• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kandil, Hamas’a çaktı! HEDEP ‘Filistin’ dedi! Genel Merkez çark etti! İsrail sevgisi ağır bastı

Yeniakit Publisher
2023-10-24 19:42:00 -
Kandil, Hamas’a çaktı! HEDEP ‘Filistin’ dedi! Genel Merkez çark etti! İsrail sevgisi ağır bastı

Filistinli direniş güçlerinin İsrail'e yönelik Aksa Tufanı Operasyonu dünya gündemine oturdu. Geçmişte Filistin mücadelesine söylem düzeyinde destek veren Kandil'in yancısı HEDEP gibi oluşumlar açıktan açıktan İsrail saflarında yer alıyor.

7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı Operasyonu'nun işgal altındaki topraklarda yarattığı etkinin yankısı geniş oldu. Ortadoğu'da ve dünyanın her yerinde tartışılan bu gelişme bir turnusol kağıdı işlevi de gördü. Filistin direniş güçlerinin on yıldır abluka altında olan Gazze kentinden İsrail'in işgal altında tuttuğu topraklara yönelik eylemleri Kürt ayrılıkçıları tarafından 'çıkar savaşı' olarak değerlendirildi. Halkların Demokratik Partisi, Olayların başladığı illk günlerde 'Filistin'e destek' açıklamaları yapmıştı. Ancak Kandil'den farklı açıklamalar gelince PKK'ya yakın yayın organları 'açı' değiştirmek zorunda kaldı. PKK elebaşılarından Cemil Bayık, 'Filistin halkının yanında olduklarını ama Hamas'ın yöntemlerini doğru bulmadıklarını' açıklamıştı.

Kandil'den uyarı gelince çıkar savaşı oldu

PKK terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Yeni Özgür Politika'nın bugünkü manşeti "Gazze çıkar savaşının kurbanı" oldu. Manşete taşınan yazının imzası da Selahattin Erdem'e ait. Başlığından da anlaşılacağı üzere Filistin ve İsrail'i eşitleyen bir yaklaşımı temsil eden yazıda İsrail ile Hamas arasında bir tercih yapmak zorunda olunmadığı belirtildi.

"Mevcut İsrail yönetiminin ya da HAMAS’ın birinin yanında yer almak ve politikalarına ortak olmak zorunda değiliz. Bu iki gücün temsil ettiği milliyetçi ve dinci zihniyet ve siyaseti reddetmeli, iki ulus devlet yaklaşımının çözüm üretmeyeceğini bilmeliyiz."

Hamas meselesi

Öncelikle Aksa Tufanı Operasyonu'nda Hamas dışında direniş grupları da yer almasına rağmen Batı kaynakları 'haber' merkezlerin konuyu Hamas'la sınırlandıran bir terminoloji kullanmayı tercih ediyor. Yeni Özgür Politika'nın da benimsediği bu tercih solcu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin de operasyonda yer aldığı gerçeğini dahi görmezden geliyor. Yazı boyunca Hamas'tan bahsediliyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı ve direniş güçlerinin eylemleri 'Hamas' başlığpHamas'ın dinci karakterine özellikle yapılan bu vurgu onun bir direniş örgütü olduğu gerçeğinin üzerini kapamak için çeşitli çevrelerce sıklıkla kullanılıyor. Hatta bu çevreler arasında kendisini 'Türkçü' olarak adlandıranlar da bulunuyor. Selahattin Erdem'i ve gazetesinin tanımlaması da aynı doğrultuda.
Yazıdan alıntılanan paragraftan çıkan bir diğer sonuç da Filistin sorununa iki ulus devlet yaklaşımının çözüm üretmeyeceği önermesi. Bu noktada bir kavram seçiciliğine baş vuruluyor; BM'nin Filistin sorununa ilişkin vizyonu olan 'iki devletli çözüm'e karşı çıkar gibi görünen yazı 'iki devletli çözüm'e iliştirdiği bir başka kavramla konuyu başka bir noktaya taşıyor: Ulus. 'İki ulus devlet yaklaşımı'nın sorunu çözmeyeceği ifadesi aslında bir bütün olarak ulus devletlere karşı konumlanışın bir yansıması oluyor. Zaten yazının ilerleyen kısımlarında terörist başı Abdullah Öcalan'ın ulus devlet karşıtı tezleri Filistin sorununa da çözüm olarak sunuluyor.

Yeni Özgür Politika'ya göre savaşın nedenleri

Selahattin Erdem savaşın nedenlerini iki başlık altında açıklıyor. Birinci neden başlığı altında "Her iki tarafta da hakim olan milliyetçilik ve dinciliktir, milliyetçi ve dinci zihniyet ve siyasettir. Başka bir deyişle, gerçek demokrasi yoksunluğudur." değerlendirmesi yazılıyor. İsrail'in siyonist hedeflerini ve yayılmacı girişimlerini görmezden gelen bu ifadeler Filistinlilerin işgal altındaki topraklarını kurtarmak için verdiği ulusal kurtuluş mücadelesini emperyalist-siyonist yaklaşımla eşitliyor. Ve mücadelenin iki tarafı da 'milliyetçilik-dincilik' etiketiyle aynı çuvala konuluyor.

