• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Hasan’a Hans kancası

Yeniakit Publisher
2013-02-18 21:41:00 - 2013-02-18 21:42:20
Hasan’a Hans kancası

Gazetemizin Ankara Bürosunu ziyaret eden Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç, Almanya’da ve Avrupa’da uygulanan asimilasyon politikalarını anlattı. ‘Hasan’ olarak işe başvuru yapanların reddedildiğini, ‘Hans’ olarak başvuranların

YENİ AKİT / ANKARA
Gündemdeki kuruluş olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç Ankara büromuzu ziyaret etti. Yurtdışındaki Müslüman ailelerin çocuklarının Hıristiyan ailelere verilmesi konusunda Yurtnaç, Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez ile Ankara Haber Müdürümüz Fatih Akkaya’ya ‘çok özel’ bilgiler aktardı; devlet olarak ne gibi karşı girişimlerde bulunulduğunu anlattı. Yurtnaç, örneğin Almanya’da “Hasan”ların “Hans”laştırılmak istendiğini, kendilerinin de buna karşı mücadele verdiklerini bildirdi.
“ERMENİ’NİN BAŞKENTİ BİLE TÜRK YURDU İDİ”
Yurtnaç, sözde Ermeni soykırımı iddialarının sözde 100. yılı yaklaşırken, bugünkü Ermenistan’ın başkenti olan Erivan’ın (Revan Vilayeti) dahi zamanında Türklerin çoğunlukta olduğu bir Osmanlı (Türk) yurdu olduğunu kaydetti. Yurtnaç şunları söyledi: “Orada Türkler yaşamıştır. Ama tarihi süreç bizi bu noktaya getirdi. Tarihi tarihçiler oluştursunlar diyoruz, biz arşivlerimizi açmışız. Ama tarihçi olmayan bazı ‘aydınlarımız’ ‘yapmış olabiliriz’ şeklinde açıklamalarda bulunuyorlar. Tehcirin olduğu ortada, ancak bir kıyımdan bahsetmek için hiçbir bilimsel veri yor ortada. Hatta soykırımsa, bahsettikleri sayının çok üzerinde Osmanlı vatandaşını katlettiler.”
Ermeni cephesinin, güçlü bir geçmişe sahip olan bu topraklarının insanları üzerinde spesifik metotlarla psikolojik propaganda yürüttüğü uyarısında bulunan Yurtnaç, “Bu çalışmalar kimileri üzerinde başarıya ulaşıyor, ‘biz şuyuz’, ‘biz buyuz’ diyorlar. Farklı düşüncelere saygı duymak gerekir ama her milletin de bir kimliği var. Bizim de kendi kimliğimizi sahiplenmemize kim ne diyebilir? Biz kompleksli bir millet değiliz. Bir kere biz Müslüman bir Türk milletiyiz. Eskiden ‘Osmanlı’ diyorduk, şimdi ‘Türkiyeliler’ diyoruz” dedi.
“ÜLKESİNİ ORAYA BURAYA ŞİKAYET
EDENDEN AYDIN OLMAZ”!
Yurtnaç, uluslararası platformlarda devamlı Türkiye aleyhtarlığı yapan kişileri, ‘tabansızlık’la suçladı: “Ben aydınları bir ülkenin vizyoner insanları olarak görürüm. Ancak aydınlar bir ülkenin tarihine kültürüne sahip çıkarak ülkeyi daha iyi bir yere taşırlarsa aydın statüsüne girerler. Gidip ülkeyi uluslararası arenada oraya buraya şikayet eden insanların aydın kimliklerinin tartışmalı olduğunu düşünüyorum. Bu insanların halk arasında tabanı olduğunu da düşünmüyorum.”
‘JÖN TÜRKLER KOKUŞMUŞ
İDEOLOJİLERLE GERİ DÖNDÜLER’
