İmamoğlu'ndan yargıya skandal tehdit! Sende hiç utanma yok mu
Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, Ekrem İmamoğlu'nun hakaret davasında yargıya baskı yaptığı iddialarını ele aldı. Pazarcı, İmamoğlu'nun sözlerinin yargıya yönelik bir tehdit ve baskı olarak değerlendirildiğini belirtti. Mahkemelerin Türk milleti adına karar verdiğini ve bu kararlara herkesin uymak zorunda olduğunu vurgulayan Pazarcı, İmamoğlu’nun tavrının kabul edilemez olduğunu kaydetti. İşte Emin Pazarcı'nın yazısı:
Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, Ekrem İmamoğlu'nun hakaret davasında yargıya baskı yaptığı iddialarını ele aldı. Pazarcı, İmamoğlu'nun sözlerinin yargıya yönelik bir tehdit ve baskı olarak değerlendirildiğini belirtti. Mahkemelerin Türk milleti adına karar verdiğini ve bu kararlara herkesin uymak zorunda olduğunu vurgulayan Pazarcı, İmamoğlu’nun tavrının kabul edilemez olduğunu kaydetti. İşte Emin Pazarcı'nın yazısı:
"Biri size "ahmak" dese, ne düşünürsünüz, ne yaparsınız? Mutlu mu olursunuz? Anlayışla mı karşılarsınız? Yoksa tepki mi gösterirsiniz?
Kimse mutlu olmaz, olursa bir sıkıntısı var demektir! Anlayışla karşılayan çıkabilir belki, ama o da azdır. Genel olarak tepki gösterilir ki, bu da çok doğaldır.
Çünkü ağır bir hakaret ifadesidir ahmak. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde "Aklını gerektiği biçimde kullanama yeteneği olmayan, zekası pek gelişmemiş, bön ve budala" anlamına geliyor.
Kimse kabul etmez, içine sindiremez bunu. Ama Ekrem İmamoğlu çok normal görüyor. Hatta televizyonda milletin karşısında "Bin tane hukukçuya sorsanız, bir tanesi ahmak diye bir kelimeden ceza kesmez" diyebiliyor.
Oysa tek bir hukukçuya bile sormaya gerek yok. Kelimenin kapsadığı anlam ortada! Ayrıca, Türk Hukuk Sistemi'nde hakaret cezalandırılır. Hâkim de onun bunun değerlendirmesine ve söylediklerine göre değil, Türk Ceza Kanunu'na göre karar verir.
Vermiş de zaten. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi, bu sözlerinden dolayı Ekrem İmamoğlu'nu 2 yıl, 7 ay, 15 gün cezaya çarptırmış. Şimdi dosya İstinaf Mahkemesi'nde. Vereceği kararın ardından itiraz edilirse Yargıtay aşaması var.
İşte İmamoğlu, bu kararı etkilemek için çırpınıyor. Doğaldır, sanıktır, kendisini savunma hakkı var. Söylediği sözler, yargıya baskı ya da devam etmekte olan bir davayı etkilemek olarak değerlendirilemez.
Ama bu kadarla kalmıyor ki...
Ardından öyle olursa, şöyle olur gibi ifadeler kullanıyor. Hatta hızını alamayıp "Bu millet ayağa kalkar" gibi ifadeler sarf ediyor...
İşte bu kabul edilemez. Söyledikleri, aba altından sopa göstermektir, yargıya baskıdır, hatta tehdittir! Bu ülkede mahkemeler Türk Milleti adına karar verir. Yargı kararlarına da herkes uymak zorundadır. Bunun aksini söylemek, iddia etmek ise suçtur!
***
Neler demiyor ki...
"Ekonomi" diyor, "Ülkenin yurtdışındaki itibarından" bahsediyor. Peşine "Cumhuriyet ve demokrasinin zedeleneceğini" eklemeyi ihmal etmiyor. Basit bir hakaret davasını, ülke meselesi haline getirmeye çalışıyor. Hatta "Yargısal taciz yaşandığını" bile söyleyebiliyor.
Oysa mesele sadece bir hakaret davası! Ceza kesinleşirse, Ekrem Bey siyaseten yasaklı hale gelecek. Üstelik "Hayır, ben bu ifadeyi kullanmadım" da demiyor. YSK üyeleri için değil, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için sarf ettiğini ileri sürüyor.
Ama mahkeme farklı görüşte: Gerekçeli kararında yazmış zaten bunu. "Ahmak" ifadesinin 31 Mart Seçimlerini iptal edenler, yani YSK üyelerine yönelik olarak kullanıldığına karar vermiş. Ayrıca, o kararda Ekrem İmamoğlu'nun "Mahkemeden utanç duyuyorum" ifadesini kullandığı da yer almış.
Kısacası, Ekrem Bey hep kabul etmiyor, itiraz ediyor, utanç duyuyor, "olmaz" diyor. Ama ortada T.C. kanunları, söylenmiş bir söz ve verilmiş bir mahkeme kararı var.
İmamoğlu işte bu karara itiraz ediyor. Edebilir, en tabii hakkı. Ama istediği olmadığı takdirde "Yabancılar nezdinde itibarımız zedelenir" ve "Millet ayağa kalkar" ne demek? Ne biçim ifade bu? Burası hukuk devleti mi, yoksa müstemleke bir muz cumhuriyeti mi?
Ya da bazı insanlar layüsel mi?"
