Kütahya’da 300 kişilik bir grup, âkil İnsanlar Heyeti’ne tepki gösterdi. Aralarında yazarımız ve Genel Yayın Koordinatörümüz Hasan Karakaya’nın da bulunduğu heyet, grup temsilcileri ile yaklaşık 2.5 saat süren bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından sakinl
KÜTAHYA
Âkil İnsanlar Ege Bölgesi heyetinin Kütahya’daki ikinci gün programında yaklaşık 300 kişi, protesto etmek için toplandıkları otelin önünde Avni Özgürel’e saldırmaya çalıştı. Aralarında Genel Yayın Koordinatörümüz Hasan Karakaya’nın da yer aldığı heyetin üç günlük programının ikinci gününde konakladıkları otelin önüne giden eylemciler, slogan atarak protesto etmek istedi. Bir süre polisin ikna etmeye çalıştığı grup üyeleri, basın açıklaması yaptıktan sonra dağılacaklarını bildirdi. Dışarıdaki tepkilere cevap vermek üzere otelden çıkan Özgürel’e bir grup eylemci hakaret ederek, önünde bulunan otomobili yumruklayıp üzerine çıkmaya çalıştı. Saldırı olabileceğini gözönünde bulunduran polisler, Özgürel’i otele geri götürdü. Polis tarafından dağılması istenen grup, trafik güvenliğini tehlikeye düşürdükleri gerekçesiyle orta refüje alındı. Burada da sloganlarına devam eden eylemciler, polis müdahale edeceği sırada dağılarak uzaklaştı.
Daha sonra otel kapısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Avni Özgürel, “Bu hoş bir tablo değil. Elbette bütün bu aleyhte gösteri yapan arkadaşların samimiyetine yürekten inanıyorum. Endişelerine de inanıyorum. Bunları birlikte konuşabiliriz. Sadece birbirimize bağırırsak, neyi ifade edeceğiz? Heyeti karşılarında göremeyince bütün bu insanların iyi niyetinden eminim. Zaten onun için tek başıma çıkıyorum. Benim üzüntüm, dinleme arzusu olmaması. Bana bağırmakla mesele anlaşılmıyor” dedi.
HEYET, GRUPLA GÖRÜŞTÜ
Protestocu grupla diyalog kuran Ege Akil İnsanlar Heyeti, gruptakilerin tamamı ile görüşmenin mümkün olmadığını ancak aralarından seçecekleri temsilciler ile görüşebileceklerini iletti. Kütahya Ülkücüler Derneği’ne mensup oldukları öğrenilen grup, 7 kişilik bir heyet belirledi. Aralarında yazarımız ve Genel Yayın Koordinatörümüz Hasan Karakaya’nın da bulunduğu heyet, grup temsilcileri ile yaklaşık 2.5 saat süren bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından sakinleşen protestocular olaysız bir şekilde ayrıldı.
STK’LARLA BULUŞTULAR
Daha sonra, Tarhan Erdem ile Avni Özgürel, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Fuat Keyman, Fehmi Koru, Hasan Karakaya ve Fadime Özkan, Kütahya’da bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Bir katılımcının, “toplumda bir kesime imtiyaz verildiği iddiası” ile ilgili sorusunu cevaplayan Erdem, “Ben, bu memlekette 48 sene, bugünkü Başbakan’ın zihniyetinin karşısında siyaset yaptım” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı tutmak veya tutmamak bakımından herhangi bir sorunu bulunmadığını dile getiren Erdem, şöyle devam etti:
“10 seneden fazla bir süredir başbakanlık yapan bir insanın, ‘Bu öne mi çıkarılıyor?’ dediğiniz gruba bir imtiyaz vermesi için ne sebep olabilir? Konuştuğunuz grup, Türkiye’de yüzde 7-8’dir. Adamın aldığı oy, yüzde 52’dir. Yüzde 52 oy sahibi olan bir adam, ilave olarak yüzde 5-6’ya niçin taviz verir? Bunu siz niçin düşünebiliyorsunuz? Bunu ciddi olarak merak ediyorum. Sizin söylediğiniz şu; adamın 250 dönüm toprağı var, 5 dönüm toprak almak için oyundan oyuna giriyor. Böyle bir şey olamaz. Sayın Başbakanımızın yüzde 1, 2, 3 oya ihtiyacı olur da bazı grupların oyunu almak için sizlerden bunu gizleyerek bazı teşebbüslerde bulunabilir. Adam fiilen yüzde 49 oy aldı, bugün görünen oyu yüzde 52. Böyle bir şey var mı?”
“TERÖR MESELESİNİN
ÇOK ÖNEMLİ BİR KURALI VAR”
Erdem, bir katılımcının, “Bundan sonra ne olacak?” sorusu üzerine İngiltere ve İspanya’da buna benzer süreçler yaşandığını ve hiç kimsenin gidip meclise, “Ben şunları şunları yapacağım” diyerek işe başlamadığını anlattı.
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in çözüm için 10 yıl uğraşıp başardığına dikkati çeken Erdem, şunları kaydetti:
“Her defasında, her aşamayı ayrı ayrı halkına sundu. ‘2-3 ay sonra şunu yapacağım’ demedi. ‘Ben gidiyorum, onlarla masaya oturacağım, şunu teklif edeceğim, şunu teklif ederlerse kabul edeceğim veya etmeyeceğim’ de demedi. Çünkü bu terör meselesinin çok önemli bir kuralı var. Savaşla bir hak alacağına inanan varsa masaya oturmaz. Savaş, masaya oturuluncaya kadar devam eder. Türkiye’de bundan 2-3 sene evvel taraflar masaya oturmayı kabul etti. Bir ara bozuldu sonra geçen yaz tekrar oturuldu. O masaya oturanların hepsi, iki taraf da gelirken de giderken de farklı insanlardır. Geldiği zamanki durumu ve kararlarıyla, kalktığı zamanki kararları farklıdır. Barış sürecinde veya herhangi bir müzakerede ön yargıyla, kırmızı çizgiyle masaya oturulmaz. O zaman masaya oturmayacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin ender rastlanan, her ulusun tarihinde ender rastlanan bir durumla karşı karşıya gelmiştir. Çok büyük cesaretle bu meseleyi çözmek için girişimde bulunmuştur. Muhatabını bana göre çok doğru tayin etmiştir. Bu muhatapla görüşmeye devam etmektedir.”
“BU SÜREÇ BAŞARIYA ULAŞACAKTIR”
Keyman da çözüm sürecinin, Türkiye’de kanın durması, ülkenin normalleşmesi, kutuplaşmadan çıkması, insanlarının bir arada yaşaması için çok önemli olduğunu dile getirdi. Keyman, “Bu süreç bir siyasi parti süreci değil, bir devlet projesidir” dedi.
Ege heyeti esnafı dinledi
Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu, Kütahya’da esnafı ziyaret etti. Heyet, ilk olarak Samanpazarı mevkiindeki dükkanları gezerek esnafla görüştü. Bazı dükkan sahipleri, heyet üyelerine ikramlarda bulunup iyi niyet temennilerini dile getirdi. Daha sonra üyeler, Germiyan Sokağı’nda bulunan ünlü çini ustası Mehmet Gürsoy’un atölyesine geçti. Gürsoy’dan, çini sanatının tarihçesi ve yapımı hakkında bilgi alan üyeler, sokakta düğün fotoğrafı çektiren çifte mutluluklar diledi.
