• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Hükümet çözümde samimi ve kararlı

Yeniakit Publisher
2014-09-05 19:54:00 - 2014-09-05 20:28:30
Hükümet çözümde samimi ve kararlı

Bingöllü Bakan Yılmaz, çözüm sürecinin ilk kez hükümet programında yer almasının, hükümetin sürece verdiği önceliğin ve önemin göstergesi olduğunu kaydetti. Yılmaz, huzur ortamının Doğu’daki atmosferi değiştirdiğini dile getirdi. Hükümetin paralel yapının vehametinin farkına vardığının altını çizen Bakan Yılmaz, “Paralel yapıyla mücadelede kesinlikle gevşeme olmayacak. Neler yaşadığımızı gördünüz. Meşru hükümet devrilmeye çalışıldı. Yeni Türkiye’de yeni vesayet yapılarına yer yok” diye konuştu.

EROL METİN/ HASAN ÖNAL- ANKARA Bingöllü Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’la makamında Ahmet Davutoğlu başkanlığında kurulan 62. AK Parti hükümetinin programı çerçevesinde bir söyleşi gerçekleştirdik. Bakan Yılmaz, hükümet programında yer alan çözüm sürecinden paralel yapıyla mücadeleye, Filistin meselesinden ekonomik hedeflere, AK Parti’nin geleceğinden muhalefetin içler acısı durumuna kadar birçok konuda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

- Çözüm süreci ilk kez hükümet programında yer aldı. Bu ne anlama geliyor?

- Bu çözümün ne kadar öncelikli hale geldiğini gösteriyor. Hükümetin verdiği önceliği ve önemi gösteriyor. Bundan sonra da çözüm süreci konusunda hızlı bir şekilde mesafe alma kararlılığını gösteriyor.

- Çözüm süreci resmi hüviyet kazandı. Bundan sonra yeni yasal adımlar mı beklememiz lazım?

- Bu çözüm sürecinde geldiğimiz yeni bir aşamayı temsil ediyor. Bundan sonra artık daha güçlü bir şekilde bir devlet politikası haline geldiğini gösteriyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yasal düzenlemeler olabilir, ikincil düzenlemeler olabilir… Yani yasa dışında da yapılabilecek düzenlemeler var veya belli programlar, belli projeler olabilir. Çeşitli şekillerde çözüm süreci daha üst bir aşamaya taşınacaktır inşallah.

HALKTAN GÜÇLÜ DESTEK

- Hükümetin bu kararlılığı samimi bir karşılık bulabiliyor mu?

Hükümet olarak bu konularda kararlılığımızı ortaya koyduk ve gereğini yapıyoruz. Tabii değişik kesimlerin pozisyonlarını farklı şekillerde değerlendirmek lazım. Yani şu çevrede bu çevrede ne olduğunu bilemem ama halkı biliyoruz. O yörenin bir insanı olarak söyleyeyim; halkta çok güçlü bir karşılık buluyor.

- Son dönemde HDP’nin ve özellikle Selahattin Demirtaş’ın yapıcı anlamda söylem ve üslubunda bir değişim gözleniyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Doğrusu bu sürece bütün partilerin sahip çıkması gerekiyor. İktidarıyla, muhalefetiyle herkesin katkıda bulunması gereken bir süreç. HDP’nin de katkı anlamında yaptıklarını elbette takdir ediyoruz ve bunun daha fazlasıyla devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer gerçekten o yörede olumlu bir gelişme arzu ediyorlarsa mutlaka bu katkıyı vermek durumundalar. Aslında az önce bahsettiğimiz birtakım olumsuzluklara onların da çok daha net bir şekilde tavır ortaya koyması gerektiğine inanıyorum. Orada istenmeyen bir olay yaşanıyorsa, bir provokatif hadise oluyorsa bütün partilerin tepki göstermesi gerekiyor.

- Yani özelde de HDP’nin tepkisini ortaya koyması gerektiğini söylüyorsunuz?

Evet. Bütün partiler gibi HDP’nin de tavır alması gerekir. Çünkü çözüm sürecini sabote eden işlerdir bunlar. Sonuçta çözüm süreci, şiddeti ortadan kaldırmak ve demokrasinin, normal siyasetin kanallarını açmak demektir. Şimdi bu demokrasiye karşı yapılan şiddet hadiselerine onların da mutlaka tavır alması gerekir diye düşünüyorum.

