• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

HDP MEŞRUİYETİNİ KAYBETTİ

Yeniakit Publisher
2014-11-03 14:45:00 - 2014-11-03 14:25:03
HDP MEŞRUİYETİNİ KAYBETTİ

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Veysel Kurt, HDP’nin Kobani olayları nedeniyle yaptığı sokak çağrıları üzerine meşruiyetini kaybettiğini söyledi. Kurt; “HDP’nin, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Türkiyelileştiğini konuşmaya başlamıştık; fakat şiddete tevessül etmeye başladığı andan itibaren aylar, yıllar içinde biriktirdiği bu meşruiyeti bir hamleyle yok etti” dedi

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA İstanbul Dış Politika Araştırmacısı Veysel Kurt, Akit’e konuştu. Veysel Kurt ile ülkemizdeki Kobani olaylarını, Suriye’deki IŞİD-PYD çatışmasını ve Türkiye’nin Suriye politikasını konuştuk…

Kobani’deki olaylardan dolayı HDP’nin insanları sokağa çağırmasını nasıl yorumluyorsunuz?

- HDP tarafından yapılan ilk çağrının nasıl bir sonuç ortaya çıkardığını görmeleri gerekiyordu. Bunu öngöremediler veyahut öngörmelerine rağmen söz konusu çağrıyı yaptılar. Her iki şekilde de karşımıza çok kötü bir tablo ortaya çıkıyor. Eylemlerden sonra gerçekleşen ölümler, “Tekrar 90’lara geri mi dönüyoruz?” gibi sorulara neden oldu.

Bu eylemler, HDP içinde çok önemli maliyetler ortaya çıkardı. Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında meşruiyet kazanmıştı. HDP’nin Türkiyelileştiğini konuşmaya başlamıştık; fakat şiddete tevessül etmeye başladığı andan itibaren aylar, yıllar içinde biriktirdiği bu meşruiyeti bir hamleyle yok etti. Bu süreç bize gösterdi ki şiddete tevessül etmeye çalışan, şiddeti bir araç olarak kullanan her aktör marjinalleşmek durumundadır.

Bu eylemlerin amacı nedir?

- Bu olayların en önemli amacı çözüm sürecini baltalamaktı. Fakat bu da başarılı olamayacak gibi gözüküyor. Çünkü çözüm sürecinde masadan kalkan herhangi bir tarafın kaybedeceğini öngörmek çok zor değil.

HDP tarafından 1 Kasım’da ikinci bir çağrı yapıldı. Aynı hataya ikinci defa mı düşüldü?

- Bu çağrı aynı sonuçları ortaya çıkaran bir çağrı değildi. Sanırım barışçıl gösteri yapabildiklerini göstermek için bir çağrıydı. Bu durum da pek karşılık bulmuş değil. İkinci çağrının, birinci çağrının günahlarını telafi etmeye yönelik olduğunu düşünüyorum; fakat kesinlikle yeterli değil, olmayacak da.

Paralel Yapı’nın, Kobani olaylarında etkisi oldu mu?

- Bu süreçte onlar da hükümet karşıtı propagandalarını sürdürdü. Her vesileyle bunu yapmaya çalışıyorlar. “Hükümetin bölgeyi kontrol edemediği ve güvenlik açısından zafiyet gösterdiği” söylemlerini yaydılar.

TÜRKİYE'NİN TEZİ KARŞILIK BULDU

•  Kobani, Türkiye’nin Suriye politikasını nasıl etkiledi?

- Türkiye’nin öne sürdüğü tezler ve bu tezleri gerçekleştirmeye yönelik çabaları karşılık bulmaya başladı. Türkiye’nin tezleri ile meselenin bütününe karşı entegre bir stratejinin gerekliliği net şekilde anlaşıldı.

BÖLGEDE BAŞKA GÜÇ İSTEMİYORLAR

• Kobani olaylarının alevlendiği esnada niçin Hüda-Par’a yönelik saldırılar gerçekleştirildi?

- Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi; PKK’nın bölgede alternatifsiz kalmak istemesi... Bölgede toplumsal karşılığı olan siyasi hiçbir güç istemiyorlar. İkincisi de; çatışma ortamından elde edebileceklerini düşündükleri çıkarlar... 90’lardaki potansiyeli harekete geçirmeye çalışmış olabilirler.

GEÇİŞ HER DURUMDA TÜRKİYE'NİN LEHİNE

• Peşmerge’nin Türkiye’yi kullanarak Kobani’ye geçişi stratejik olarak doğru mu?

- Yanlış bir şey değil. Bu durumu üç parametre açısından değerlendirmek mümkün. Birincisi, Türkiye ile Barzani yönetiminin ilişkilerini düşünerek ele almak gerekiyor. İkincisi; Barış Sürecinin bütünlüğü ve bu noktadaki Barzani’nin aktif katkısı. Üçüncü olarak da PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde tek başına oldu-bittiye getirerek özerk bir yönetim kurmasının önüne geçilmesi.

Bu üç parametre açısından da peşmergenin Kobani’ye geçişi Türkiye’nin lehine işleyen bir gelişme. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu’nun; Güney sınırımızda kontrol etmeleri açısından PYD, IŞİD ve Esad arasında hiçbir fark olmadığını söyledi. Peşmerge ve ÖSO’nun Kobani’de bulunması bu anlamda bir rol üstleniyor.

• Peşmerge’nin Türkiye’den şov yapar gibi geçişi tepki çekti. Daha sessiz, sakin bir geçiş yapması mı gerekirdi?

- Öyle olması gerekirdi; fakat olaylar daha önce şahit olduğumuz bazı olaylarla tekrar kıyaslanmaya başladı. Herhangi bir provokasyonun olmayışı ve çözüm sürecini baltalayacak bir sonuç ortaya çıkarmaması önemliydi.

ABD VE BATI RİSKİ EN AZ OLANI SEÇTİ

• ABD ve başını çektiği koalisyon, Esad’ın katliamına sessiz kalırken, Ezidiler ve Kürtler konusundaki hassasiyeti nasıl yorumlanabilir?

- ABD ve Batı’nın burada riski en az olan bir yola tevessül ettiğini düşünüyorum. IŞİD’e karşı harekete geçtiler fakat bugün IŞİD’in Irak ve Suriye’de ortaya çıkardığı hasar, Esad’ınkinden daha azdır.

‘MHP’NİN ELEŞTİRİSİ DOĞAL'

• MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, peşmergenin geçişini “tarihi bir hata” olarak yorumlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Muhalefetin eleştiri yapması bence doğal bir şey... Avantajları ve dezavantajlarını ortaya koymadan yapılan her muhalefet, söylemsel düzlemde kalma mahkûmiyetindedir.

• Bahçeli burada tabanını mı rahatlamaya çalıştı?

- Yani o da olabilir, tabii mümkündür.

'YAPILACAK EN ANLAMSIZ TEKLİF'

• CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise var olan tezkereye rağmen yeni bir tezkere talebinde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun bu tutarsızlığını nasıl görüyorsunuz?

- Ne olursa olsun yapılabilecek en anlamsız teklifti. Hem Irak hem Suriye için mevcut bir tezkere söz konusu iken yalnızca Kobani’ye ait bir tezkere istenmesi bana kalırsa siyasi bir basiretsizlik.

ESAD KATLİAMI DEVAM EDİYOR

• Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

- Çatışmaların kısa dönemde sona ereceğini söylemek oldukça zor. Şu anda orada fiili bir ortam oluşmuş durumda ve her bir grubun kontrol ettiği bölge var.

• Son IŞİD olaylarıyla beraber Esad artık gündeme gelmiyor...

- Zihinlerimiz medya üzerinden şekillendirildiği için bize öyle geliyor. Fakat sahadan gelen haberlere bakıldığında aslında Esad’ın bütün şiddetiyle çoluk çocuk demeden katliamlarına devam ettiği görülüyor. Esad’ın bütün çabası süreci lehine dönüştürmektir.


Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23