Levent Kırca tarafından sahnelenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ağır hakaretlerin bulunduğu, çarşaflı insanların aşağılandığı “İçerdekiler” adlı tiyatro oyununa Ertuğrul Günay’ın Kültür ve Turizm Bakanı olduğu dönemde bütçeden büyük para aktarıldığı
MEHMET ÖZMEN
KORAY TAŞDEMİR-İSTANBUL
Gezi Parkı eylemlerini destekleyen eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay döneminde Levent Kırca’nın yazdığı ve oynadığı, dindarlara küfür ve hakaretlerle dolu “İçerdekiler” adlı tiyatro oyununa 59 bin lira (59 milyar) para aktarılmış!
GÜNAY, SADECE BU OYUN İÇİN
KIRCA’YA 59 BİN TL VERMİŞ
“İçerdekiler” adlı oyunda Levent Kırca, Başbakan Erdoğan’ı Hitler’e benzetiyor. Türk Hava Yolları’nın kılık kıyafet düzenlemesi ile ilgili çalışmalarını da eleştiren Kırca, sahneye çarşaf giymiş bir oyuncu çıkararak “İşte Türk Hava Yolları’nın hostesi gelmiş” ifadelerini kullanıyor. Çarşaflı kadına yönelik ağır hakaretlerde bulunan Kırca, “Sen örtünmeyi becerememişsin. Burnun patlıcan gibi ortada kalmış. Ya şu burun beni acayip tahrik ediyor lan” ifadelerini kullanarak Müslümanlara hakaret ediyor. Kırca oyunda; Ergenekon Terör Örgütü ve Balyoz Darbe Planı davasının sanıklarını kahraman olarak gösteriyor.
“BU ADAMLARI SANATÇI DİYE
CİDDİYE ALMAMAK GEREK”
Sinema ve Tiyatro Yönetmeni Burak Tarık; “Levent Kırca maalesef sanat adına ciddiye alınacak biri değildir. 28 Şubat sürecinin TV soytarılığının ötesinde ciddi bir sanat kariyeri de yoktur. Bu sebeple bugün bu kadar ortalarda olması, yitirdiği popülaritesini yakalamak adına attığı yeni bir parendedir” dedi ve yasadışı eylemlerde bulunan sanatçıların yargıya hesap vermesi gerektiğini ifade etti.
İnsanları kışkırtmak, yıkıcı bir takım eylemlerde öncülük etmenin, sadece bir sanatçı için değil, hangi meslekten olursa olsun kabul edilebilecek bir şey olmadığını ifade eden Burak Tarık, “Demokrasi dışı her eylem gibi her söylem de tehlikeli ve tahrip edicidir. Kanun karşısında bir takım sonuçları olması da şaşırtıcı değil. Ama her meslek ya da yöntem gibi belirli bir üslup çerçevesinde olmalıdır. Sanat, estetik gibi kavramları düşününce, bu adamları sanatçı diye ciddiye almak, onları eleştirmekten ziyade onlara iltifat olacaktır” dedi.
“HUKUK ÖNÜNDE SANATÇI YA DA ÇİFTÇİNİN
FARKI, İMTİYAZI SÖZ KONUSU DEĞİL”
Tüm bu nümayiş içerisinde, bel bağladıkları tek merciinin halk olduğunu iddia ederken, belediyelerden, Kültür Bakanlığı’ndan medet ummasının acıklı bir durum olduğunu ifade eden Burak Tarık, “Sanatçı dediğimiz insanlar, zaten duygusal reflekslerini daha yoğun yaşayan ve hissettiren insanlar olduğundan bazı taşkınlıklar kabul edilebilir. Fakat hukuk önünde sanatçı ya da çiftçinin bir farkı olmadığı gibi imtiyazlarda söz konusu değil. Bu ayrımı yapabilmek de yargının uzmanlık alanı” diye konuştu.
ÖZGENÇ, SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRDI
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, de son zamanlarda bazı kişilerin sanatçı kisvesi altında yaptıkları militanvari hareketlerden, ideolojik düşüncelerini topluma empoze etmelerinden ve en önemlisi halkı isyana teşvik etmelerinden büyük rahatsızlık duyduğunu açıkladı.
“İstanbul alınmıştır!” gibi saçma sapan sözleri ile halkı galeyana getirmek isteyen Levent Kırca’ya çağrıda bulunan Özgenç, “En ufak bir olay dahi olsa bunun tek sorumlusu sen olacaksın. Keza kendini sanatçı diye lanse eden şahsın sokak cazgırları gibi elinde megafon ile meydanlarda dolaşıp halkı kışkırtmakta olduğu açıkça görülüyor” dedi.
Kırca’nın, “Silivri’yi basıp boşaltacağız” şeklinde açıklamaların olduğu hatırlatan Özgenç, “Bu sözler halkın alenen isyana teşvik edilmesidir. Savcılara, hakimlere duyuruda bulunmak istiyorum. Bugünden itibaren halkın huzurunu kaçıracak en ufak bir sokak hareketi olursa, çıkacak olaylarda halkın malı zarar görürse, esnafın camı çerçevesi kırılırsa ve bunlardan da önemlisi Türkiye’nin marka değerine zarar gelirse, bunun sorumlusu o sözlerin sahibi olacaktır” dedi.
