• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İnsanlar kendini bu illetten korumalıdır!

Yeniakit Publisher
2014-12-12 22:43:00 - 2014-12-13 00:47:11
İnsanlar kendini bu illetten korumalıdır!

Samsun Canik İlçe Müftüsü Mukadder Arif Yüksel, sosyal medya konusunu ele aldığı yazısında internet bağımlılığına yönelik önemli hatırlatmalarda bulundu.

İŞTE O YAZI:

Son yüzyılın en büyük buluşlarından biri olan internet, çoğu olumsuz hayatımızdaköklü değişikliklere yol açtı. İnternet sayesinde bilgiye daha kolay ulaşır olduk ama buna paralel alim sayımız artmadı. Yine sosyal paylaşım siteleri sayesinde çoğu yüz yüze hiç görüşmediğimiz binlerce sanal arkadaşımız oldu ama bunun da kalıcı ve hakiki dostluklara zemin hazırladığı söylenemez

İnternetin cep telefonuna girmesi ile birlikte an itibarı ile başkalarının bizi, bizim de başkalarını takip etme imkanımız oldu. Bu durum çok mu gerekliydi tartışması ayrı bir konu ancak, takip etmek de edilmek de insanların hoşuna gidiyor.

İnternette asıl problem, internet kullanımının bağımlılık halini almış olmasıdır. O kadar ki, bazıları en geç yarım saatte bir sosyal paylaşım sitesindeki hesabına göz atamamış olsa bunu ciddi bir problem olarak algılıyor. Hasbelkader, cep telefonu kaybolan, şarjı biten, telefonunu bir yerde unutan birisi için o gün hayat duruyor, berbat bir gün geçirdiğini söylüyor.

Eğer bir kişi,

1-Sadece birkaç dakikalığına diyerek internete girdikten sonra uzun süre vakit geçiriyorsa,

2-Çevresindekilere internette geçirdiği süre hakkında yalan söyleme gereği duyuyorsa,

3-Uzun süre bilgisayar başında kalmaktan mütevellit, kol, boyun, bel ve baş ağrısı yaşıyorsa,

4-İnsani ihtiyaçlar sebebiyle internetin başından zorunlu olarak ayrıldıktan sonra bir sonraki oturumu iple çekiyorsa,

5-Aradığı bilgi yada kişiyi bulmaya az kaldığını düşünerek arayışlarına devam ediyorsa bu kişi internet bağımlısıdır.

İnternet bağımlılığı, alkol ve uyuşturucu bağımlılığından daha fena bir hal almıştır. Zira alkol ve uyuşturucuya her an ulaşma imkanı yoktur, olsa da maliyetlidir. Alkol ve uyuşturucunun zararı konusunda kullanıcılar dahil bir fikir birliği vardır. Oysa internet bağımlılığının zararı dahi henüz tam olarak fark edilememiştir.

İnternet bağımlılığını tedavi etmek için bazı hastanelerde polikliniklikler açılmıştır. Demek ki, resmi düzeyde bu bağımlılığın fakına varıldı. İnternet bağımlılığı artık tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak kabul ediliyor.

Hz Ali (r.a), “Alışkanlıklar insana musallat olur ve onu kontrolü altına alır.” der. İlmin kapısı sayılan Hz Ali, sanki internet bağımlılığını yıllar öncesinden öngörmüş. Başlangıçta internetin televizyona kıyasla daha çok kontrol edilebilir bir sistem olduğu sanılıyordu. Çünkü izleyiciler TV kanalından ne yayınlanmışsa onu izleyebiliyor en fazla kanal tercihi yapabiliyor. İnternette ise siteyi yada kanalı siz belirliyorsunuz. Fakat son yıllarda özellikle sosyal paylaşım siteleri reyting için öyle şeyler geliştirdiler ki, kullanıcılar kendilerini anlık takipten alıkoyamaz hale geldi. Bu da bağımlılık problemine yol açtı.

Bundan yirmi yıl önce parklar, bahçeler, hatta araç kullanımına tahsisli işlek caddeler oyun oynayan çocuklarla cıvıl cıcıl idi. Artık parklarda oyun oynayan çocuklara çok az rastlıyoruz. Gençler temiz hava almak için parka çıkmış olsa bile elindeki telefonu karıştırmakla meşgul. Başını kardırdığında görebileceği doğal ve güzel manzarayı bırakıyor, sanalda sabit donuk, ruhsuz resim ve görüntülere ulaşmaya çalışıyor. Parkta selam verebileceği, canlı bir şekilde sohbet edeceği insanların farkına bile varamıyor, internette çoğu kim olduğu belirsiz, maskeli, sanal kişilerle iletişim kurmaya çalışıyor. Bu durumu trajikomik kelimesi en iyi bir şekilde ifade eder.

Babalar, çocukları bilgiye daha kolay ulaşsın, daha çok çalışsın ve başarılı olsun diye evlere önce bilgisayar aldı, sonra internet bağlattı, cep telefonları yaygınlaştıktan sonra da çocuklarla daha kolay ve sık iletişim kurabilmek için telefon aldı. Aileler, çocukları için yaptıkları bu masraflarla çocuklarını geleceğe daha iyi hazırlamayı umuyordu. Peki sonuç ne oldu? Her birinin binlerce maliyeti olan bu cihazlardan her biri gençleri bilgiden, beceriden, yetenekten, kitaptan en önemlisi de hayattan koparan bir engel haline geldi.

