Osmanlıca’nın zorunlu ders olmasına tarihçilerden destek çığ gibi. 1928 yılında Latin alfabesine geçilmesiyle toplumda travma yaşandığını vurgulayan tarihçiler, Osmanlıca eğitim verilmesiyle toplum ile ecdat arasındaki kopukluğun giderileceği görüşünde hemfikir. Dinler Tarihi Profesörü İhsan Süreyya Sırma ise, Latin harflerine geçişi, “İlmî açıdan bir cinayet” olarak nitelendirdi.
UĞUR AVCI / ANKARA - Osmanlıca’nın zorunlu ders olmasına tarihçilerden destek üstüne destek geliyor. 1928 yılında Latin alfabesine geçilmesiyle toplumun bir günde cahil bırakıldığını savunan tarihçiler, Osmanlıca eğitim verilmesinin toplumun geçmişi ile arasında köprü olacağı görüşünde.
“TOPLUM BİR GÜNDE CAHİL OLDU”
Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü ve Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Akgündüz, harf inkılabından sonra resmi yazışmaların dahi doğru kelimeler ile oluşturulamadığını söyleyerek, “Şu anda ben Bediüzzaman Hazretlerini araştırıyorum. O dönemden kalma bir belgede Said Nursi ismi Seyid Nevrosi diye yazılmış. Bu kadar tanınmış birisini bile doğru şekilde yazamamışlar. Tüm toplum bir günde cahil durumuna düşürülmüş” dedi.
“KUR’AN-I KERİM İNGİLİZCE’DEN ÇEVRİLDİ”
Osmanlıca bilen neslin Latin harfleriyle birlikte afallama evresi yaşadığını vurgulayan Akgündüz, o dönemden itibaren kendi tarihimize uzaklaştık. Latin harflerini bilmeyen nesil, kendi tarihini okuyabilmek maksadıyla oryantalistlerin yazılarına yöneldi. 1930’lu yıllarda Kur’an-ı Kerim İngilizce’den tercüme edilmeye başlanmıştı. Bu toplum için çok büyük bir felaketti” dedi.
“OSMANLI KÜTÜPHANELERİ YENİ NESLE KAPATILDI”
Prof. Akgündüz, Latin harflerine geçilerek Osmanlı Devleti’nden kalma bütün kütüphanelerin, iki yüz milyona varan arşiv belgelerinin yeni nesle kapatıldığını ifade ederek, “Fuat Köprülü, İslâm harflerini terk etmenin bir millete vereceği zararı derinin soyulmasına benzetiyor. Deri soyulduğunda insan nasıl sağ kalmaz ise eski ‘harflerinin değiştirilmesi de bir nesli öldürür’ diyor. Alfabe değişikliği demek zihniyet değişikliği demektir. Osmanlıca’ya karşı çıkanlar Osmanlıca’yı kabul etmek isteyenlerin zihniyetine hücum etmektedirler, dolayısıyla bu aynı zamanda dine hücumdur” şeklinde konuştu.
HALAÇOĞLU’NA CEVAP: KUR’AN AŞKIYLA ÖĞRENİRLER
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, “Osmanlıca’yı öğrenemezler” sözlerine tepki gösteren Akgündüz, “Çocuklarımız İngilizce’yi öğreniyorlar Osmanlıca’yı da öğrenirler. İman ve Kur’an aşkıyla daha çabuk öğreneceklerini düşünüyorum. 15 günde, bir ayda öğrenen insanlar tanıyorum. Türkiye’de Kur’an-ı Kerim okuyan kişi sayısı azımsanmayacak düzeyde. Kur’an-ı Kerim okuyan herkes rahatça öğrenebilir bu dili. Ayrıca çocuklara öğretilecek Osmanlıca çok ağır bir Osmanlıca olmayacaktır. Onların konu hakkında fikir elde edebilecekleri düzeyde olması bile uygundur” diye konuştu.
“İLMÎ AÇIDAN BİR CİNAYET”
Dinler Tarihi Profesörü İhsan Süreyya Sırma ise Latin harflerine geçişi “İlmi açıdan bir cinayet” olarak niteleyerek, “Latin harflerine geçilerek, Arapça harfler yasaklanınca toplum birden bire cahilleşti. Yeni Latin harflerini kimse bilmiyor, eski harfleri kullanmak da yasak. Bu yüzden senelerce bu ülkede kitap yazılamadı. Hatta Latin harflerini savunanlar da bu harfleri yanlış yazıyorlardı. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş olay bir gecede ülkemizde meydana geldi” dedi.
“HALAÇOĞLU DA ARAPÇA VE FARSÇA BİLMİYOR”
MHP’li Yusuf Halaçoğlu’nun “Osmanlıca öğrenilebilmesi için Farsça ve Arapça gramerin bilinmesi gerekir” şeklindeki iddiasına karşı çıkan Prof. Sırma, “Yusuf Halaçoğlu Bey’i yakından tanırım. Kendisi Osmanlıca’yı bilmesine rağmen Arapça ve Farsça’yı bilmiyor. Osmanlıca’yı öğrenmek için Arapça ve Farsça gramer bilmeye gerek yok. Bizim çok sayıda öğrencimiz var. Bu çocuklar Arapça ve Farsça bilmiyorlar ancak biz kendilerine Osmanlıca’yı öğretiyoruz” şeklinde görüşlerini noktaladı.
