• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Laikçiler taktik peşinde

Yeniakit Publisher
2014-05-21 08:31:00 - 2014-05-21 11:40:00
Laikçiler taktik peşinde

Vahdet Vakfı Başkanı ve Fıkıh uzmanı Hüsnü Aktaş Hoca, AK Parti hükümetinin, insanların yaşam biçimlerine müdahale ettiği yönündeki söylemin ‘yersiz’ olduğunu vurgulayarak; son dönemde laikçi kesimde dine, diyanete, tesettüre yönelik görülen yumuşama ve esneme eğiliminin samimi olmadığını, bilakis bir taktik değişiklik olduğunu kaydetti

YENER DÖNMEZ  / ANKARA - Vahdet Vakfı Başkanı, Fıkıh alimi Hüsnü Aktaş Hocaefendi ile Gezi ve 17-25 Aralık olaylarından mütedeyyin kesimlerde gözlemlenen sekülerleşme eğilimine, CHP başta olmak üzere laikçi yapıların dine yaklaşım biçimlerinde görülen esneme emarelerinden toplumdaki ahlâkî yozlaşmaya kadar bir dizi konu üzerinde görüştük. İşte Hüsnü Aktaş Hocanın sorularımıza verdiği cevaplar...

‘KEMALİSTLER SİYASİ VE İCTİMÂİ SOYKIRIM UYGULADILAR’

Yener Dönmez: Üç dönemdir üst üste muhafazakâr bir parti iktidarda ve girdiği her seçimde ezici bir oy alabiliyor. Bu yönüyle Türkiye muhafazakârlaşıyor diyebilir miyiz?..

Hüsnü Aktaş: Muhafazakârlığı insanların kahir ekseriyeti tarafından benimsenen ‘siyasi ve sosyal değerleri korumak’ şeklinde ifade etmek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında değişik siyasi ideolojileri savunan kimselerin, arzu ettikleri siyasi düzen gerçekleştiğinde muhafazakârlaşmaları da mümkündür. Buna Kemalistler ve Sosyalistler de dâhildir. AK Parti sözcülerinin ‘kişi ikrarı ile muaheze olunur’ kaidesini dikkate aldığımız zaman muhafazakâr olduklarını söyleyebiliriz. AK Parti’nin İslâmcı bir parti olmadığı da sözcüleri tarafından defalarca ifade edilmiştir. Girdiği bütün seçimleri kazanmasının bir değil, birden fazla sebebi vardır. Bazı sosyologların ‘Türkiye’nin muhafazakârlaşması’ şeklinde ifade ettikleri siyasi değişim; farzları yasaklayan ve haramları teşvik eden siyasi hareketlere, özellikle CHP zihniyetine karşı direnen insanların siyasi tavrıyla ilgilidir.

‘TESETTÜRDE SAMİMİ DEĞİLLER’

Katı laikçi partilerde dine karşı bir yumuşamanın, bir esnemenin olduğu görülüyor. Örneğin başörtüsü konusunda eski tavırlarını sergilemiyorlar. Sizce tavırları samimi mi?

- Türkiye’nin gündemini yıllarca meşgul eden tesettür yasağı, Modern-Sivil Din anlayışının tabii bir neticesidir. İslâmi tesettürü yasaklamaya çalışan lâikperest politikacılarda görünen tavır değişikliği; askeri vesâyet sistemi zaafa uğradığı için, yeni bir taktik geliştirme ihtiyacıyla ilgilidir. Tesettür meselesinde samimi olmadıkları kendi beyanlarından ve davranışlarından anlamak mümkündür.

‘MÜDAHALEYE NİYET BİLE ETMEDİ’

Ekonomik kalkınmayla birlikte muhafazakar kesimin yaşam tarzında bir değişiklik gözlemliyor musunuz? Sekülerleşme ne boyutta? İddia edildiği gibi iktidarın insanların yaşam biçimini şekillendirmeye dönük bir baskısının olduğunu düşünüyor musunuz?

- Ekonomik kalkınmayla birlikte muhafazakâr kesimin hayat tarzında bazı değişikliklerin olduğunu gizlemek mümkün değildir. Bu kendi iradi tercihleriyle ilgili bir hadisedir. Her mükellef hesap gününde, kendi tercihlerine ve amellerine göre hesaba çekilecektir. AK Parti iktidarının, ‘insanların hayat tarzını şekillendirmeye matuf herhangi bir tavsiyesi veya baskısı var mıdır?’ sualine verilecek cevap malûmdur. On iki yıllık iktidarları döneminde, böyle bir şeye niyet bile etmemişlerdir.

‘İFSATTAN BÜTÜN KATMANLAR SORUMLU’

Toplumda suç oranının artmasını; örneğin aile içi şiddet, cinsel istismar, uyuşturucu ve alkolün yaygınlaşmasını neye bağlıyorsunuz?

- Yeryüzünün halifesi olan insanoğlunun hem üstün meziyetleri, hem zaman içerisinde ortaya çıkan zaafları vardır. Meselâ: “Şeytanın telkinlerine kulak vermesi, şehvetlerinin peşinde koşması, cimriliğe meyletmesi, biriktirdiği mallar sayesinde ölümsüz olacağı vehmine kapılması, hayrına da, şerrine de bilmeden dua etmesi” gibi zaafları, muhkem âyetlerle haber verilmiştir. AK Parti iktidarı; Avrupa Birliği’ne uyumu sağlamak için, bazı yasalar çıkarmıştır. Zinayı suç olmaktan çıkaran ve aile nizamını derinden sarsan bu yasalar, sualinizde yer alan aile için şiddeti ve cinsel istismar hadiselerini gündeme getirmiştir. Geçtiğimiz yıl açılan boşanma davalarındaki artış, bir yıl öncesine göre yüzde yüzün üzerinde artış göstermiştir. Son beş yıl içerisinde esrar kullananların oranı % 140 artmıştır. Bu rakamların ortaya koyduğu cemiyet hayatında yaşanan değişimin, ‘efradını cami, ağyarına mani bir şekilde’ tahlil edilmesi gerekir.

Efendimiz dünyevileşme hususunda uyarmıştı

Hüsnü Aktaş: Dünyevileşme kavramı; hesap gününü unutan, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan ve şehvetlerinin peşinde koşan insanın içinde bulunduğu hali ifade eden bir kavramdır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v), “Ümmetim hakkında endişe ettiğim hususların en tehlikelisi, hevâya uymak ve tûl-i emeldir. Hevâya uymak, insanı hak yoldan saptırır, Tûl-i emel ise ahireti unutturur” buyurduğu malûmdur. İslâm âlimleri dünyevîleşmeyi, insanlığı tehdit eden bir dalâlet ve heva-hevesin ilâh edinildiği bir hayat tarzı olarak değerlendirmişlerdir.

Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23