Erdem, savaşın ikinci nedeni olarak son G20 zirvesinde açıklanan Hindistan-Suudi Arabistan-İsrail-Güney Kıbrıs-Yunanistan hattını izleyen Asya-Avrupa yeni enerji yolu projesini görüyor. Erdem, bu projeye karşı çıkan ülkelerin söz konusu yol üzerinde bir savaş çıkarttığı imasında bulunuyor.
Erdem yazısının bu kısmında Filistin meselesinin berraklaştırdığı safları da ortaya koyuyor:

"Mevcut İsrail yönetimi ve ABD gibi güçleri, söz konusu yolu sağlama almaya çalışanlar kategorisinde sayabiliriz. Bugünkü TC Yönetimi ise, söz konusu yol projesini sabote etmeye çalışan güçlerin başında geliyor."

Erdem'in Türkiye Cumuhriyeti'ni ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Hamas'ın yanında konunmlandırmasının ardından neden böyle bir yazı kaleme aldığı da açıklığa kavuşuyor.

Çelişkilerle dolu yazı

Yazıda, Erdoğan'ın bu söz konusu G20 projesini sabote etmek için Karabağ Savaşı'nı ve Filistin'deki mevcut çatışmaları 'kışkırttığını' dile getiren yazar, ilerleyen kısımlarda da ABD'nin bir 'yol temizliği' yaptırdığını öne sürüyor. Direniş güçlerinin Aksa Tufanı operasyonunun başından beri dile getirilen ve kanıtlanmamış 'Hamas'ın bu harekatı İsrail'e malzeme vermek için yaptıdığı' teoriye benzer bir argüman olan ABD'nin 'yol temizliği' hamlesinin nedeni ise anlaşılamıyor. Yazıda da ifade edlen G20'nin bu yeni projesine destek veren ABD projenin yolu üzerinde neden savaş çıkarıyor?

Üstelik yazar, savaşı Erdoğan'ın ABD desteğiyle kışkırttığını da ileri sürüyor.
Yazının ilgili kısmındaki şu ifadeler ise yazarın direnişe nasıl baktığını da gözler önüne seriyor:
"Çok açık bir biçimde görülüyor ki, HAMAS’ın yaptığı tam bir provokasyon niteliğindedir. Mevcut İsrail Yönetimi de söz konusu provokasyonu kendi lehine çevirmek için uğraşmaktadır." Bu argümanı Türkiye'de pek çok kesim benimsemiş durumda. Aynı koroya kendisini Kürt hareketi olarak adlandıranların da katıldığı ortaya çıktı.

Filistin ve 'Kürdistan'

Yazının son kısmında, Filistin ve 'Kürdistan' sorunlarının ortadoğu'nun temel meseleleri olduğunu dile getiren Selahattin Erdem "her iki halkın ulusal demokratik hakları tartışılamayacağını ve engellenemeyeceğini" ifade ediyor. Ancak Erdem, Hamas'ın ve görünen o ki Kürtlerin haklarını savunduğunu düşündüğü PKK'nın 'birbirine benzetilemeyeceğini' de yazıyor. Bu cümle üzerinde pek çok kesimin birleştiği bir nokta olabilir.

Çünkü PKK ve onun Suriye'deki uzantısı YPG/PYD tıpkı Irak'ın kuzeyini yöneten Barzani gibi İsrail yardımlarına mazhar oluyor. Barzani'nin engellenen bağımsızlık ilanını ilk tanıyan ve destekleyen İsrail yönetimiydi. Yarım asırdır Barzani'nin yanında yer alan siyonist rejim Suriye'nin kuzeyindeki terör yapılanmasına da 'insani yardım' adı altında destek olmuştu. Keza YPG/PYD terör örgütleri tarafından yönetilen bu yapılanman İsrail'in en büyük müttefiki ABD tarafından kendilerinin'kara gücü' olarak tanımlanan ve bu ülkeden silah, mühimmat ve eğitim desteği alan YPG/PYD cenahından İsrail'i karşısına alan bir siyasetin gelmesi şaşırtıcı olurdu.

Sonuç olarak gerçekten de Filistin direniş güçleriyle PKK gerçekten birbirine benzemediği gibi farklı saflarda yer alıyor. ABD'nin geçtiğimiz hafta PKK'yı korumak için Türk SİHA'sını düşürdümesiyle İsrail'i korumak için uçak gemisi görevlendirmesi hangi aktörün hangi pozisyonda olduğunu tek başına açıklıyor.

Kaynak: Odatv

Putin ve Erdoğan Filistin-İsrail çatışmasını ele aldı: Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları örtüşüyor" target="_blank">
Putin ve Erdoğan Filistin-İsrail çatışmasını ele aldı: Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları örtüşüyor
Putin ve Erdoğan Filistin-İsrail çatışmasını ele aldı: Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları örtüşüyor

Gündem

Putin ve Erdoğan Filistin-İsrail çatışmasını ele aldı: Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları örtüşüyor

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Pkk ve israil

Mesut Barzani ve Talabani asılları neydi araştırmak lazım büyük İsrail'e gitmek için Kürtlerin kullanilmasi İsrail ve neconlarin asıl amacidir PKK zaten taşeron örgüt parayı ver kullan

Ferhat

Bu teröristlerin mecliste ne iş var.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23