• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İşte Batı’nın kanlı yüzü! Eray Güçlüer, tek tek ifşa etti

Yeniakit Publisher
2024-09-02 16:30:00 - 2024-09-02 14:04:33
İşte Batı’nın kanlı yüzü! Eray Güçlüer, tek tek ifşa etti

Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, emperyalizmin mantığını ve sömürgeci politikalarını eleştirdi. Güçlüer, Batı’nın kendi çıkarları için toplumları birbirine düşürdüğünü ve çatışmalardan beslenen bir düzen kurduğunu ifade etti. Filistin’de yaşanan trajediyi hatırlatan Güçlüer, ayrılıkların ve bölünmelerin ağır sonuçlar doğurduğunu belirtti. İşte Eray Güçlüer'in yazısı:

Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, emperyalizmin mantığını ve sömürgeci politikalarını eleştirdi. Güçlüer, Batı’nın kendi çıkarları için toplumları birbirine düşürdüğünü ve çatışmalardan beslenen bir düzen kurduğunu ifade etti. Filistin’de yaşanan trajediyi hatırlatan Güçlüer, ayrılıkların ve bölünmelerin ağır sonuçlar doğurduğunu belirtti. İşte Eray Güçlüer'in yazısı:

"Mazlumların zafiyetleri çektikleri çilelerin de asıl sebebidir. En büyük zafiyet ise ayrılığa düşmek, şer ve nifak odaklarının oyunlarına alet olmaktır. Günümüzde uzak doğu Asya'dan Orta Doğu'ya ve Afrika'ya kadar Müslüman olsun veya olmasın bütün acı çeken masum toplumların en büyük zaafları kendi içlerinde birlik olamamaktır. Yani şeytan gücünü mazlumların kendi aralarındaki ayrılıklarından almaktadır. Ama bu ayrılıkların ve ayrışmaların bedeli çok ağır olmaktadır. Bedeli kan ve göz yaşı olmaktadır. Bedeli ölüm olmaktadır. İşte şu an Batı Şeria ve Gazze'de yaşandığı gibi. Aynı millete mensup iki toplum Siyonist ajanlar tarafından birbirlerine düşürülünce yaratılan ayrılıktan İsrail yararlanıyor. Sonuçta Filistin halkı tarih sahnesinden yavaş yavaş silinmeye doğru gidiyor.

EMPERYALİZMİN MANTIĞI

Emperyalist sömürgeci güçlerin mantığı "her canlı yaşayabilmesi için birinin diğerini tüketmesine bağlı olduğu bir sistem içerisine doğar" anlayışına dayanır. Bu anlayışta olanlar kendi dışındakileri insan bile olmayan düşmanlar olarak görürler. Kendilerini o kadar çok severler ve o kadar yüksekte görürler ki yiğitçe savaşmak yerine pusu kurmayı tercih ederler. Özellikle toplumları etnik, mezhepsel, dinsel, ekonomik ve siyasi ayrılıklar üzerinden birbirlerine kırdırmakta ustalaşmışlardır. 1994 yılında bir orta Afrika ülkesi olan Ruanda'da yaşanan katliam ibretliktir. Fransa'nın kışkırtmasıyla ülkenin en önemli kabilelerinden olan Hutu'lar 800 bin Tutsi kabilesi mensubunu öldürdüler. Fransa, katliamın ekonomik olması için Hutu'lara mermi vermek yerine 200 bin adet pala göndermiştir. Katliam palalarla insanların kesilmesi suretiyle gerçekleştirilmiştir.

SÖMÜRGECİ EMPERYALİZMİN KÖKENLERİ

Başta coğrafya olmak üzere doğa şartları ve yaşanan olayların insan toplumlarının sosyo genetik yapılarının oluşmasında çok önemli etkileri vardır. Elbette geniş bir araştırma konusu olmakla beraber Avrupa sömürgeciliği ve emperyalist mantığının arkasında, kıt kaynaklara sahip açlık ve sefalet içerisindeki kıta sakinlerinin yaklaşık 15 asır süren ilk ve orta çağ dönemlerinde engizisyon sistemi içinde çektikleri büyük azapların sonucu olma ihtimali mevcut. Ayrıca bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu gibi baskın bir ülke karakterinin siyasal hakimiyetine karşı duyulan acziyetin de sömürge zihniyetinin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki belki de binlerce yıl boyunca insanlık aynı tehlike ile yaşayabilmeye çalışacaktır.

SİYASET SİLAHLA ÇİZİLİYOR

Dikkat edilirse şu an bir ve ikinci dünya savaşı yılları öncesindeki şartlar yaşanıyor. Emperyalist ABD ve Batı bütün azametli silah ve askeri gücüyle yine masumların kapısına dayanmış durumda. Sömürmeye doyamadıkları Orta Doğu ve Afrika'dalar. Sırada uzak doğu Asya var ve Çin sıranın kendisine geleceğinin farkında, ona göre hazırlık yapıyor. Bu emperyalist güçler siyaseti uluslararası hukuk, evrensel insani değerler üzerinde değil silahla yapıyorlar. O yüzden dünya silah teknolojisi ve ticaretinde en büyük paya ve güce sahip ülkeler dünyayı yönetiyor. Ülkemizin güvenliği açısından Türk Savunma Sanayisinin oldukça üst seviyelerde olduğunu söyleyebilirim. Ancak gerek Kahraman Maraş merkezli yaşan büyük deprem gibi iç sebepler ve gerekse dünyada yaşanan krizlere bağlı olarak ülke ekonomisinin olumsuz etkilenmesi gibi dış sebepler nedeniyle ortaya çıkan hassasiyetlere bağlı olarak ülke içi birlik ve beraberliğin daha da güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Dünyada psikolojik propagandaya ve etki ajanlığına maruz kalan ülkeler sıralamasında ilk üçteyiz ve çoğunlukla birinci hedef ülke durumundayız. Bundan sonraki süreçte küresel kriz ve kırılmalara bağlı olarak ülkemiz üzerinde iç cephemizi zayıflatacak girişimlerde artış olması son derece muhtemel görünüyor. Aman dikkat, oyunlara gelmeyelim."








 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23