2018 milletvekilleri seçiminde, CHP ile ittifak yaparak giren Saadet Partisi milletvekilleri ile aynı listede yer alan İslam karşıtı Sera Kadıgil, İslam'a yönelik kin kusmaya devam ediyor. İslam'a "kara propaganda" deme alçaklığını gösteren Kadıgil, yine tehdit dilini kullandı.
2018'de Saadet Partisi ile CHP'nin aynı listelerinden seçime giren ve seçtirilen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı hedef alarak Kur'an kurslarına ve imam hatip okullarına saldırılarını sürdürüyor.
İslam karşıtlığı ile bilinen TİP'li Sera Kadıgil, "Kuran kursları açılıyor patır patır. Tabii ki kapatılsın. Diyanet nedir ya! Yani Diyanet diye bir şey olabilir mi abi? Bir mezhebin kara propagandasını yapmak için kullanılan bir kuruma Biz milyarlar ödüyoruz ya." şeklindeki sözleri ve aile mitingini hedef alarak LGBT propagandası yapması nedeniyle TELE1’e 3 gün yayın durdurma cezası verilmesini TBMM'ye taşıdı.
İslam'a olan kinini her fırsatta kusan Sera Kadıgil Sütlü, Meclis'te salya saçarak yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Zaten bu yüzden diyoruz ya biz "Hesaplaşacağız, hesaplaşacağız, hesaplaşacağız!" diye. En çok da kiminle hesaplaşacağız biliyor musun? Bu ülkeyi bu hâle getiren, liyakatsizliği kural hâline getiren ve bu ülkenin tarihinde gelmiş geçmiş en berbat dönemin baş sorumlusu olan Recep Tayyip Erdoğan'la hesaplaşacağız. Bu hesabın yaklaştığını çok iyi hissediyorsunuz, bir ölüm kalım savaşına dönüşmüş durumda sizin için. O yüzden bütün muhalif kanalları susturma derdindesiniz. Benim yüzümden Tele1'e ceza vermişler, üç gün yayın durduracakmış Tele1, ondan sonra da kapatma derdindesiniz. Niye? İstanbul seçimlerini çalamadınız, bu sefer bütün muhalif medyayı susturursak Anadolu Ajansı çıkıp "Yüzde 65'le Tayyip Erdoğan kazandı." diye ayak yaptığında bu millet belki bunu yer sanıyorsunuz, yemeyeceğiz! Gerekirse dumanla haberleşeceğiz, sizi de tarihin tozlu sayfalarına gömeceğiz, gömeceğiz!”
TİP'li Sera Kadıgil Sütlü, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un cevaplaması istemiyle verdiği önergede şunları sordu:
“Programda kullandığım ve cezaya dayanak gösterilen ifadelerimi TBMM Genel Kurul’unda söylediğimde ve TRT3’te yayınlandığında RTÜK nasıl bir yol izleyecektir? Şimdiden sözlerimi nasıl sansürleyeceğinizi ve söylediklerim nedeniyle hangi cezayı kime keseceğinizi düşünmeye başlasanız iyi olmaz mı?”
