• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kan ve gözyaşı istemiyoruz

Yeniakit Publisher
2014-11-12 08:12:00 - 2014-11-12 08:02:40
Kan ve gözyaşı istemiyoruz

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde son birkaç haftadır yaşanan ve sivil, asker 10’a yakın kişinin hayatını kaybettiği saldırı ve infazlar tepkiyle karşılandı.

DİYARBAKIR - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde son birkaç haftadır yaşanan ve 10’a yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırı ve infazlar tepkiyle karşılandı. IŞİD bahanesiyle yapılan izinsiz gösterilerin ardından Hakkari ve Diyarbakır’da sokakta sivil olan güvenlik güçlerinin arkadan ateş edilmesiyle şehit edilmesi, Bingöl İl Emniyet Müdürüne yönelik silahlı saldırı, Bingöl’ün Karlıova ilçesinde HÜDA PAR üyesi bir vatandaşın uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi, Şırnak’ın Cizre ilçesinde terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi üyelerince 22 yaşındaki gencin ajanlık yaptığı gerekçesiyle öldürüldüğü iddiası bölgede tedirginlik yarattı.

Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları, akademisyen ve siyasetçiler terör örgütü tarafından yapıldığı önü sürülen bu olaylara tepki gösterdi.

Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, bu tür olayların toplumda gerginlik yarattığını, bu olaylardan dolayı insanların ciddi manada korku ve endişe yaşadığını söyledi. Bölgede yaşanan son olaylar nedeniyle 1990’lı yıllara dönüş korkusunun yaşandığını belirten Coşkun, “Sürecin ruhuna aykırı eylemler bunlar. Sürecin en önemli unsuru herhangi bir insan kaybının olmamasıydı. Bunların meydana gelmesi bu konuda ciddi kuşkuları gündeme getiriyor. Bu olaylara her kesimin doğrudan tavır alması gerekiyor” dedi.

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Murat Koç ise, sokakta insanların arkadan vurulması ya da insanların öldürülüp sokağa atılmasını bir güç gösterisi olarak değerlendirdiğini anlatarak, bu tür olaylarla PKK’nın gücünü göstermeye çalıştığını belirtti.

Koç, “Bu olayları yargısız infaz olarak görüyoruz. Bunların karşısındayız. Bölgemizde Kürtlerin geleneğine de aykırı bu tür olaylar. Bir kişinin arkasından sıkmak ne Kürtlüğe, ne Müslümanlığa, ne insanlığa, ne de bölgedeki geleneğe yakışır. Bizleri utandıran eylemlerdir bunlar” diye konuştu.

AK Parti eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt da bölgede “Jitemvari” bir hareketin olduğunu, ifade ederek, “Yıllardır yol kesmelerden şikayet ettik, birileri halen yok kesiyor. Faili meçhullerden şikayet ettik, halen devam ediyor. Birileri halen 1990’lı yıllardan çıkamamış. Onların da çıkması lazım. Devlet bu konuda kendisini toparlıyor. Buna ilişkin herkesin 1990’ların dışına çıkması gerekir. Artık kan ve gözyaşından bıktık. Birileri bunlara bize dayatmamalı” değerlendirmesinde bulundu.

Diyanet Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen ise, bölgenin barış sürecine girdiği günden bu yana huzur ve sükun ortamını yakaladığını, son dönemlerde bölgede yaşanan olayların tüm halkta 1990’lı yıllara yeniden dönüşün korkusunu geliştirdiğini dile getirdi. Evsen, konuşmasını şöyle tamamladı: “Demokratikleşmiş bir ülkede böylesi olaylar bir an önce çözülmeli, faillerin ortaya çıkarılarak halkın rahatlatılması lazım. Bu tür olaylar kesinlikle bizleri 1990’lı yıllara götürmeyecektir. Çünkü halk barışa inanmıştır. Kesinlikle yeni bir çatışma zemini istemiyor. Arkasında kim olursa olsun halkın her kesimi bu tür olayları şiddetle kınamaktadır. Bir daha bu olayların yaşanmasını istemiyor.”           

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23