ sloganları atıyordu. Yüz binlerce liralık reklamları sırf İslami değerlere aykırı olduğu için elinin tersi ile itiyor, merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin ifadesiyle, “ilana ilan-ı aşk etmiyordu.” Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmiyor, gazeteciliği bir intikam ve itibar suikastı aracı olarak değil, Müslümanların kendini ifade etmeleri ve savunmaları için bulunmaz bir nimet olarak ifade özetliyordu. Bugün bizler Mustafa Bey hakkında bir şeyler söylemeye çalışsak da kelimeler kifayetsiz kalıyor. Keşke Hasan Karakaya hayatta olsaydı da Mustafa Bey’in nasıl bir dava ve mücahede adamı olduğunu o anlatsaydı. Mekânları cennet olsun.

ONUN ÇİZDİĞİ İSTİKAMETTE YÜRÜYORUZ

Yeni Akit Gazetesi Spor Müdürü Hasan Emrah Savcı: “Mustafa Ağabey; gazetemizin kurucusu, yol göstereni ve ömrümüzün sonuna dek de onun düsturlarıyla ilerleyeceğimiz bir kıymetli hazinemiz olarak kalacaktır. Elbette bizler Mustafa Ağabeyimizin çizdiği hakikat yolunda, onun gibi Hak ve Hakikatin güçlü sesi olan Akit Medya Grubu’nun bir neferi olarak yolumuza emin adımlarla Allah (cc)’ın izniyle yürümeye devam edeceğiz. Birlikte çalıştığımız dönemlerde birçok kez kendisinden gazetecilik konuları üzerinde çok önemli nasihatler aldım, çok önemli anılarını, geçmişteki büyük zorlukları bizlerle paylaşarak, tecrübelerini aktarmıştı. Bizler de şu anda, basın dünyasına yön veren yayınlarıyla bir Elif gibi dimdik duran gazetemizin yayın politikasını Mustafa Ağabeyin yön verdiği çerçevede yürütmeye çalışıyoruz elhamdülillah. Mustafa ağabeyime Allah’tan rahmet diliyorum. İyi bir ağabey, iyi bir Müslüman ve iyi bir İslam savunucusuydu. Her zaman dualarımızda olacak. Rabbim mekânını cennet eylesin inşallah.

ONU NE TANKLAR NE APOLETLİLER SUSTURAMADI

Yeni Akit Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ramazan Fatih Uğurlu: “Merhamet yüklü bir adamdı. Birisi ile konuşurken adeta omuzunda güvercin var gibi hassas davranırdı. Mustafa Bey’in bazı yakın akrabaları onun evinde son nefesini verdi. Öylesine merhamet sahibi bir insandı ki, o yaşlılara kendi eliyle yemek yedirdi. Onlara baktı. Ben onu tarif ederken ‘sakin güç’ diyorum. Hesabı kitabı para kazanmak değildi. Medya sektörüne yatırım yapmak Müslümanların zayıf olan bir taraftaki tahkimatını güçlendirmekti. Lügatinde ‘korku’ kelimesi olmayan bir adam olarak tanıdım onu. Helal ve haram ölçüsü ile şekillenmiş bir hayat sürdü. Allah dostlarına dost, düşmanlarına düşman oldu. Her zaman Hakk'ı hakim kılma mücadelesinde öncü oldu. Onu ne tanklar ne apoletliler susturamadı. 50 yıllık dostluğumuz boyunca ben bunlara şahitlik ederim. ruhu şad olsun.

ADAM GİBİ ADAMDI

Akit’in emektarlarından Nahit Top: “Mustafa beyi 1977 yılında tanıdım. Tavizsiz bir Müslüman, iyi bir patron, iyi bir arkadaştı. İslami çizgiden hiç sapmayan, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan samimi bir dava adamıydı. Zorluklar karşısında yılmayan, problemlere pratik çözümler bulan bir yapısı vardı.Vakit ve Akit gazetelerinde onunla çalışma bahtiyarlığına erdim. Çok ağır sınavlardan geçtiğinde yanındaydım. İnancını eğip bükmeden savundu. İnandığı gibi yaşadı.Adam gibi adamdı. 28 Şubat sürecinde hep dik durdu. “Bellendiniz Paşa" diye manşet atacak kadar cesurdu. Dünya menfaati için hiç kimseye boyun eğmedi. Sırat-ı müstakim üzere de hayata veda etti. Rabbim rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

AİLECE FEDAİ ADAMLAR

Mustafa Bey’in dostu ve Eski Devlet Bakanı Hasan Aksay ise şunları söyledi: “Mustafa Bey, ‘nerede vazife varsa ben oraya giderim’ derdi. Ben dedim ki ‘arkadaş senin buradaki hizmetin bana göre gazetedeki hizmetinden daha büyük olur’ dedim. O, buradaki evi barkı toparladı Ankara’ya geldi. Teşkilat başkan yardımcılığı dedim ama benim başkan yardımcımdı. Ben teşkilat başkanıydım. Mustafa Bey’in başarısını dergide, gazetede tek başına değil üç kardeşin çok ahenkli bir şekilde çalışmasından kaynaklanıyor. Ailece fedai adamlar. Babadan beri İslam’, konuda çok sıkı bir yapıları var.