Bu profilde bir ‘aydın’ türünün ayrıca uluslararası güçler tarafından kullanılmaya da çok müsait olduklarını vurgulayan Yurtnaç şöyle devam etti: “Bunun örneklerini Jön Türkler döneminden biliyoruz. Dendi ki, “Biz batının tekniğinde mühendisler yetiştirelim, doktorlar yetiştirelim.” Öğrencilerimizi gönderdik. Bizim Jön Türkler gittiler ressam oldular, müzisyen oldular, yazar- çizer oldular bohçalarına da birtakım bize yabancı, kokuşmuş dünya görüşlerini, ideolojileri doldurup geri döndüler. Kuşkusuz bir toplumun sanatsal, estetik ihtiyaçları da vardır, ancak karnınız açsa yemeğin üzerine yiyeceğiniz baklava ağır gelebilir. Şimdi Jön Türklerin yapmış oldukları yanlışlar ve doğrular daha iyi görülebiliyor. Ülkenin sorunları var ise o sorunları biz kendi içimizde hallederiz. Ama ülkeyi dışarıda zorda bırakmak, insanları kötü göstermek doğru bir davranış değil.”
“TÜRKİYE’YE YÖNELİK MUHABBET
BATIYI KORKUTUYOR”
Son dönemdeki Ermeni terör örgütü Asala’nın canlandırılmaya çalışıldığı yönündeki bilgiler ve DHKP/C’nin harekete geçirilmesi gibi gelişmelere de dikkat çeken Yurtnaç şöyle devam etti: “Bu millet son bin yıldır dünya tarihinde özel bir yere sahip olmuş, hep yöneten olmuş bir millet. Böyle bir milleti bozacak birçok şeyi gündeme getirebilirler elbette. Mezhep çatışmasını getirdiler, sağ sol çatışmasını tezgâhladılar. Son 30 yılda PKK’nın yaptıkları ve bu millete vermiş olduğu zarar ortada. Bizim içerimizdeki bütün ırklar arasında bir birlik var. Türk, Kürt, Çerkez, Gürcü, Laz, hepsi bir bütün olarak görüyorlar kendilerini. Bizi Ortadoğu’daki, Afrika’daki insanlar bile böyle görüyor. Ayrıca Türkiye’ye karşı müthiş bir muhabbet var. Bunun fotoğrafını Avrupalılar çok iyi çekmiş durumdalar. Balkanlar’daki yapıyı Avrupalılar çok iyi biliyorlar. Bölgede güçlü bir Türkiye Avrupalıların aleyhine bir durum. Şimdi burada şuna dikkat etmek lazım, birileri bir şeyler yapmak istiyor da biz niye dolduruşa geliyoruz?.”
“ALMAN GENÇLİK DAİRELERİ
İŞİN İYİCE CILKINI ÇIKARTTI”
Almanya’daki Gençlik Dairelerinin tepki çeken uygulamalarına da dikkat çeken Yurtnaç, “Bu uygulamaları bizim ilgi alanımıza giriyor. Gençlik Daireleri eliyle bizim çocuklarımız kötü muamele gördükleri iddiasıyla ailelerinin ellerinden alınarak Hıristiyan ailelere veriliyor. Bu öyle bir yıllığına alınma filanda değil, 8-10 yıllığına çocuğunuza el koyuyorlar. Bu çocuklara Hıristiyan kültürü aşılanıyor. Daha geçen hafta içerisinde Almanya’da Zonguldaklı bir kardeşimizin 5 aylık bir çocuğu bu daire tarafından alındı. Çocuk daha iki aylıkken babasıyla birlikte merdivenden düşüyor, onlar kolu incindi zannediyorlar, ama kol kırılmış. Doktora götürür götürmez hemen doktor rapor yazıyor ve çocuğu ellerinden alıyorlar. Bir çocuğun kolunu hangi baba kırar ya. Bir anne benim çocuğun düzgün yemek yemiyor diye doktora götürüyor, hanım sen bu çocuğa düzgün bakamıyorsun diye alıyorlar çocuğu. Ne kadar çocuğu aldıkları hakkında bir istatistik de vermiyorlar. Biz Avrupa’da on bine yakın Türk çocuğunun Gençlik Daireleri tarafından alındığını tahmin ediyoruz. Çocukların sünnet olmasına bile müsaade etmiyorlar. Kimi çocukları uyuşturucu kullanan ailelere veriyorlar” bilgisini verdi.
“BU UYGULAMALAR FAŞİZANCA”
Türk ailelerin ellerinden alınan çocukların verildiği koruyucu ailelerin bu işi para karşılığı yaptığını belirten Yurtnaç, “İşin daha da ileri boyutu ‘sosyal devlet çocuğun parasını kendisi öder.’ Burada ne oluyor, çocuğun parasını da öz ailesinden alıyorlar. Hem çocuğu alıyorlar, hem de parasını alıyorlar. Tam bir faşizan uygulama. Devletin görevi öksüze, yetime açıkta kalmış olana bakmak. Bu sosyal devlet ilkesidir” dedi.

