• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İsrail Lübnan’ı gözüne kestirmiş! Peki yeni hedef kim? Eyvah ki ne eyvah

Yeniakit Publisher
2024-09-20 15:10:00 - 2024-09-20 11:21:51
İsrail Lübnan’ı gözüne kestirmiş! Peki yeni hedef kim? Eyvah ki ne eyvah

Türkiye gazetesi yazarı İsmail Kapan, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının arkasında gizli emeller olduğunu belirtti. Kapan, siber saldırılarla Lübnan’daki Hizbullah’ın iletişim sistemlerini hedef alan İsrail’in, bölgede gerilimi tırmandırmak istediğini vurguladı. Lübnan’ın zayıf devlet yapısı nedeniyle İsrail’in uzun süredir hedefinde olduğunu ifade eden Kapan, bu saldırıların bölgede büyük çatışmalara yol açabileceğini öne sürdü. İsrail’in Lübnan ve bölgedeki saldırgan tutumunun ABD’nin desteğiyle sürdüğünü kaydeden İsmail Kapan, şunları dile getirdi:

Türkiye gazetesi yazarı İsmail Kapan, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının arkasında gizli emeller olduğunu belirtti. Kapan, siber saldırılarla Lübnan’daki Hizbullah’ın iletişim sistemlerini hedef alan İsrail’in, bölgede gerilimi tırmandırmak istediğini vurguladı. Lübnan’ın zayıf devlet yapısı nedeniyle İsrail’in uzun süredir hedefinde olduğunu ifade eden Kapan, bu saldırıların bölgede büyük çatışmalara yol açabileceğini öne sürdü. İsrail’in Lübnan ve bölgedeki saldırgan tutumunun ABD’nin desteğiyle sürdüğünü kaydeden İsmail Kapan, şunları dile getirdi:

"İsrail’in önceki gün Lübnan’da, Hizbullah Örgütü tarafından kullanılan çağrı cihazları üzerinden; dün de telsizleri patlatmasıyla gerçekleştirdiği ve 15 kişinin öldüğü, üç bine yakın kişinin de yaralandığı korkunç saldırı, siber savaş tehlikesinin ne kadar büyüdüğünü ve hangi ürkütücü boyutlara yaklaştığını net olarak ortaya koydu… Bu arada, siber saldırı diye tanımlanan şey, sadece sıcak çatışmalarda söz konusu değil tabii. Daha yaygın olarak, bütün elektronik haberleşme sistemlerinden tutunuz, bilgisayar yazılım programlarının ve donanımlarının her türlüsüne yönelebilen ve saniyeler içinde inanılmaz boyutlarda etki gösterebilen, yeni nesil bir teknolojik savaş biçimi. Öyle ki, uzmanlar bu yeni savaş sistemine karşı yeterince hazırlıklı ve tedbirli olmayan devletlerin, hayati tehlikelerle yüz yüze gelmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Bu konuyu işin uzmanlarına bırakıp asıl mevzumuza dönelim… Gerçek şu ki, İsrail çoktan beridir Lübnan’ı gözüne kestirmiş!.. 7 Ekim 2023’te patlayan Gazze olaylarından bu tarafa, İsrail her fırsatta Lübnan’a değişik çapta saldırılar düzenliyor. İsrail aslında Lübnan’ı bir asırdan beri hedefe koymuş durumda. Birinci Dünya Savaşı sonrasında tertip edilen beynelmilel konferanslarda, muhtemel bir Siyonist devlet için toprak ve hudut çalışmaları yapılırken, Lübnan ülkesinin belli bölgeleri, özellikle önemli bir su kaynağı olan Litani Nehri havzası üzerinde tezler geliştiriliyordu…

