Küfür, tarihin hiçbir döneminde bu kadar itibarlı olmamıştı! Gerçekten yazıklar olsun
Milat gazetesi yazarı Sabiha Doğan, sosyal medyanın küfür ve hakaretin yükselmesine sebep olduğunu belirtti. Doğan, sosyal medyanın toplumun gerçek yüzünü ortaya çıkardığını ve küfürbazların alkışlandığını vurguladı. Ayrıca, küfür edenlerin hızla popülerleştiğini ve protokollerde yer bulduğunu dile getiren Doğan, hakaretin prestij kaynağı haline geldiği eleştirisinde bulundu. Sabiha Doğan, şunları kaydetti:
Milat gazetesi yazarı Sabiha Doğan, sosyal medyanın küfür ve hakaretin yükselmesine sebep olduğunu belirtti. Doğan, sosyal medyanın toplumun gerçek yüzünü ortaya çıkardığını ve küfürbazların alkışlandığını vurguladı. Ayrıca, küfür edenlerin hızla popülerleştiğini ve protokollerde yer bulduğunu dile getiren Doğan, hakaretin prestij kaynağı haline geldiği eleştirisinde bulundu. Sabiha Doğan, şunları kaydetti:
" "Sosyal medya çıktı mertlik bozuldu" diyeceğim de tam olmayacak. Olsun biz yine bu şekilde zikredelim sonra da "sosyal medya geldi maskeler düştü" diye ekleyelim.
Sosyal medyanın olmadığı bir dünya hayal edecek oldum bir an, herkesin mazbur, makul, nezih, kibar olduğu bir toplum tasavvurumuz olurdu muhtemelen.
Küfürler daha kapalı ve korunaklı ortamlarda yapıldığı için bize/ topluma aksetmeyen çirkinlikler muasır medeniyetler seviyesine ulaşmış, saygılı, eğitimli, özgürlükçü bir toplum hulya ve zannında olurduk.
Egitim seviyesi yükselmiş, çifte diplomaların, masterların duvarlara asıldığı, insanların tanışırken isimlerini değil sıfat ve diplomalarını suratlarımıza çarptığı bir toplumsal yapıda bundan başkasını neden bekleyelim ki öyle değil mi!?
Yoksa nereden görecektik insanların gittikçe saygısız, tahammülsüz, küfürbaz, ideolojisini doğmaya dönüştürüp tahammülsüz, despot, baskıcı ve ötekileştirici olduğunu!
Düşüncesini, bakış açısını betimlerken evren üzerindeki tüm düşünce ve yaşam tarzını bırakınız henüz keşfedilmemiş galaksi ve canlılara dair fikirler, hayat tarzı, siyasi tercihlerine, yaşam biçimine saygı duyduğunu söyleyip insanseverlik ve demokratlık nirvanasına ulaşmış bilge imajlarının önünde saygıyla eğilirdik!
Oluşturdukları sahte imge ve imajın, demokrasi havarisi kılıklarının karşısında kaşmir, blazer ceketlerimizin düğmesini iliklerdik!
Allah'tan sosyal medya akıllı telefonun da marifetiyle çığ gibi yayıldı da ülkemin en ücra köşesindeki sade vatandaşım da ultra elit kişiler de insanların, toplumun hakiki yüzünü görebilmiş oldu.
Modern ve süslü görüntüler altında sakladıkları çirkin yüzleri sosyal medya üzerinden ışık hızıyla her yere, hepimizin gözleri önüne seriliveriliyor.
Ne kadar çok küfür ve bağnazlık, o kadar çok alkış, terfi şöhret ve protokol olma yolu çiçekler, bandolar eşliğinde ayaklar altına seriliyor.
Okkalı bir küfür mü ettiniz veya farklı siyasi görüşe sahip insanlara bu tercihlerinden dolayı aşağılayıp yakası açılmamış hakaret ve küfürler mi döşediniz, o halde takipçi sayınız fırlar, fanlarınız oluşur, makamlara davet edilir, protokole oturtulursunuz!
Öyle ya, hangi vatandaş bu küfür için size suç duyurusunda bulunup dava açmakla uğraşacak değil mi?
Şöhret ve itibar garanti, küfür ve hakaret serbest! Hatta ilk seçimde sizi protokolde yanlarına oturanların kontenjanından siyasi bir ikbal tesis etmeniz bile mümkün!
Oh, ne âlâ! Bir küfür, bin kazanım(!)
Dedim ya küfür ve hakaret hiçbir vakit bu kadar itibar ve prestij kaynağı olmamıştı. Küfredin, yoruluncaya, tıkanıncaya kadar, Özgür Özel'in yanında protokol koltuklarında hepiniz için yer ve istihdam bulunur!"
