Kara Harp Okulu’ndaki "kılıçlı" yemin töreniyle ilgili şok iddia! "Yusuf Dikeç" detayı olay oldu
Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Kara Harp Okulu'ndaki teğmenlerin kılıçlı yemin töreninin önceden planlanmış bir gösteri olduğunu dile getirdi. Tayiz, olayın aniden gerçekleşmediğini, aksine defalarca prova yapılarak sahneye konduğunu belirtti. Bu şovun arkasında bir hikaye üretme çabası olduğunu ifade eden Tayiz, teğmenlerin bu tür algı operasyonlarına alet olmamaları gerektiğini vurguladı. İşte Kurtuluş Tayiz'in yazısı:
Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Kara Harp Okulu'ndaki teğmenlerin kılıçlı yemin töreninin önceden planlanmış bir gösteri olduğunu dile getirdi. Tayiz, olayın aniden gerçekleşmediğini, aksine defalarca prova yapılarak sahneye konduğunu belirtti. Bu şovun arkasında bir hikaye üretme çabası olduğunu ifade eden Tayiz, teğmenlerin bu tür algı operasyonlarına alet olmamaları gerektiğini vurguladı. İşte Kurtuluş Tayiz'in yazısı:
"Teğmenlerin kriz çıkaran kılıçlı yemin şovu gündemdeki yerini koruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterdiği tepkiden de anlaşıldığı üzere MSB konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatmış. Ve ilk incelemelere göre kılıçlı şov birkaç kez prova edilmiş. Yani aniden, doğaçlama bir şekilde, günün coşkusundan kaynaklanan duygusal bir şov değil. Önceden üzerinde durulmuş, tekrarı yapılmış, hazırlanılmış bir gösteri.
Ayrıca bu yemini ikonlaştıracak bir pozun ortaya çıkması için de hayli çaba harcanmışa benziyor. Olimpiyattaki ikonik pozuyla dünyanın gündemine oturan Yusuf Dikeç'ten esinlendikleri de anlaşılıyor.
Aslında çağımız şov çağı. Akılda kalması ve daha çok insana ulaşması için mesajların bir gösteriye dönüşmesi gerekiyor. Ve şovunuza bir hikâye eklemeniz de şart. Başka türlü görünür olamıyorsunuz, maalesef. Başarılı bir şovun arkasında muhakkak iyi bir hikâye vardır. Fakat teğmenlerin şova gerekçe olan hikâye fazlasıyla zayıf duruyor. "Türk ordusunun tarikatların, cemaatlerin ordusu olmadığını anlatmak istediklerini" belirtiyorlar.
Galiba farkında olmadıkları kısım tam da burası. Türk devletinin, ordusunun, bürokrasisinin "tarikatların, cemaatlerin etkisine girdiği" yönünde yoğun bir kara propaganda hüküm sürüyor. Bu sistematik, uzun süredir ve her alanda yapılan bir algı çalışması. Bu propagandayla devlette, orduda, siyasette, askeri-sivil bürokraside ve toplumda ayrışma üretmek amaçlanıyor. Ne yazık ki bu propagandanın başını da siyasetçiler ile özellikle de dokunulmazlık kılıfının arkasına saklanan milletvekilleri yapıyor. Bu propagandadan etkilenmeyen de kalmadı zaten. Ne var ki ordu mensupları, bu algı operasyonlarının etkisi altına girip kendince mesajlar üretemezler. Bununla başaracakları veya elde edecekleri bir sonuç da yok. Sadece, bu kampanyayı yürüten iç ve dış çevrelerin, gizli elin değirmenine su taşımış olurlar ki, en başta da kendilerine, emeklerine yazık ederler."