‘PARALELLE MÜCADELE SÜRECEK’

- Hükümetin programında paralel yapıya da vurgu yapılıyor. Yeni vesayet odaklarına müsaade edilmeyeceği kaydediliyor?

- Yeni bir dönem diyoruz. Bu dönemde sadece eski vesayet yapılarına değil, yeni ortaya çıkmaya çalışan yapılara karşı da çok net bir duruşumuz var. Bu ülkeyi halkın seçtiği insanlar yönetir. Bunu bozmaya çalışacak olanlar kim olursa olsun, hangi vasıtayla gelirse gelsinler hükümeti karşılarında bulacaktır. Hiçbir devlet buna müsaade etmez. Bakın bürokrasinin içinde ve normal kademelerin dışından emir alarak hareket edenler ve dış bağlantıları da düşünüldüğünde bunlar sadece AK Parti’ye tehdit değildir. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’ne tehdittir, devletin yapısına tehdittir. O yüzden bu programda ‘ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar’ diye tarif ettik bunu. Hukuk içinde bunlarla mücadeleye kararlı bir şekilde devam edeceğiz.

- Herhangi bir gevşeme falan olmayacak?

- Hiçbir şekilde söz konusu değil. Dediğiniz gibi hükümet programında da çok net bir şekilde ortaya konuldu.

“İBRET ALINACAK BİR TABLO İZLİYORUZ”

- AK Parti ve Türkiye açısından yeni bir döneme geçildi. 12 yıldır AK Parti’nin başında bulunan Sayın Erdoğan Köşk’e çıktı, yeni bir başbakan var. AK Parti’nin bölüneceği, hiziplerin meydana geleceği şeklinde sürekli iddialar dillendiriliyor. Siz ne diyorsunuz?

Sayın Başbakanımız (Erdoğan) ustalığını gösterdi. Gerçekten ne parti içinde ne ülkede hiçbir problem yaşamadan bu çok önemli geçiş süreçlerini tamamladık. Eskiden Cumhurbaşkanı seçimlerinde Türkiye’de krizler çıkardı. Büyük ekonomik, sosyal maliyetler ödenirdi. Bakın bu sefer çok güzel bir devir-teslim töreniyle, dünyadan devlet başkanlarının, başbakanların, bakanların katıldığı, Türkiye’nin imajını yükselten bir devir-teslimle Cumhurbaşkanlığı devredildi. Yine çok kısa bir süre içinde AK Parti Genel Başkanlığı devredildi. En ufak bir problem yaşanmadan, parti içinde en ufak bir çatlak ses çıkmadan, çok büyük bir birlik ve beraberlik içinde bir devir-teslim oldu. Hemen ardından yeni bir başbakan tayin edildi, yeni hükümet çok kısa sürede kuruldu ve programını okudu. Tarihin akışı hızlandı adeta.

İLK DEFA OLDU

- Böyle bir şey ilk defa oldu. Çok hızlı ve sancısız bir şekilde geçiş oldu?

- Bu işte AK Parti’nin sadece siyaset yapmadığını, aynı zamanda siyaseti de dönüştürdüğünü gösteriyor. Türkiye’de artık siyasetin çıtası yükseldi. Maalesef muhalefet bununla uyumlu değil. Biz hep onu söylüyoruz. Yeni Türkiye’nin yeni muhalefete de ihtiyacı var. Keşke muhalefet de bunu görse de bu çıtayı orada da bir yükseltsek. Bakın bizim bir kongremiz yaşandı. Şimdi kısa bir süre sonra CHP’nin kongresi olacak. Lütfen bunu bir mukayese edin.

DİKTATÖRÜ MUHARREM İNCE AÇIKLADI

- Kılıçdaroğlu, sürekli Erdoğan’ı tek adamlılıkla, diktatörlükle suçluyor. Ancak kendisi seçimlerden önce seçmenine “Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” dedi. Önceki gün de “Partinin disiplinini sağlayacağım. Bundan sonra kimseye acımayacağım” diye son derece sert bir üslupla gözdağı verdi?

