Gözü dönmüş bir şekilde başıboş köpek sorununa yönelik yapılacak hiçbir yasal düzenlemeyi kabul etmeyen sözde hayvansever gruplarının arkasında ABD ve pek çok ülkede terör örgütleri listesinde yer alan Hayvan Kurtuluş Cephesi’nin (ALF) bulunduğu ortaya çıktı. Söz konusu gruplar, eylem ve söylemlerinde terör örgütü ALF’ten esinleniyorlar.
ÇINAR DEMİR ANKARA
Gözü dönmüş bir şekilde başıboş köpek sorununa yönelik yapılacak hiçbir yasal düzenlemeyi kabul etmeyen sözde hayvansever gruplarının arkasında pek çok ülkede terör örgütleri listesinde yer alan ve PKK/YPG ile de ortak hareket eden Hayvan Kurtuluş Cephesi’nin (ALF) bulunduğu ortaya çıktı. Bütün dünyayı eylem alanı olarak gören ve sözde hayvanların kurtuluşu için cam kırmaktan araçlara sabotaj yapmaya, kundaklamaya ve bombalamaya kadar her türlü terör eylemine başvuran ALF, Türkiye’de başıboş köpek sorununun çözümüne karşı çıkan sözde hayvansever grupları ile yakın ilişki içerisinde. Türkiye’deki söz konusu gruplar eylem ve söylemlerinde tıpkı uluslararası terör örgütü ALF’den esinleniyor.
Köpekli teröristler
Büyük tehlikeye dikkat çeken Başıboş Köpek Platformu Yöneticisi Sedat Çağırgan, konuya ilişkin Akit’e şunları anlattı: “Bu örgütler görünürde hayvan haklarını savunuyor gibi görünse de insanların yaşam şekline zorla müdahale etmeye çalışmaktalardır. Bunlar Kurban Bayramının bile uygulanmasını engelleme istemekteler. Bugün terör örgütleri şehirlerarası ve hatta çitlerle izole edilmiş otobanlarda bile köpek besleyerek mayının vereceği zarardan daha fazlasını verebiliyorlar. Yine köpekleri kullanarak insanların geçiş güzergahlarını değiştirmeye zorluyorlar. Eskiden eline silah alan eşkıyalar bunu yapardı. Bugün çoğu vatandaş evden, işten çıkış saatini işe, eve gidiş yolunu ve hatta oksijen almak istediği parkı bile köpeklerin olup olmamasına göre belirliyor. İstediği yoldan istediği yere gidemiyor. Bu terör örgütlerinin istediği bir şeydir ve bu eşkıyalık azgın köpekler kullanılarak yapılabiliyor.”
Sivrisinek de can değil mi?
Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Altuntaş da, şunları dile getirdi: “Merhamet; ‘Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma’ şeklinde tanımlanmaktadır. İnsana değil de insan aleyhine olacağını bile bile hayvana göstererek yapılanın adı ‘merhamet sapması’dır. Bakın vicdanen belediyelerin sivrisineklerin artması durumunda ne yaptığını biliyoruz. Hepsi hayvan. Köpeklere ve kedilere insan gibi can muamelesi yaparsak yanlış yaparız. Duygusal bağı bir insan fare ile de kurabilir maymun ile de kaplan yavrusu ile de. Köpekler evcil oldukları sürece bir derece diğer hayvanlara göre daha avantajlı daha cana yakın. Kedi de öyle cana yakındır. Ancak zarar verme (haşere) ihtimali açısından başıboş köpekler sivrisineklerden de kedilerden da çok daha tehlikelidir. Öyleyse başıboş köpekler niçin ayrıcalıklı olsun? Sivrisinek ve farelerden esirgenen merhamet niçin köpeklere gelince arşı alaya çıkıyor. Uyutma merhametsizlik olarak görülürken, Allah’ın yarattığı sivrisinekleri de zehirlemek merhametsizlik olarak addedilmiyor!
Çocuklarımız kurban ediliyor
Çocuklar ölürken hâlâ köpeklere insan muamelesi yapan bazı psikolojik vakaların, çocuklara göstermedikleri merhameti köpeklere göstermesi merhamet sapmasıdır. Bunun adı hayvanseverlik değil. İnsanların yaşam hakkı köpek lobisine kurban ediliyor. Saldırgan köpeklere karşı çare arayanlar ‘vicdansız’ ama bu köpekler tarafından çocukların parçalanmasına göz yumanlar ‘duyarlı’ öyle mi? Ülkemizde başıboş köpek sorunu en başta yaşama hakkı olmak üzere çocukların eğitim hakkı, insanların çalışma hakkı gibi en temel insan haklarını ihlal eden bir sorun haline gelmiştir. Sokakta sahipsiz başıboş köpek olmaz, olmamalıdır.