İsrail’in Lübnan’a karşı saldırıları, 1970’lerden itibaren yoğunlaşmaya başladı… 1978’de Litani Harekâtını düzenledi. Bu harekât çok farklı bir mana taşıyor. Zira İsrail işgal kuvvetlerinin 2000 yılında, Lübnan’dan tamamen çekilmesine kadar devam eden 22 sene boyunca, Siyonist devlet gayrimeşru şekilde, Litani Nehri'nin sularını çalmaya devam etti! Konu defalarca BM’ye taşınmasına rağmen, hiçbir netice çıkmadı, zaten çıkamazdı da… İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları dalga dalga devam etti. 1982’de olduğu gibi. 1985’te geniş çaplı bir geri çekilmede bulundu, ama Temmuz 1993 ve Nisan 1996’da yine bu ülkeye karşı saldırı ve işgal operasyonlarına devam etti… Bunları belirtmemizin sebebi, İsrail’in Lübnan hakkında beslediği sinsi emellerine dikkat çekmek. Ne yazık ki, Lübnan; ta kuruluşundan bu yana, gerçek manada hükümran bir devlet olamadı. Olamazdı, çünkü o şekilde dizayn edildi! Lübnan’ın dinî ve mezhebî yapısına göre ayarlanmış gibi görünen siyasi sistem, hiç ama hiçbir vakit düzgün yürümedi. Kırılgan sistem her vakit dışarıdan yapılan müdahalelerle çıkmaza sokuldu. 1975 ila 1990 yılları arasında devam eden iç savaşta, kurşunlarla duvarları delik deşik edilmemiş bir tek bina kalmamıştı. Türkiye’de yıllarca, absürt bir tanımla bahsedilen bu fecaat (Sağcı Hristiyanlarla Solcu Müslümanlar çatışması…), geriye en az üç yüz bin ölü bıraktı. Akabinde, Suriye’nin güya barış gücü görünümündeki askerlerinin bu ülkeye girmesiyle (Arap Ligi’nin kararı) siyasi çatışma ve kaynaşmalar kesintisiz devam etti!

İşte Lübnan böyle bir devlet… Ne kadar devletse! Bilindiği üzere, bu tarz hükümranlık gereklerini yerine getiremeyen ülkelere, “başarısız devlet” deniliyor. Orta Doğu’ya şöyle bir bakınız… Bu türden kaç tane devlet sayarsınız? 4 Ağustos 2020’de, Beyrut Limanı’nda depolanmış binlerce ton suni gübrenin patlatılmasıyla, Lübnan’ın başşehri harabeye döndüğü gibi, ülke ekonomisi de tek kelimeyle çöküverdi… O gün bugündür Lübnan âdeta bitkisel hayatta… Bu hâldeki bir ülkeyi, tabiatıyla İsrail kolayca gözüne kestirir. Her ne kadar 2006 yılında, Hizbullah Örgütü ile girdiği büyük çatışmadan yenilgiyle çıksa da, İsrail, Amerika’nın Gazze’den ötürü devam eden kayıtsız şartsız desteğini devam ettirmek için; Lübnan, Suriye, Yemen ve İran formüllerini tekrar tekrar ortaya koyuyor! Anlayacağınız İsrail’in Filistin’de soykırım yapması karşısında, ABD tam bir ikiyüzlülükle Siyonist devleti desteklemeye devam ediyor. Aynı yüzsüz politikayı Lübnan, Suriye ve bilhassa İran konseptinde de devam ettiriyor. Gerçi İran’ın bu konuda kimlerle ve nasıl iş tuttuğu çok büyük şüpheler yansıtıyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. İran’ın Hizbullah, Yemen’deki Husiler ve diğer unsurlar üzerinden, yürütmeye çalıştığı vekâlet savaşı pek yolunda gitmiyor. İsrail’den darbe üstüne darbe yiyen İran, şu ana kadar ciddi sayılabilecek bir karşılık veremedi!.. Bu da İran’ın dışa dönük saygınlık ve caydırıcılığını aşındırıyor elbette. Bakalım devamı nasıl gelecek?..

İsrail 5 Ocak 1996 tarihinde, Hamas’ın en önemli bombacılarından olan “Mühendis” lakaplı Yahya el Ayyaş’ı; çocukluk arkadaşının amcası olan Kâmil Hamad isimli bir Filistinliye verdiği bomba düzeneği yüklü telefona sinyal göndererek patlatmak suretiyle öldürmüştü. Ondan üç ay sonra da, Rusya, benzer bir metotla, Çeçenistan bağımsızlık hareketinin ilk lideri olan Cevher Dudayev’i katletmişti… Önceki gün ise, İsrail çok daha ölümcül ve siber savaşların geleceği bakımından, sarsıcı bir neticeyi ortaya koyan vahşi saldırı ile (yüzlerce cihazı aynı anda patlatması…) 15 kişiyi öldürdü, yaklaşık üç bin kişiyi de yaraladı. Velhasıl, İsrail savaşı mutlaka Lübnan’a ve bütün bölgeye yaymak istiyor. Amerika’yı da burnundan tutup sürükleyerek bu felakete ortak etmek istiyor. Gerisi teferruat…"







 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23