• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kısa ömrümüzün ‘uzun hikâye’si

Yeniakit Publisher
2015-08-25 13:15:00 - 2015-08-25 12:38:31
Kısa ömrümüzün ‘uzun hikâye’si

Eski hikayeler bize teknoloji ile mi ulaştı sanıyorsunuz. O köyler olmasaydı, o soba yakılıp etrafı dolmasaydı, evin büyükleri masal niyetine anlatmasaydı…

Çok çabuk değişiyor nesil. “Atarlı” büyüyor şimdikiler. Mecnun’a inanmıyor, Leyla’yı kıskanmıyor. Ne aşkı biliyor ne insanlığı!

''İYİ Kİ ANLATMIŞSIN''

Uzun Hikaye biraz da bunun için önemli. Trenle yolculuk yapan, ailesi yanındaysa dünyanın yanmasına müsaade edebilecek, her şartta haksızlığın karşısında duran Ali’nin hikayesini anlatıyor bize. Yıkılmayan, küçük şeylerden mutlu olmayı becerebilen Ali’nin hikayesini oğlu Mustafa’nın ağzından dinliyoruz. Finalinde Mustafa’yı hayırlıyoruz birde. “İyi ki anlatmışsın”

2012 yılında Osman Sınav’ın beyazperdeye taşıması ile daha çok kişiye anlatalıbilen “Uzun Hikaye” insanda uzun bir zaman iz bırakmayı başarıyor. Okuyun..Olmadı izlersiniz..

Son söz Mustafa’nın;

“Ben o zamanlar on altı yaşındaydım, lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi gibi dik duruyor; ne yana, ne geriye taranmıyor, beni deli ediyordu.

Babam “İnatsın inat... İnatçı adamın saçı yatmaz. Dedene çekmişsin besbelli. Keşke annene benzeseydin” diyordu.

Keşke... Annemin lepiska gibi yumuşacık, sarı saçları vardı. En çok o mavi gözlerini özlüyorum. “Benim oğlum okuyacak yüksek bir memur olacak” der, sonra da göz ucuyla babama bakardı. Sanki anlaşmışlar gibi babam da ona bakar, dudaklarında muzip bir gülümseme: “Hıh... Biz okuduk bir şey olduk sanki” diye omuz silkerdi.”

Uzun Hikaye Mustafa Kutlu

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23