- Eski Başbakanımıza, şimdiki Cumhurbaşkanımıza diktatör diyenler, otoriter diyenler dönüp kendilerine baksınlar gerçekten. Tam aksine bu son yaşadığımız yıllarda en önemli demokratikleşme hamleleri atıldı. Gerçek anlamda demokratik hamlelerin yapıldığı bir dönemde muhalefet kalkıp çok haksız bir şekilde o dönemki Başbakanımızı diktatör olmakla, otoriter olmakla suçladı. Bu hükümetin demokratik gelişim hamlelerine gölge düşürme çabasıydı. Bunları yapan CHP’de güya yıllarca birlikte oldukları, grup başkanvekilliklerini yapan kişi, şu anda kalktı kendi genel başkanını diktatörlükle, otoriter davranmakla suçluyor. Dolayısıyla ibret alınacak bir tablo izliyoruz gerçekten.

Muharrem İnce’nin Erdoğan’ı diktatörlükle suçlayan Kılıçdaroğlu’na “diktatör” demesi ibretlik bir durum mu?

İbretlik bir durum gerçekten.

HEDEFLERE ADIM ADIM ULAŞIYORUZ

- Muhalefet, hükümetin eski söylemleri tekrar ettiğini savunuyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

- Biz yeni bir hükümet değiliz. 5’inci AK Parti hükümetiyiz. Başından beri ana politikalarımız zaten değişmez. Güven ve istikrara dayalı bir ekonomik politikadan yanayız. Borçları aşağıya çekmiş bir hükümetiz. Mali disipline büyük önem vermiş bir hükümetiz. Yapısal reformları hep önceliklendirdik ve yaptık. Bütün bunlara bundan sonra da devam edeceğiz. Zaten bunun dışında bir şey beklenmesi yanlış olur. Bu AK Parti iktidarı devam ediyor.

- Kalkınma Bakanlığı olarak yeni döneme ilişkin öncelikli hedefleriniz, projeleriniz neler?

- Yeni hedefleriniz, 2023 hedefleri. Bakın 2023’de 2 trilyon dolarlık bir ekonomi oluşturma, 500 milyar dolar ihracat, yine baktığımızda kişi başına geliri 25 bin dolara yükseltmek, bütün bunları da katma değeri yüksek bir ekonomiyle sağlamak. Daha girişimci, daha rekabetçi bir ekonomiyle sağlamak. Bu yönde çabalarımız devam edecek. Bir taraftan da tabii 2023’e giderken işsizliği yüzde 5’lere düşürmeyi hedefliyoruz. Enflasyon faizleri düşük tek haneli rakamlara çekmeyi hedefliyoruz ve bu politikalarımız için çok yönlü baktığımız zaman programda makro ve mikro ekonomi alanında önemli politikalarımız var. Kalkınma Bakanlığı olarak özellikle üzerinde durduğumuz o 25 tane reform alanı, bunları da hükümet programımıza koyduk.

FİLİSTİN BİZİM DAVAMIZ

- Hükümetin programında Filistin meselesine de vurgu yapıldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Biz her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. ‘Filistin davası bizim davamızdır’ dedik. O gözle baktık her zaman. Dünyaya onların sesini duyurmaya çalıştık. Onlara destek olmaya gayret ettik ve insani yardımlar konusunda da ne yapabilirsek, bütün imkanlarımızı harekete geçirdik. Orada tabii işgal altında olan bir bölgeden bahsediyoruz, şartların çok zor olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Bütün şartları zorlayarak oradaki kardeşlerimize yardım etmeye gayret ediyoruz. Bundan sonra da yardım etmeye devam edeceğiz. Elimizden gelen tüm imkanlarla kardeşlerimizin yanında olacağız. O sorun çözülmeden zaten Ortadoğu’ya barışın gelmesi mümkün değil. Aslında dünyaya da barışın gelmesi mümkün değil. Maalesef uzun yıllardır devam eden ve bir türlü çözülmeyen bir mesele. Biz Türkiye olarak bu konuda geçmişte de bugün de çözüm olması için de elimizden gelen bütün gayreti sarfediyoruz.


Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23