Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, CHP Genel Başkanlığı hedefini sadece “değişim” kavramının arkasına gizleyen Ekrem İmamoğlu’nun, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir farkı olmadığını belirtti.
Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, CHP Genel Başkanlığı hedefini sadece “değişim” kavramının arkasına gizleyen Ekrem İmamoğlu’nun, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir farkı olmadığını belirtti.
“ABD Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nin iki alt komitesi 31 Mart 2022 tarihinde ‘Doğu Akdeniz’de Fırsatlar ve Sınamalar: ABD’nin Çıkarlarını ve Bölgesel İşbirliğini İncelemek’ başlıklı bir oturum düzenlediğinde, toplantıya başkanlık eden Bill Keating, Türkiye’nin yeniden Batı rotasına girmesinin kaçınılmaz olduğunu, bu doğrultuda İmamoğlu’yla da görüştüklerini söylemişti” hatırlatması yapan Şener, yazısında özetle şunları kaydetti:
“(…) CHP Genel Başkanlığı hedefini sadece “değişim” kavramının arkasına gizleyen İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’ndan farklı bir yönünü bilen, gören, duyan var mı?
Her ikisi de Türkiye’yi eskisi gibi etkisi altında tutmaya çalışan ABD ve Avrupa ülkelerinin temsil ettiği küresel sistemin en uyumlu adamları.
İKİSİ DE KÜRESELCİLERİN ADAMLARI
ABD Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nin iki alt komitesi 31 Mart 2022 tarihinde “Doğu Akdeniz’de Fırsatlar ve Sınamalar: ABD’nin Çıkarlarını ve Bölgesel İşbirliğini İncelemek” başlıklı bir oturum düzenlediğinde, toplantıya başkanlık eden Bill Keating, Türkiye’nin yeniden Batı rotasına girmesinin kaçınılmaz olduğunu, bu doğrultuda İmamoğlu’yla da görüştüklerini söylemişti. İmamoğlu ile görüşmeyi şöyle açıklamıştı: “İstanbul Belediye Başkanı’yla, başka insanlarla oturumlar için görüştük. Bence bu artık oynamamız gereken bir kart. Türkiye’nin bu noktaya gelmesi için bekleyemeyiz. Onları bunun içine çekmemiz lazım. Onların öz çıkarları için, onların egemen çıkarları için. Gerçek çıkarlarının nerede olduğunu fark etmeleri için ABD mutlaka harekete geçmelidir.”
Nitekim, daha sonraki süreçte de İmamoğlu’nun, yolları kapatan kar yağışına rağmen İngiliz Büyükelçi ile yemeğe gidişi, ABD büyükelçilerini ağırlaması, Batılı gazetecilere sürekli Türkiye’yi kötülemesi yaptıklarından bazıları. (…)”