Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde 15 yıla yakın bir süre görev yapan eski istihbaratçı Ali Burak Darıcılı , GZT’de MİT'in bölgeye yönelik Kahramanmaraş depremi ve sonrasında gerçekleştirdiği faaliyetleri değerlendirdi. İşte o sözler...

Bir depremde istihbaratın faaliyetlerinin birçok alanda etkileri olur. Deprem sonrası bu sarsıcı etkinin toplumsal güvenliğinizi, ekonomik güvenliğinizi etkileyip etkilemeyeceği, yabancı istihbaratların manipülasyon yapıp yapmadığını anlamak gerekecektir.

Depremden sonra MİT'in ana görevi de bu anlamda olacaktır. Bu depremin oluşturduğu olumsuz sonuçların ülkenin ulusal ve uluslararası güvenliğinin analiz edilmesi, bir sorunlu oluşan durum olursa bunun engellenmesi, karar vericilere doğru ve zamanında haber verilmesi ve doğru tedbirlerin önünü açılması yani ana parametreler bu şekilde olur. MİT'in depremlerde fiziki arama kurtarma gibi işlere müdahil olması beklenmez.

Bu tür olaylarda MİT'in reaksiyon alacağı bir durum oluşur. Türkiye'ye yabancı kökenli arama kurtarma ekipleri geldi.

Yabancı servisler başka ülkelere giden STK'ları, arama kurtarma ekiplerini bir paravan olarak her zaman kullanır. Bu paranoya anlamına gelmesin. Türkiye zaten uluslararası yardım talep etti.

İyi niyetli gelenler ile kötü niyetlileri ayıracak olan MİT'tir. Bunu zaten yapıyorlar. Deprem olan yerlerde MİT mensupları zaten var. Mesela İsrail ekibiyle ilgili çok spekülasyon çıktı ama bunlar kontrol altındadır. Bir sorun olduğu anda müdahale edecek olan kurum MİT'tir.

Yüzleri kapatılan İsrailli arama kurtarma ekibine ilişkin konuşan Darıcılı, "Türkiye'ye en kapsamlı yardım Azerbaycan'dan sonra İsrail'den geldi. Bunların hepsi Mossad demenin bir anlamı yok. Gelen ekipte Mossad'dan birileri de var. Kimliklerini gizleme refleksi var.

O yüzleri kapatılan isimlerin teknik bir rolü bulunuyor. Kamuoyundaki baskı sonrası adamlar Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı" dedi.