ASİMİLASYONUN ANAVATANI AVRUPA

Avrupa’daki çocuklarımızın öz kültürlerinden uzaklaşma tehlikesi üzerine konuşan Yurtnaç şöyle devam etti: “Üçüncü dördüncü nesillerde Türkçe’yi kaybediyoruz. Türkçe’yi kaybedince, kültürümüzü, dinimizi de kaybetmeye başlayacağız. Ama biz Türkçe’yi korumaya çalışıyoruz. Bu arada özgüven sıkıntısı da çekiyor gençlerimiz. Hasan olarak işe başvuru yapıyorsunuz, işe almıyorlar, Hans olarak başvuru yapıyorsunuz işe alıyorlar. Sistem sizi bazen zorluyor. Bunun adı asimilasyon. Birçok Avrupa memleketi bu anlamda asimilasyonun anavatanı olmuş durumda. Bu ilk önce dilinden ve dininden başlıyor ve devam edip gidiyor. Burada insan hakları ihlali söz konusu. Biz şimdi bu ihlalleri gündeme getiriyoruz.”
“KARŞI ÇALIŞMALAR BAŞLATILDI”
Bu durumun önüne geçecek girişimlerin başladığını da bildiren Yurtnaç, “Şimdi Umut Yıldızı gibi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dernekleri gibi kuruluşlar bir sivil toplum hareketi başlattılar. Türklerin bakıcı ve eğitici aile olmaları için aileleri eğitimlere gönderiyoruz. Şu an tüm Avrupa da bununla ilgili bir çalışma var. Vatandaşlarımız örgütlenmeye başladılar. Çocuk alınması gerekiyorsa alınsın; ama çocuğu kültürüne uygun bir aileye verin. Müslüman bir ailenin yanında yetişsin. Bizim şimdi hedefimiz Türk aileleri arasında koruyucu aile sayısını artırmak. Bu şimdi bir zaruret oldu” değerlendirmesinde bulundu.
“OSMANLILIK RUHUNU DİRİLTMELİYİZ”
Kemal Yurtnaç, “Hem insani hem de kurumsal potansiyeli harekete geçirmeye çalışıyoruz. Ürdün’e gittim. Otobüs şoförü ‘ben Türkiyeliyim’ dedi bana. Neresinden dedim Kudüs şehri dedi. Bizde eskiden müthiş bir Osmanlılık kimliği vardı. Bu ruhu yeniden diriltmek durumundayız” şeklinde konuştu.
“GÜÇLÜ TÜRKİYE İSTEMİYORLAR”
Uluslararası arenada dostluk ilişkilerinin menfaate dayandığını belirten Kemal Yurtnaç, “Bu konjöktürde, kimse Türkiye’nin güçlü olmasını istemez. Türkiye’nin sorunları olsun, bunlarla uğraşsın isterler. Temel korkuları Türkiye’nin bölgedeki sorunları kendi başına çözebilir bir konuma gelmesi. Şu da bir gerçek ki sular hep bizim lehimize akıyor. Biz 30-40 sene sonra çok güzel şeyler olacağına inanıyoruz. Türkiye ileride hak ve adaletin sağlayıcısı konumuna gelecektir umuyoruz. Bu yolda çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23