Kehribar nedir? Kehribar testleri! Gerçek kehribar testi nasıl yapılır? Faydaları
Kehribar nedir? Kehribarın faydaları nelerdir? Kehribar taşlarının özellikleri nelerdir? Kehribar Türkiye’de hangi bölgelerden çıkmaktadır. Kehribarın sağlığa faydaları nelerdir? Gerçek kehribar testleri nasıl yapılmaktadır?
Kehribar nedir?
Kehribar'ın bilinen diğer adı ise Amber olarak karşımıza çıkmaktadır. Birçok değerli taş gibi aksesuarlarda yerini almanın yanında özellikle süs ve eşya tarafında da değerlendirilen özel bir taş olmuştur. Kehribar Taşı, ısıtıldığı zaman etrafa manyetik bir enerji saçmaktadır.
Kehribar dediğimizde 2 tür kehribar vardır; 1: damla kehribar 2: sıkma kehribar. Kehribarın ana maddesi reçinedir.
Dünya genelinde isimleri şöyledir; damla kehribar (amber), sıkma kehribara da (bagalite amber) denir. Diğer söylenen isimler dilden dile halk arasında kullanılan tabirlerdir. Örneğin; en çok kullanılan tabirlerden Ateş kehribar, Osmanlı sıkma kehribar, Zar kehribar vb.) gibi isimler sayılabilmektedir.
Damla kehribar en az 25 milyon ila 50 milyon yıl önce kayın, ardıç ve çam gibi iri gövdeli ağaçların yara aldığında yada kırıldığında kendini iyileştirmek için salgıladığı sıvının yani reçinenin toprağa karışması ile üzerinden 25 -30 milyon yıl geçmesinden sonra fosil olmasıdır. Bu fosil olan taşlar günümüzde topraktan bataklıktan birde denizden çıkmaktadır. Topraktan kazı yapılarakta çıkar kömür gibi. Birde sondaj vurulup su basılarak çıkarılır. Bu taşlar bizim ülkemizden fosil olarak çıkmaz. Son dönemlerde Bayburt tarafında bulunan sadece reçinesidir fosilleşmemiş halidir.
Kehribar Taşı Faydaları
-Sinirli hali ve mutsuzluğu ortadan kaldırır.
-Hamilelik ve lohusalık dönemlerinde depresyonu azaltıp.
- Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcıdır.
- İyileştirici ve sakinleştirici etkisi vardır.
- Romatizmal ağrıların azaltılmasında etkilidir.
Çamgiller familyasından, bir çam türü olan Pinus succinifera ağaçlarının fosilleşmiş bir reçine olan Kehribar, yüzyıllardan beri kadınların süs eşyalarından en gözde sayılan taşlardan biri olarak benimseniyor. Peki, kehribar taşının gerçek olup olmadığı nasıl anlaşılır? İşte, kehribar testi...
GERÇEK KEHRİBAR NASIL ANLAŞILIR?
- Birkaç damla asetonu kulak çöpü gibi bir şey ile kehribarın üzerine bırakınız, aseton buharlaştığında gerçek kehribar bundan etkilenmeyecektir. Ancak sentetik bir kehribar ise gözle görülür hasar elde edeceksiniz.
- Ultraviyole ışığa maruz kalan gerçek kehribar florasan bir yansıma şeklinde reaksiyon verir. Mavi sarı renk ve tonajlarında bir rengi karanlık ortamda gerçek kehribardan yansıma olarak alabilirsiniz. Sentetik kehribar yansımayı sağlamayacaktır.
- Kehribar, elmastan da yumuşak bir maddedir. Şayet elinize bir nesne alıp onu çizmeye çalışırsanız çizilecek hafif toz bırakacaktır elinize, sentetik kehribar olanlar dayanıklık sergileyecektir.
- Belirli miktarda suya oranında katılmış sofra tuzuyla hazırlanan solüsyonu, 30 dakika kadar iyice karıştırınız. Kehribarı tuzlu suyun içerisine bıraktığınızda gerçek kehribarlar su üstünde yüzecek, sentetik olanlar ise batacaktır.
- Isıtılmış bir iğneyi kehribarın içerisine doğru hafifçe itmeye çalışınız veya kehribarın ucundan hafifçe ısıttığınız zaman burnunuza taze bir reçine (çam kokusu) geliyorsa bu gerçek bir kehribar olduğuna işarettir. Sentetik olan etrafa rahatsız edici bir koku yaymaktadır.
Kehribar Türkiye’de hangi bölgelerden çıkmaktadır?
Dünya üzerinde damla Rusya, Litvanya, Ukrayna, Kaliningrad, Doğu Almanya, Baltık denizi gibi ülkelerden çıktığı bilinmektedir. Kendine has sarı rengi damla kehribarın ayrıca nadir olarak çıkan mavi ve yeşil olanı vardır. Bunlarda Dominik Cumhuriyeti, Meksika gibi ülkelerden çıkar. Bu mavi kehribar özelliği volkanik küllerin olduğu bölgelerden çıkmasıdır, Siyah zemine konulduğunda mavi rengi gözle görmek mümkündür.. Dünya genelinde en kıymetli damla olarak gereçer ve ismi "blue amber" diye bilinir. Bu taşlar bizim ülkemizden fosil olarak çıkmaz. Son dönemlerde Bayburt tarafında bulunan sadece reçinesidir fosilleşmemiş halidir.
Hatırlatmakta fayda var!
Halk arasında yayın olan damla kehribarın kesinlikle yakılarak test edilmesi çok yanlıştır.
Bulunuşu hikayesi
1902 yılına dek plastik yokmuş ve ampul yeni icat edilmiş, ampulün duyu porselenmiş pahalı bir materyal olan porselenin yerini alacak ayni zamanda ısıya dayanıklı olacak çünkü ampul yeni bulunduğu için çok ısı veriyor malzemede yanıyor. Burada Bakelite devreye giriyor ve fosil olan amberi alıp fenol ve fenolformaldehit olan alkollerle karışım yapıp reaksiyone ediyor ortaya sıkma kehribar çıkıyor. Rengi ilk yapıldığında sarı olan sıkma kehribar sonraları ev işleri yapımında telefon ve radyo imalatında kullanılıyor Kullanım alanı rahat sekil alabilmesi nedeniyle hızla genişlemekte ve şemsiye sapı, ayakkabı topuğu, çekmece kulpu vs. eşyalarda kehribar dönemi başlamış olmaktadır. Zaman geçtikçe içerisindeki fenolden dolayı renk değiştirip koyulaşıyor önceki halini görüp alan insanlar itiraz edip şikayetçi oluyor. Sarı şemsiye sapı da zamanla sap kırmızı oluyor, fabrika zarar etmeye başlayarak üretimi zayıflatıyor. Tüm bu gelimeler sırasında Osmanlı halkı bu malzemeden tespih (tesbih) yapmaya başlıyor. Osmanlı halkı bu tespihlere bayılıyor çünkü elde hoş bir koku bırakmasının yanında tesbih çektikçe renk değiştirerek koyulaşıyor.
Kehribarın üzerine yapışan sinek ve böcekler reçine tarafından hapsedilerek bu kehribarlar ile taşlaşmasına neden olmaktadır. Fosilli kehribar olarak anılan bu tarz oluşumlar normallerine göre kehribara daha fazla değer katmaktadır. Ayrıca kehribarın toprağa dökülmesi sonucu bitki ve toprak karışımı ile fosilli kehribarlar oluşmaktadır. Bu malzemeyi yakarak kesinlikle test etmek doğru değil fakat malzeme yakıldığında balata yanığına benzer koku veriyor
