Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok” sözleri dünya gündemine bomba gibi düştü. Bu sözler özellikle Arap sokağını bir hayli heyecanlandırdı.

Uzmanlara göre, Erdoğan’ın Esad ile normalleşme girişiminin arka planında Kuzey’de PKK tehdidine paralel Güney’de yükselen İsrail işgal hazırlıkları yatıyor. Erdoğan’ın işte bu yüzden Esad’la bu durumu yüz yüze konuşma amacının yattığı belirtiliyor.

Golan Türkmenlerinden Araştırmacı Öğretim Üyesi Halid Mustafaoğlu, Osmanlının Golan’ı stratejik bir hamle gereği Türkmen yurdu olarak belirlediğini söylüyor. Golan’ın 1967’den itibaren işgal edildiğini ve Türkmensizleştirildiğini belirten Mustafaoğlu, Sünni ve Türkmenlerin zorunlu sürgüne tabi tutularak Dürzilerin o köylere yerleştirildiğini kaydediyor.

Mustafaoğlu, şöyle devam ediyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan siyonist işgal ve yıkımları durduracak en net ifadelerle tarihe geçen bir konuşma yaptı. Çünkü Golan aşılırsa İsrail’i Suriye içlerinde durdurmak çok daha güç olacak. Bu noktada PKK’nın da siyonist işgalin proksi gücü olarak rol alacağı kesin bir durum. Biz zaten Türkiye’yi hep garantör gördük. Sayın Erdoğan’ın planı inşallah gerçek olur ve 300 bin Golan Türkü evine döner.

Lübnan ordusundan emekli Albay Ebu’l-Esaad ise İsrail’i bölgede durduracak tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade ediyor. Güneye inmede Esad’la anlaşma hâlinde koridorun açılacağını kaydeden Ebu’l-Esaad “Golan düşerse Baas rejimi yok olur. Lübnan’da 14 farklı etnik yapı ve parçalı bir ordu-siyaset denklemi hâkim. Aslında ülke İsrail’in yutması için yumuşak lokma hâline getirildi. Suriye’de de ciddi bir mukavemet gücü yok” diyor.

Ebu’l-Esaad, şunları söylüyor: Şu ortamda Erdoğan’ın çıkışı çok anlamlı. Her ne kadar rejim bazında olmasa da Arap sokağını çok heyecanlandıran bir çıkıştı bu. Türkiye oturur beklerse Hatay ve Güneydoğu’da birçok il sınırlarında İsrail bayrağı göreceğini biliyor. Lübnan ve İsrail’le birlikte Akdeniz’den de ağır bir siyonist kuşatma altına girecek. Bu sebeple Güney’de bugün alınacak tedbir yarın karşılaşılacak felaketin de emniyet unsuru olacak.

“İsrail’in Kuzey’e genleşme stratejisine karşı Türkiye’nin güneye inmesi zorunluluk hâli aldı” fikrini savunan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Tuğrul Çamaş da “PKK teröristanı”nın sırf bu amaçla kurulduğuna dikkat çekiyor. “Bizi kısmen o hattan kuşatma ve oyalamak istiyorlar” diyen Çamaş “Lübnan, 1974’ten bu tarafa sistematik bir biçimde zayıflatılıyor. Başka bir devletin müdahalesine bile ihtiyaç duymadan kendi kendine bile yıkılmaya hazır bir hâle getirdiler. Lübnan’ı ve Golan’ı ele geçirmeleri hâlinde Şam’a olduğu gibi Türkiye ile mesafe daralıyor ve Hatay’a kıyı komşusu oluyorlar. Bir sonraki hamle de Suriye’nin toprak bütünlüğünü de ortadan kaldırıp Fırat’a kadar ilerlemek. Sonrası zaten felaket” uyarısında bulunuyor.

Suriye lideri Esad’ın İsrail tehlikesini çok iyi bildiğini belirten araştırmacı öğretim üyesi Halid Mustafaoğlu, Erdoğan-Esad buluşması için çarpıcı ifadeler kullanıyor: Şu anda gelinen noktada Esad için Erdoğan’la anlaşmak artık bir beka meselesi hâline geldi. Son 15 senede bir milyondan fazla insan zorla göç ettirildi ve Golan İsrail’in işgali için her türlü zemin oluşturuldu.

İsrail’i çevreleyen İslam ülkelerinin Tel Aviv ile ittifak hâlinde olduklarına dikkat çeken Mustafaoğlu “Ancak Esad için durum farklı. Hâlen işgal edilmeyen Golan’ın Hadaba, Murteba, Cebel Şeyh, Erneba ve Kuneytra gibi yerleşkeleri düştüğünde Şam ve İsrail ordusu arasında sadece 50 kilometrelik bir uzaklık kalıyor. Yani Esad’ın sarayı tam anlamı ile İsrail askerlerinin namlusunun ucunda olacak. Bir anlamda Suriye, Esad, Baas vesair kalmayacak. Esad ve Erdoğan mutlak manada görüşmeli ve anlaşmalı. Golan’da bu siyonist yayılmacılığa çekilecek set, dünyanın geleceğini etkiler” diyor.

Yine aynı şekilde Lübnanlı Emekli Albay Ebu’l-Esaad’ın ve Suriye’nin kurtuluşunun Erdoğan ile anlaşmaktan geçtiğini belirtiyor. Esaad “Erdoğan şayet Esad’la anlaşır ve siyonist işgale Golan’da set çekerse genelde Sünni dünya özelde ise Türkmenlerin hamisi olarak tarihe altın harflerle ismini bir kez daha yazdırır” diyor.