Milli medya için ‘yandaş’ diyenler Batı’nın ve muhalefetin kirli parasıyla semiriyor! İhanetin biri bin para

Sebahattin Ayan  İstanbul

Kendilerine “özgür medya” diyerek farklı düşünenleri “yandaş medya” yaftasıyla itibarsızlaştırmaya çalışan sol tandanslı basın, yurtdışından gelen fonlarla ve CHP’nin aktardığı kaynaklarla ihya oluyor. CHP’li belediyelerin peşkeş çektiği kamu kaynaklarıyla ihya olan, çikolata kutuları içinde gelen rüşvet paralarıyla sipariş haberler yazan ve kökü dışarıda kaos odakları tarafından sübvanse edilen mütareke medyası, adeta çukurun dibinde debeleniyor.

Her fırsatta “özgür basın” naraları atan ve ‘dürüst gazeteci’ cakası satanların nasıl semirtildiğini gözler önüne seren örneklerden bazıları şöyle

CHP Muğla İl Başkanı Hüseyin Erol’un, “Sözcü TV’nin de aralarında olduğu muhalif kanallar CHP’den para alıyor” açıklamasını inkar edemeyen Sözcü, “Kime, ne kadar ödenmiş açıklasınlar” derken, tartışmaya dahil olan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Sözcü TV’ye para aktardıkları iddiasını kabul etti.

Paralar çikolata kutularında

Cumhuriyet gazetesinin, TBMM’de 2022 yılında bütün partilerin desteğiyle kabul edilen e-ticaret kanunu aleyhine yayın yapması için Çinli bir firmadan çikolata kutusunda 500 bin TL aldığı öne sürüldü. Cumhuriyet gazetesinin patronu Alev Coşkun, ilk olarak reddettiği rüşvet rezaletini daha sonra kabul etti.

Memleket Partisi lideri Muharrem İnce ise, “Haraca bağlamışlar bütün muhalefet belediyelerini. Her bir belediyeden haraç alıyorlar resmen. Aylık maaş alıyorlar” diyerek, “mangır medyası” olarak adlandırdığı muhalif kanalların CHP ve İyi Parti’den her ay düzenli olarak maaş aldığını söyledi.

10 yıl boyunca Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatlığını yapan Mustafa Kemal Çiçek, CHP’nin yandaş medyasına 650 milyon TL’lik meblağ aktardığını itiraf etti.

Muhalif gazeteci Can Ataklı, Gezi kalkışması sürecinde kurulan ARTI1 TV için CHP’den 40 milyon toplandığını fakat bu paranın kaybolduğunu öne sürdü.

CHP’li belediyelerden toplanan 1,5 milyon dolarla KRT TV satın alındı.

“Yamyamları doyuramıyorum” sözleriyle tanınan CHP’li Muzaffer Eryılmaz, Çankaya Belediye Başkanı olduğu dönemde, Cumhuriyet gazetesine düzenli ödeme yaptığını itiraf etti.

CHP’li belediyeler, net satış ortalaması 50 binin altında olan Birgün, Cumhuriyet, Yeniçağ, Karar gibi CHP’nin başını çektiği Zillet İttifakı yandaşı gazetelere tüm gazetelerde kullanılan ilanların yüzde 56’sını verdi.

CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi, ulusal baskıda net satış ortalaması 6 bin olan Birgün’e gazetelerde kullandığı ilanların yüzde 28’ini verirken, CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi reklamların yüzde 24’ünü Birgün ve Cumhuriyet’e aktardı.

Eski ülkücü Mansur Yavaş’ın Başkanlığını yürüttüğü CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi gazetelere verdiği ilanların yüzde 76’sını CHP destekçisi gazetelere aktarırken, yüzde 18’le aslan payı Cumhuriyet’in oldu.

Terör parası ve haçlı fonu

Muhalif çizgideki Yurt gazetesinin sahibi Durdu Özbolat, ‘Öcalan’a methiyeler dizdiği için cezaevine atılan Merdan Yanardağ’ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Tele1 TV’nin, FETÖ firarisi Akın İpek’ten alınan parayla yayın yaptığını iddia etti.

Amerikan merkezli Chrest Foundation Vakfı, internet sitesinden yayınladığı liste ile aralarında Ruşen Çakır’ın kurucusu olduğu Medyascope, 140Journos, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24 ve Serbesiyet de bulunduğu medya kuruluşlarının on binlerce dolar hibe aldığı ortaya çıktı.

Nasıl satıldıklarını gördük

Zillet medyasında dönen akçeli işleri gazetemize değerlendiren Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş, şunları ifade etti: “Muhalif medyanın gerek içeriden, gerek dışarıdan, çeşitli şekillerde desteklendiği malum. Bununla alakalı zaman zaman çeşitli açıklamalar yapılıyor. İnsanlar yaptıklarının bir bölümünü söyler, kalanlarını da sizin, hayalinize bırakırlar. Bu açıdan baktığımızda, muhalif medyanın Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durma çabasına husumet besleyen dış mihrakların ve içerideki uzantıları tarafından desteklendiği son derece açık. Bu maalesef dün öyleydi, bugün de böyle. Muhtemelen yarın da böyle olacaktır. En azından kendi taraftarları da dahil olmak üzere, Türk halkı olarak, malum medyanın nasıl bir takım kirli ilişkiler ağı kurduğunu, ‘dürüstmüş’ gibi davranan insanların nasıl kendilerini rahatlıkla satabildiklerini ve millet menfaatine olan bir şeyi engellemek için nasıl rüşvet kabul edebildiklerini çikolata kutularından dönen paralarla hepimiz görmüş olduk. Burada belki teselli olabilecek şey olur ki ‘devlet baba’, ilgili kurumları, kuruluşları herhalde takip ediyordur. Dönen işleri izliyordur. Gereken önlemleri alıp belki bir müdahale gerekiyorsa bunu yapacaklardır. Umuyorum çikolata kutularında gelen rüşvet paralarının hesabı sorulacaktır.*