İnternette, Peygamberimizin insanlığı sakındırdığı üç büyük tehlike, insanların bir çoğunu tehdit ediyor:

a) Zaman israfı: Ahirette insanlara zamanlarını nerede harcadıkları sorulacak.

b) Faydası olmayan ilim. Peygamberimiz faydası olmayan ilimden Allah’a sığınmıştır.

c) Malayani sözler: Peygamberimiz (s.a.s), “Kişinin malayaniyi (boş sözleri) terk etmesi Müslümanlığının güzelliğindendir.” Buyurmuştur.

Fuhuşa yaklaştıran, dolandırıcılığa ve sahteciliğe kapı aralayan tehlikeleri ayrı bir başlık altında ele almak gerekir.

İnternetin tehlikelerinden bahsederken bütünü ile terk edin demiyoruz. Dostlarımızla anlık iletişimlerimize belli zamanlarda ve sürelerde devam edebiliriz. İnternetin bilgiye kolay ulaşma imkanından elbette yararlanacağız. İnternetin aklımıza, gözümüze ve bedenimize zarar verici etkisinden kurtulmak için şu hususlara dikkat etmek gerekir:

* Bilgisayarı kullanmaya başlayacağınız zaman, oturum sürenizi baştan belirleyin.

* Bir oturumda en fazla yarım saat bilgisayarın başında kalın. Eğer işinizi bilgisayarla yapan bir çalışan değilseniz günlük iki saatten fazla bilgisayar ve telefon kullanmayın

* İşiniz bitmemişse, internet kullanımına devam edecekseniz, en az on dakika teneffüs yapın, dışarı çıkın, hareket yapın, su için, meyve yiyin.

* Bilgisayarın başında iken beş dakikada bir gözünü bir kaç kez kırpın, dışarı, uzak yerlere bakın.

* Masa ve sandalyeyi, bilgisayar mesafesini iyi ayarlayın, kol, boyun ve bel ağrısına sebep olacak sağlıksız oturumlardan sakının.

* Çocuklarınızı internetin zararından koruyacak kadar, internet kültürüne ve bilgisayar tekniğine vakıf olun.

Sanal alem, büyük şehirlerin nüfus yoğunluğu çok olan bir caddesine benzer. Orada her türlü insanla karşılaşırsınız fakat sadece kendinize yakın bulduklarınıza selam verirsiniz. Caddede, insanlar tarafından nasıl tanınmak isterseniz öyle giyinir ve öyle davranırsınız. İnternette insanlarla yazışırken ve konuşurken bu gerçeği göz önünde bulundurmak gerekir.

Gerçek hayatta, canlı, dinamik ve beş duyu organı ile hissedilen bir hayat var. İnternette ise sadece iki duyu organı (görme ve işitme) işlev görüyor. İnternette geçek hayata nispeten daha karmaşık, belirsiz, anarjik bir ortam hüküm sürüyor. Sanal alem; , varsayılan, statik,kaotik bir çevre sunuyor insanlara. İnternet, çoğu “lüzumsuz bilgiler çöplüğü” gibidir. İnternet bir çoğu sahte, maskeli insanlar topluluğunun barınağıdır adeta.

Sanal bilgi ve görüntü, gerçek hayattan kopyalanıp yapıştırılmıştır. Sanalın sahte yüzünü anlamak için interneti teknik düzeyde bilemeye dahi gerek yoktur. Şimdi hayatın gerçekleri ile yüzleşme vaktidir. Hayatı sanal olarak değil, hakikaten yaşayanlar bu dünyada yaşamış sayılırlar. Sanalda yaşayanın, yaşamı da sanaldır. Sanalda yaşayanların –mış gibi bir hayatı olacak. Bir varmış, bir yokmuş. Sanal, masal gibidir, masal kadar bir gerçeklik değeri vardır.

İnternette amaçsız bir şekilde geçirilen saat ve günler sanal olduğu için yaşanmamış sayılır ve yaşanmayan saatlerin hiçbir şekilde telafisi de yoktur.

Aklını kullanan, ömür nimetinin kadrini bilen ve Allah’a vereceği hesabı düşünen için sanaldan hayata dönüş vakti gelmiştir. Ahirette hesabınızın zor geçmemesini arzu ediyorsanız, hayatı sanalda–mış gibi, masal gibi değil adem oğlu adam gibi yaşayın, bihakkın yaşayın.

Sanalın gittikçe artan tehlikesinden en azından ulaşabildiğimiz gençleri korumak için Samsun Canik Müftülüğü olarak 2015 yılında uygulamak üzere “Sanaldan Hayata Dönüş Projesi” yaptık. Yukarıda sedettiğimiz fikir ve görüşleri ulaşabildiğimiz gençlere anlatmaya çalışacağız.

Kaynak: DiniHaberler.com

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23