SÖYLENECEK İYİ SÖZLERİN HADDİ HESABI YOK

Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş: “Mustafa Karahasanoğlu ağabeyle yüz yüze ilk karşılaşmamız 1980’de, Milli Gazete ile beraber Genel Müdürlüğü’nü yürütmekte olduğu Yeni Devir gazetesinde işe başladığımda oldu. Aksaray’da çalıştırdığı nalbur dükkanında zaman zaman arkadaşlarla ziyaretine gider sohbet ederdik. 1990’da Cuma Dergisi’ni çıkarmaya başladığında görüşmelerimiz biraz daha sıklaştı. Derken 1993’te Akit yayın hayatına başladı. Akit’i çıkarmadan önce yaptığımız bir görüşmede beni kadrosunda görmek istediğini söylemiş, ben de ‘ağabey, lütfen bu teklif aramızda kalsın ve bana dokunmadığın gibi Milli Gazete’den kimseye de dokunma’ demiştim. Rahmetli Ahmet Kekeç dışında bu arzumu da yerine getirmişti. Vefatının birinci senesinde Mustafa ağabey için söylenebilecek iyi sözlerin haddi hesabı yok. MSP Genel Merkezi’ndeki görevi sonrası başına geçtiği Milli Gazete’de, özellikle de bizim kesimden bu işi bilenlerin az olduğu bir dönemde yaptıkları hakikaten unutulamaz. Cuma Dergisi ve sık sık isim değiştirmek zorunda kalan Akit’le yaptığı hizmetler de keza. Öncelikle bir dava insanıydı ve bütün çalışmaları da davasının başarıya ulaşmasına yönelikti. Cenab-ı Hakk’tan Mustafa Ağabey’e gani rahmetler diliyor ve kendisine benzer isimlerin yetişmesi açısından bir fidelik olan Akit Medya Grubu’na da nice başarılı yıllar diliyorum.

İMANI VE TESLİMİYETİ BİZE GÜÇ VERDİ

Gazeteci Yazar Serdar Arseven: “Ben Mustafa ağabeyi 1989 yılında tanıdım. O günlerde Cuma dergisinin hazırlıklarına başlanmıştı. Rahmetli Mustafa abi hem bizim abimiz, hem patronumuz, hem dert ortağımızdı. Büyük bir dava ve mücadele adamıydı. Çok dirençli bir insandı. Özellikle 28 Şubat sürecinde çok büyük baskılarla karşılaşan Cuma dergisini ve Akit gazetesini ayakta tutmayı ve büyütmeyi başardı. Üç kardeş, üç kardeşin lideri rahmetli Mustafa Karahasanoğlu, ile Nuri Karahasanoğlu Bey, Ali İhsan Karahasanoğlu Bey ve işte bizler rahmetli Hasan Karakaya, Hasan Hüseyin Maden, Ülkü Kumral, Yılmaz Yalçıner, rahmetli Atilla Özdür, Kemal Güler ve Ahmet Kekeç gibi isimlerle ekip olarak gecemizi gündüzümüze katarak gerçekten çok zorlu yollardan geçtik. Bu süreçlerdeki sıkıntılı anlarda rahmetli Mustafa Karahasanoğlu’nun direnci, rahatlığı, özgüveni, imanı, teslimiyeti hepimize güç verirdi. Tam anlamıyla Rabbine teslim olduğu için sıkıntılar, baskılar, zorluk moralini bozmazdı. Mustafa Bey bu süreçlerde işin hem maddi hem manevi yükünü en fazla sırtlayan kişiydi. Başörtüsü mücadelesi bugün belli bir noktaya geldiyse ve artık kamu kurumlarında bile serbest haldeyse, katsayı haksızlığı giderilmişse, Türkiye din ve vicdan hürriyeti alanında önemli kazanımlar elde etmişse Akit gazetesinin ve tabii ki lideri olan rahmetli Mustafa Karahasanoğlu'nun ve o ekipteki herkesin bunda çok büyük payı vardır. Allah razı olsun. Mekânı cennet olsun.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ata

böyle iki üç tane daha adam olsaydı ülke şimdi başka boyuttaydı... korkaklar, günü kurtarmacılar, yahu şimdi bunları söylemenin sırası değil deyiciler kızlarımızın, inananlarımızın haklarını nasıl ödeyecekler... akiti tek başına azgın domuzlarla başbaşa bırakanlar, arayolcular, diyalogcular, laiklik bağnazları ile bugünlere geldik yine de çok şükür... iyi ki varsın oğul karahasanoğlu!

Ahde vefa

Mustafa ağbi mekănin cennet olsun.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23