Paris 2024 Olimpiyat Oyunları törenlerle başlarken, Gazze’de yaklaşık 300 gündür soykırım saldırılarını sürdüren Siyonist terör devleti İsrail’in olimpiyatlara katılımı, sözde mottosu “barış” olan olimpiyat ruhunu da katlediyor. Akit’e konuşan Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, yaptığı bozkurt işareti yüzünden milli futbolcumuz Merih Demiral’a iki maç men cezası verilirken, Gazze’de soykırım yapan İsrail’in Olimpiyatlardan men edilmemesinin, yeni bir çifte standart örneği oluşturduğunu söyledi.
MUHAMMET KUTLU ANKARA
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları başlarken, Gazze’de 10 aydır soykırım yapan Siyonist terör devleti İsrail’in katılımı sözde mottosu “barış” olan olimpiyat ruhunu da katlediyor. Akit’e özel açıklamada bulunan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, Gazze’de soykırım yapan İsrail’in Olimpiyatlardan men edilmemesini istedi. İsrail’in Olimpiyatlar’dan men edilmesi için Nelson Mandela’nın torunu Nikos Mandela, Tony Blair’in baldızı Laura Butt, eski Rusya Devlet Duması Abdulvahit Niyazov gibi uluslararası katılımcılarla birlikte Çırağan Sarayı’nda çağrıda bulunduklarını hatırlatan Bekin, şunları dile getirdi.
Çifte standart
“Bu toplantının uzantısı olarak İsviçre’de Olimpiyat Komitesi Genel Merkezi önünde protesto gösterileri yapıldı. Paris’te de büyük bir yürüyüş düzenlendi. Bütün bunlara rağmen ne yazık ki Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach, ‘dünya barışı için spor’ mottosunu taşıyan Olimpiyatlar barış üzerine kurulu olmasına rağmen, İsrail’in men edilmesi konusunda çifte standart örneği ortaya koyarak sessiz kaldı. Oysa geçmişte bunun benzerleri var. Örneğin Güney Afrika Cumhuriyeti 1968’de olimpiyatlardan men edildi. 1992 yılına kadar olimpiyatlara katılmasına izin verilmedi. Başka bir Afrika ülkesi olan Rodezya’nın da 1972 Olimpiyat Oyunları’ndan men edilmesi var. Sovyetler Birliği de 1980-1984 yılları arasında Afganistan’ı işgal ettiği için men edildi. Bütün bu örnekler ortadayken, katliamlarcı İsrail’in men edilmesi kaçınılmaz olduğu halde bu yapılmadı. Tepkilere rağmen Thomas Bach adım atmamıştır. Bu çifte standart yüzünden Olimpiyat ruhu da katledilmiştir. Olimpiyatların barış için yapılmadığını, bütün ilkelere aykırı hareket edildiğini en somut şekilde ortaya koymuştur.”
Eğer İsrail değil, bir Müslüman ülke benzer bir katliam yapmış olsaydı Uluslararası Olimpiyat Komitesi bir gün bile gecikmeksizin, derhal o ülkeyi olimpiyatlardan men etme kararı alırdı. Ne yazık ki söz konusu Müslümanlar olunca çifte standart devreye giriyor. Oysa olimpiyat, din, dil, ırk, etnisiteye bakılmaksızın, fair play çerçevesinde ülkeleri bir araya getiren en önemli organizasyonların başında geliyordu. Olimpiyat Anlaşması’nda ifadesini bulan ilkeler doğrultusunda yapılması gereken ve dünya barışına ön ayak olması gereken olimpiyat meşalesi ne yazık ki bu sefer şiddet ve soykırımdan yana kullanılmıştır.
Katliam sürüyor
İsrail’in Gazze Şeridi’nde başlattığı soykırım vahşeti 294 günü geride bıraktı. Şehit ve kayıpların toplam sayısı yaklaşık 50 bin kişi. Çocuk şehitlerin sayısı 16 bin 251. Kadın şehitlerin sayısı 10 bin 859. Bütün bu rakamların daha da fazla olduğuna dair tahminler var. Enkaz altında olan, ulaşılamayanların sayısıyla bu sayının daha fazla olduğu söyleniyor. Gazze’de taş taş üstünde kalmadı. 2 milyon kişi yerinden edildi. Aç susuz şekilde ölümlerden ölüm beğenmek zorunda bırakıldılar İsrail, bir yandan soykırımlarına devam ederken bir yandan da sporcularıyla olimpiyatlarda temsil ediliyor. Aslında Müslüman ülkelerin eline büyük bir koz geçmişti. Müslüman ülkelerin, İsrail’in katılması nedeniyle bu olimpiyatları boykot etmesi ve katılmaması gerekirdi. Ama ne yazık ki onlar da sessiz kalarak İsrail’in değirmenine yine su taşımış oldular.”
