Mısır’da ordunun Rabiatul Adeviyye meydanındaki darbe karşıtı göstericilere müdahalesi esnasında hayatını kaybeden ve çeşitli ülkelerde düzenlenen Mısır’daki askeri yönetim karşıtı gösterilerin sembolü haline gelen şehid Esma’nın ailesi, kızlarının öldürülmesi sonrası ilk kez hissettiklerini anlattı
Kahire’nin batısında yer alan Nasr City bölgesindeki evlerinde soruları cevaplayan şehid Esma el-Bilteci’nin annesi Sena el-Bilteci (46), özgürlüklerini ve sahip oldukları en değerli şeyleri kendilerinden alan askeri yönetimin gitmesi için her türlü fedakarlığa hazır olduklarını belirtti.
“Benim dört erkek, bir kız çocuğum vardı. Yıllardan beri birçok sıkıntı ve belalara maruz kaldık; ancak bunlar içinde Esma’nın şehadeti en ağır olanıydı” diyen acılı anne, “Tek kızımı kaybettim. Esma’nın gidişinin ardından kendimi çok yalnız hissettim, sürekli beraberdik. Gidişinin ardından sanki kızımı değil, bana beslediği sevgiden dolayı sanki annemi kaybettim” ifadelerini kullandı.
Rabiatul Adeviyye Meydanı’na bir operasyon düzenleneceğini tahmin ettiklerini ancak bu kadar “vahşice” yapılmasını beklemediklerini söyleyen anne Bilteci, kızının ölümünü şöyle anlattı:
“Sahra Hastanesi’ne gittiğimde şehitler ve ağır yaralılarla karşılaştım. Esma’nın yanına gittiğimde sabırlı ve metanetliydi. ‘Ya Rab, Ya Allah’ diyordu. Yüzünü siliyordum ve kendisine ‘Hayatım sabret, metanetli ol’ derken bana ‘Anneciğim ben iyiyim’ diyordu. Beni rahatlatmak istiyordu. Onu ameliyat odasına bıraktım ve çıktım, birkaç dakika sonra şehid olduğu haberi geldi.”
“O, zulme ve tuğyana karşı
mücadele ederken şehit oldu”
“Allah onu bu dünyanın çirkinliklerinden kurtardı” diyen Bilteci, “Esma 4 ay önce Kur’an-ı Kerim hıfzını tamamlamıştı. Rabia meydanını, oradaki yaralıları Kur’an okuyarak korumaya gayret gösteriyordu. Tanık olanların anlattığı kadarıyla vurulduğu esnada Sahra Hastanesi’nin önünde elindeki mushaftan Kur’an okuyormuş. Arkadaşlarının uyarılarına rağmen bir elinde Kur’an’ı tuttuğu, diğer eliyle de taş toplayıp gençlere verdiğini söylediler. O, zulme ve tuğyana karşı mücadele ederken şehit oldu” ifadelerini kullandı.
“Erdoğan’ın gözyaşlarında
insanlığın ölmediğini gördüm”
Eşi Muhammed el-Bilteci’nin kızı Esma’yı şehit olmadan üç gün önce rüyasında cennette gelinlikleriyle gördüğünü aktaran Sena el-Bilteci, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Baba Bilteci’nin kızına yazdığı mektubu dinlerken gözyaşlarını tutamadığı görüntüleri izlerken duygulu anlar yaşadı. Bilteci, “Darbeden bu yana karşılaştığımız felaket, insanlıktan uzak vahşetin yoğun olduğu bir ortamda, Başbakan Erdoğan’ın kızım için ağladığını gördüğümde, az da olsa yeryüzünde insanlığın kaldığını hissettim” şeklinde konuştu.
Rabia’dan yaralı ve ölü
kabul edilmemesi talimatı
Bilteci ailesinin en büyük oğlu Ammar el-Bilteci (22), kardeşi Esma’nın yanına, hayatını kaybettikten sonra ulaşabildiğini belirterek, Esma’nın naaşını taşıdıkları esnada üzerlerine ateş açıldığını ve sonrasında cenaze ile 8 hastane dolaştıklarını söyledi. Hastane yetkililerinin, kendilerine Rabia’dan hiçbir yaralı ve ölü kabul etmemeleri talimatı verildiğini ifade eden Ammar, “Hastanelerdeki doktorlara kardeşimin cenazesini kabul etmeleri için yalvardım, yakardım ancak yine de kabul etmemekte ısrar ettiler” diye konuştu. Sonunda Hüseyin Hastanesi’nde morga yerleştirdiklerini belirten Ammar, 16 Ağustos Cuma günü Nasr City’deki Selam Camii’nde cenaze namazını babası olmadan kılmak zorunda kaldıklarını kaydetti.
Ammar, kız kardeşi hakkında, “Ben ailenin büyük oğluydum, o da neşe kaynağıydı. Herkes onun sevgisini ve rızasını kazanmaya çalışırdı. Sakin kişiliğiyle yaramaz dört erkek çocuğun arasında seçkin bir yeri vardı” ifadelerini kullandı.
“Medya Esma’nın ölüm
haberini yalanladı”
Mısır basınının, kardeşi Esma’nın ölüm haberini yalanlamasının bir önemi olmadığını belirten Ammar, “Başından beri isteyen inansın, isteyen yalanlasın dedik. Bu gerçek, bizim için tüm bu haberlerden çok daha önemli ve değerli” diyen Ammar, “Onunla yaşadığım en önemli hatıram, beni sabahları fakülteye gitmem için uyandırmasıdır. Sabah uyanmakta zorluk çektiğim için her sabah usanmadan beni uyandırmaya çalışırdı. Şehit olduğu günden bu yana geceleri uyuyamıyorum. Kendisini güzel bir gelecek bekliyordu. Şahsiyeti ve ahlaki seviyesi yüksekti” diye konuştu.
