Toplumsal nizamın ve içtimai huzurun tesisinde büyük bir önem taşıyan ‘İdam Cezası’ siyasetin gündemine yeniden gelirken, ‘Kısasta sizin için hayat vardır’ ilahi buyruğunu hatırlatan ilahiyatçılar ‘kısas’ hükmünün uygulanmasının benzer suçların tekrar tekrar işlenmesinin de önüne geçeceğini belirtti.
1984’te fiilen 2003 yılından beri ise hukuken kaldırılmış olan idam cezasının yeniden uygulanması için Cumhur İttifakının siyasi irade ortaya koyması toplumu heyecanlandırdı. Korku sınırını aşan canilerin dizginlenmesi ve benzer suçların defaatle işlenmesinin önüne geçmek için hayati bir önem taşıyan idam cezasının İslam fıkhındaki hükmüne yönelik ilahiyatçılardan da önemli açıklamalar geldi. İlahiyatçılar, çocuk istismarı, tecavüz, kasten adam öldürme suçları ve devletin bölünmez bütünlüğüne kast eden terör örgütü mensuplarına yönelik idam cezasını uygulanmasının İslam hukukuna uygun olduğunu belirttiler.
Kısas toplumsal düzeni sağlar
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, “Kısas eşitlik anlamına gelmektedir. Eşitlik hayat kurtarır. Ayeti kerimede, ‘Ey akıl sahipleri kısasta sizin için hayat vardır’ diyor. Kısasın olduğunu bilen bir kişi ona göre davranır. Kısas toplumsal nizamın sağlanması için de elzemdir. Toplum düzeni sağlanmış olur. Korku duvarını aşanlar dizginlenir. Çünkü yapacağı suçun bedelini hayatıyla ödeyeceğini bilir” dedi. İdam cezasının toplumsal nizamın sağlanmasında kritik önem taşıdığına işaret eden Prof. Çeker, “Benzer suçlardan yüzlerce kişinin canı yanıyor. Bunun da önüne geçilmiş olur.
Lakin burada mutlaka dikkat edilmesi gereken husus şudur. İdam cezası verilirken kılı kırk yarmak ve öyle hareket etmek şarttır. Aksi halde kısas cezası adalet yerine mağduriyetlere alet edilmiş olur. Kaş yapayım derken göz çıkarılmış olur. Bir de affetme yetkisi sadece kısas hakkına sahip olandadır. Başkası affetme yetkisine sahip değildir. Eğer gerçekten katil tespit edilir ve ciddi bir yargılamadan sonra suçu tespit edilirse kısas anlamlı olur. Suçluyu doğru tespit edememe durumunda ise endişe verici bir sonuç ortaya çıkar. Adalet bir tarafa atılır ve titizlik gösterilmezse zulüm olur.
Af yetkisi sadece hak sahibine aittir. Mağdur taraf kısas hakkından vazgeçer de diyet yani ‘kan bedeli’ isterse o ödenir. Maktülün yakınları bundan da vazgeçerse yapacak bir şey kalmaz ama maksat da hasıl olmuş olur” ifadelerini kullandı.
Caydırıcı bir özelliği var
Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi E. Öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, “İslam hukukunda amaç suçluları cezalandırma, mağdurları, masumları teselli etme ve benzer suçların işlenmesinin önüne geçmektir. Ve geri de kalanlara ibret olmasıdır. İdam bu noktada caydırıcı ve ibretlik bir cezadır. Çocuk istismarcıları, tecavüz, kasten adam öldürme ve devletin bölünmez bütünlüğüne kast eden terör mensupları için idam cezası uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.
İslam ceza hukukunun caydırıcı temeller üzerine yükseldiğini kaydeden Ayvallı, “İslam hukuku muazzam bir hukuktur. Zira Allah-u Teala koymuştur.
‘Ey akıl sahipleri kısasta sizin için hayat vardır’ ilahi buyruğu çok önemlidir. Eğer bir suçlunun meydanda idam edildiğini görürse insanlar, incir çekirdeğini doldurmayan meselelerden dolayı adam öldürmez. Ya da başka iğrenç suçları işleyemez” değerlendirmesini yaptı.
