• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kâbe çılgın Türklerde olsaydı ne olurdu? İşte "Yok artık" dedirten senaryo

Yeniakit Publisher
2024-09-02 15:15:00 - 2024-09-02 14:03:32
Kâbe çılgın Türklerde olsaydı ne olurdu? İşte "Yok artık" dedirten senaryo

Ebubekir Atasoy, Kâbe'nin Türklerin elinde olsaydı nasıl bir durumda olacağını hayal eden bir yazı kaleme aldı. Atasoy, Doğruhaber gazetesindeki ironik yazısında özetle şunları kaydetti:

Ebubekir Atasoy, Kâbe'nin Türklerin elinde olsaydı nasıl bir durumda olacağını hayal eden bir yazı kaleme aldı. Atasoy, Doğruhaber gazetesindeki ironik yazısında özetle şunları kaydetti: 

"Kurban Bayramından sonra, hac ibadetini tamamlayıp memlekete dönen; eş, dost, akrabalarımızı ziyaret ettiğimizde; Kâbe'nin dokusunu ve manevi havasını zedeleyen, Zemzem Towers olarak adlandırılan gökdelenin yapımına izin veren, Suudi yönetimine tepki gösterip:

'Kâbe biz Türklerde olsaydı, bu hainliğe ve alçaklığa izin verir miydik'? Diye söylendiklerine şahitlik ettik.

Kâbe (sözde)İslam'ın son kalesi, Afrika kıtasının elek altı ülkelerinde, şantiyelerde çalışan Türk işçilere göre ise,' İslam'ı hakkıyla yaşayan tek millet olan Türklerde' olmalıydı değil mi?

Peki, hiç düşündünüz mü, Kâbe çılgın Türklerde olsaydı hali ne olurdu acaba.

İlk yapacağımız icraat Hz. Peygamberin evinin yanı başında bulunan meydana büyük bir Atatürk büstü yaptırmak olurdu.

Büstün altına da Atatürk'e şöyle bir söz atfedip, altın harflerle nakşederdik.

'BEN HACININ TÜRK OLANINI SEVERİM'

Kâbe'nin batı giriş kapısına iki metre eninde devasa bir nazar boncuğu koyardık.

(...)

Kâbe'nin tüm kapılarında, Türk seyyar satıcılar; eşsiz pazarlama taktikleriyle Yasin cüzleri, muskalar, sırlı dualar kitapları, okunmuş sular ve Mevlana şekerleri satarlardı.

(...)

Kayserili hacılar mantı dökecek, Konyalı hacılar arabaşı etrafında semah dönecek, Çamlıyayla hacıları sucuk çevirecek, bilmem ne köyünün hacıları çilli bom oynayacaklardı.

Kâbe megafonundan Sedat Anar 'Allahu Allah' ilahisini seslendirecekti.

Kâbe her seçim döneminde sadece siyasilere açık olacaktı.

Sayıları milyonu bulan milletvekili aday adayları, meclis üyesi adayları, muhtar adayları, bilmem neyinin nesinin nesinin aday adayları hac kontenjanlarını dolduracaklardı.

Kâbe'nin dört bir tarafına Türk müteahhitler gökdelen dikecek, gökdelenlerdeki havuzlar harem selamlık olacaktı.

CHP Anayasa mahkemesine başvurup bunun kadın erkek eşitliğine aykırı olduğunu belirterek, havuzların karma olması için eylem başlatacaktı.

Kâbe'nin tam üzerine büyük bir gökdelen yapılıp, gökdelende kalan hacılar paraşütle Kâbe' ye ineceklerdi.

(...)

Atatürk'e 'hem seyittir hem hafızdır' diyen malum siyasetçi yaşasaydı; Hafız Seyit Atatürk söylemini, Hacı Hafız Seyit Atatürk olarak değiştirecekti.

Atatürkçü dernekler, atamıza iftira ediyor diye malum şahsı mahkemeye vereceklerdi.

Haftalarca, kahvelerde şamata malzemesi olacak şu cümleyi kullanacaktı. 'Atatürk 27 defa hacca gitmiştir.'

(...)

Türk genç hacılar; Kâbe'nin duvarlarına, Ashabı kehf mağarasında olduğu gibi sevgililerinin baş harflerini kazıyacaklardı.

Kızı veya oğlu evlenememiş, işsiz kalmış hacı adayları Eyüp Sultan’da olduğu gibi Kâbe'nin her tarafına çaput bağlayıp, kurşun dökeceklerdi.

Evlenen gençler damatlık ve gelinlikleriyle soluğu Kâbe'de alıp, el ele tavaf yapıp, romantizm yaşayıp, anı resmedeceklerdi.

Deizm çizgisini zorlayan hocalar: Hac bir ritüeldir hacca gerek yok, zihninde tavafı yaparsan olursun okkalı bir hacı diyecek ya da Kur’an'da Kâbe de örtülü gezmek yazmıyor diyerek, fitne kazanını karıştıracaktı.

Kâbe'nin her türlü işgalden kurtulup, özgürleşmesi temennisiyle...

Selam ve dua ile."








 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

.....

Bol bol turizm gelirimiz olurdu...

cemil gür

çok doğru ve yerinde bir yazı olmuş
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23