Ortadoğu’nun gayri meşru çocuğu İsrail’in 7 Ekim’den bu yana devam eden soykırımı nedeniyle siyonist destekçisi ülkelere ait kargo gemilerini vurma kararı alan Husiler, Rus ve Çin’e iltimas geçti. Bu durum, iki ülkenin Kızıldeniz’deki varlığını artırdı, Rus ve Çin ekonomilerine olumlu yansıdı.
Terör devleti İsrail’in 7 Ekim’den bu yana gerçekleştirdiği saldırılar sonrası Husiler, siyonistlere destek veren ülkelerin yük gemilerini hedef almaya başladı. Deniz taşımacılığı için çok kritik bir nokta olan Kızıldeniz'de, siyonist destekçisi ülkelerde faaliyet yürüten birçok şirketin bu rotayı kullanmayı askıya almasına sebep olan Husiler, Çin ve Rusya'ya ait gemilere saldırmayacaklarını duyurdu.
Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkenin tepki gösterdiği İsrail'in Filistin'de sivillere yönelik saldırılarına tepki olarak siyonist destekçisi ülkelerin gemilerini hedef aldığını duyururken bu durum Çin ve Rusya'nın ticarette öne çıkmasını sağladı.
Büyük denizcilik şirketleri bu duruma, gemileri Afrika çevresindeki daha uzun ve daha pahalı rotaya yönlendirerek karşılık vermişti. Kızıldeniz rotası Avrupa ve Asya arasında hayati bir nakliye bağlantısı olarak bilinirken dünya deniz trafiğinin yaklaşık %15'ini taşıyor.
Çin gemileri Kızıldeniz’de
Öte yandan Kızıldeniz'den geçen yük gemileri arasında Çinli gemilerin oranı da giderek arttı... Resmi verilere göre bölgeden geçen Çin gemilerinin sayısında artış görülürken Kızıldeniz-Süveyş rotası, Uzak Doğu ile Akdeniz arasındaki deniz taşımacılığı için açık ara en hızlı seçenek olarak öne çıkıyor.
Bunun alternatifi ise Afrika'nın güney ucunu dolaşmaktır ki bu da tipik bir konteyner gemisi yolculuğuna yaklaşık 10 gün ekleyerek maliyeti artırır ve müşterilere gecikmeler yaşatır. Süveyş Kanalı'nı kullanmaya devam edebilecek gemiler, benzerlerine göre rekabet avantajına sahip oluyor.
Çin ve Rusya, Husiler ile uyuştu
Rusya hükümeti, İngiltere ve ABD'nin Kızıldeniz'deki “güvenlik operasyonuna” karşı çıktı ve İsrail'in Gazze'deki soykırımını eleştirdi; bu iki tutum da Husilerin talepleriyle örtüşüyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Husi karşıtı deniz misyonunu "BM Şartı'nın 2. Maddesinin ihlali" ve bölgesel istikrar için bir risk olarak nitelendirdi.
Çin ise Husilerin taleplerine paralel olarak Gazze'de ateşkes ve İsrail-Filistin barış konferansı çağrısında bulundu. Beyaz Saray'a göre Çin'in Husilerin İranlı destekçileriyle de yakın bir ilişkisi var. Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby Salı daha önce Politico'ya verdiği demeçte "Çin'in Tahran üzerinde etkisi var ve İranlı liderlerle [Husiler hakkında] bizim yapamadığımız görüşmeleri yapabiliyorlar" demişti.
Kızıldeniz’de trafik arttı
Petrol analiz firması Vortexa'ya göre Kızıldeniz'den geçen Rus gemilerinin sayısında Aralık ayından bu yana hafif bir düşüş kaydedildi, ancak geçen haftaki trafik 2023 yılı ortalamasına göre hala yaklaşık %20 daha yüksekti.
Bu durum, son iki hafta içinde Kızıldeniz'den petrol tankeri seferlerinde genel olarak yaşanan daha kapsamlı aksaklıklarla tezat oluşturdu.
Vortexa verilerine göre, Orta Doğu ve Asya'dan Avrupa'ya - doğudan batıya en önemli petrol ticaret yollarından biri - yapılan dizel ve jet yakıtı sevkiyatları, 11 Ocak'ta ABD öncülüğünde Yemen'e yapılan misilleme saldırılarının ilk turunu takip eden günlerde neredeyse durma noktasına geldi.
Batılı şirketlerle daha az bağlantısı olan bu gemilerin hedef olma ihtimali daha düşük.
Deneyimli petrol tüccarı Adi Imsiroviç de İngiliz haber ajansı Reuters'a konuştu. Imsiroviç, "Rus ham petrolü ve yakıtının çoğu gölge filo tarafından taşınıyor, dolayısıyla Husilerin saldırılarının hedefinde olması pek olası değil. Husiler belirli ülkelerle bağlantılı gemileri hedef alıyor" dedi.
Vortexa analisti Mary Melton, Rus yükü taşıyan pek çok geminin, geminin konumu ve varış noktası gibi bilgileri kamuya açık olarak yayınlayan otomatik tanımlama sistemlerinden (AIS) gelen sinyaller aracılığıyla İsrail'e bağlı olmadıklarını gösterdiğini söyledi.
İran'la olan bağlarının yanı sıra Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi kilit Arap güçlerinin de ortağı olan Rusya, 'sorumsuzca' olarak nitelendirdiği bu saldırıları kınadı.
İranlı kaynaklar ve bir diplomat geçen hafta Reuters'e yaptıkları açıklamada, Çinli yetkililerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları dizginlemesi ve bu saldırıların Çin çıkarlarına zarar vermemesini sağlaması için İran'a baskı yaptıklarını söyledi.
