• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

"Halkı yeni Türkiye’den korkutmaya çalışıyorlar"

Yeniakit Publisher
2015-04-17 15:17:00 - 2015-04-17 15:33:34
"Halkı yeni Türkiye’den korkutmaya çalışıyorlar"

Selim Gürsel S. Serra Erdoğan ile ‘Yeni Türkiye’ kitabı üzerine keyifli bir mülakat gerçekleştirdi.

S.Serra Erdoğan ile son yayınlanan kitabı "Yeni Türkiye" kitabı çerçevesinde yazım serüvenini konuştuk. İşte o mülakat... 

Konuşan:Selim Gürsel

- Sayın, S. Erdoğan, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? S. Serra Erdoğan kimdir, kaç kitabı vardır.

- İstanbul doğumluyum. Bilgisayar Mühendisliği ve MBA eğitimi aldım. Yayınlanmış Beş kitabım var ; Ortaya Karışık ,  One Mınute World (Türkçe ve İngilizce ) , Vay Benim Yalnızlığım, Siyah Beyaz Gri ve Yeni Türkiye ‘dir.

One Mınute World kitabım Kanada ‘da İngilizceye çevrilmiş olup tüm dünyada satışa sunulmuştur.

Şuan Telegram adlı Romanımın çalışmalarına devam etmekteyim.

  - Yeni Türkiye kitabını yazmaya nasıl karar verdiniz?

- Biliyorsunuz, Türkiye’de bir azınlık var, ama sesleri herkesten çok çıkıyor. Bu azınlık kesimin gürültüsü, bazı gerçekleri halkın gözünden kaçırıyor. Sessiz yığınlar, bu kesimin söylediği hiçbir şeye inanmasa da, onların gürültüsü altında, bazen gerçekleri göremiyorlar. Ben bu azınlığın gürültüsünü biraz olsun bastırabilmek ve gerçekleri dolaysız olarak halka sunabilmek için bu kitabı yazmayı düşündüm.

Türkiye büyük bir değişim geçiriyor. Eski düzen yıkılıyor ve yeni bir düzen kuruluyor. Bunun sancılarını yaşıyoruz. Eski düzenin varlığından mutlu olanlar, halkı yeni Türkiye’den korkutmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin nereden gelip nereye gittiğini bilmeyen gençler de, bunların rüzgârına kapılıyor. Halbuki bu tarihi bir durumdur. Türkiye’nin eski düzene tahammülü kalmamıştır. Türkiye’nin Türkiye’ye ihtiyacı vardır.

- Kitabınızda nelerden söz ediyorsunuz?

 - Kitabımda öncelikle eski Türkiye’yi özetliyorum. Aslında başlangıçta bu beni korkutan bir düşünceydi. Eski Türkiye nasıl özetlenebilir? Sonuçta 80 yıllık, 90 yıllık, bir çok yönü olan bir süreç… Sonra farkettim ki, hiç uzaklara gitmeye gerek yok. 21’inci yüzyılın hemen başında, eski Türkiye’nin çarpıcı bir özeti var. 2000 yılında, halkıyla savaşan devlet geleneğinin güçlü bir devamı var. 28 Şubat uygulamaları tam gaz devam ediyor. 2001’de ekonomik kriz var. 2002’de Karen Fogg skandalı ve dışa bağımlılığın çarpıcı bir görüntüsü var. Eski Türkiye’yi bu 3 yıl içinde özetledim ben de:

1. Halkıyla savaşan devlet geleneği

 2. Eski Türkiye’nin makus talihi olarak geri kalmışlık

3. Dışa bağımlı ve muhtaç bir yönetim şekli

 Ak Parti iktidarından hemen önceki bu üç yıl içinde, Eski Türkiye’nin olanca manzarası seyredilebilir.

- Ak Parti iktidarını hangi yönleriyle ele aldınız?

- Onu da hemen hemen yıl yıl karakterize ettim. 2003’ten, 2015’e gelinceye kadar. Çoğu unuttuğumuz olayları insanlara tekrar hatırlatmayı hedefledim. Recep Tayyip Erdoğan’ın biyografisinden Ak Parti’nin kuruluşuna, 3 Kasım 2002 seçimlerinden, Ak Parti iktidarının ilk yıllarına ve ilk icraatlarına kadar pek çok noktayı, bu kitabı hazırlarken ya yeniden hatırladım veyahutta bilmezken öğrendim. Şunu ortaya koymaya çalıştım ki: O günden bugüne kadar hiçbir şey hiç kolay olmamış. En basit değişimler için bile adeta bir ölüm kalım mücadelesi verilmiş.

Ak Parti’ye kurulan kumpaslar, yapılan tehditler, çeşitli oluşumlar adı altında çeşitli mücadeleler, bunlar yeni başlamıyor. Gezi olayları veya paralel yapıyla başlamıyor. Daha ilk yıllardan itibaren başlıyor. Kızıl Elma Koalisyonu, Vatansever Güçler Birliği, Atabeyler Çetesi, Şemdinli olayları, PKK terörünün hortlaması, Danıştay baskını, 27 Nisan e-Muhtırası, Ak Parti’ye kapatma davası vesaire, bunlar en başından bugüne sürüp gelmiş. Recep Tayyip Erdoğan, sürekli bir tehdit altında adımlar atmaya çalışmış. Düşünsenize: 2008’de, iki genel seçim kazanmış Türkiye’nin en büyük partisi, sadece bir oy ile kapatılmaktan kurtuldu. Kılpayı.

Bunlara rağmen, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının yolunu açmış, hukuk reformları yapmış, faili meçhul cinayetleri ve işkenceleri ortadan kaldırmış, yetinmemiş demokratik açılım süreci gibi tarihî bir dönüşüme imza atmış bir adam var.

- Olağanüstü bir mücadelenin tarihini görüyoruz.

- Ben de öyle gördüm ve öyle anlatmaya çalıştım. Bu kitapta Türkiye’nin 21. Yüzyıl macerası, 15 yıllık bir hikâyesi var. Bu hikâyenin ismi ise, hiç kuşku yok: Recep Tayyip Erdoğan, Asra Damgasını Vuran Bir Lider… Ben kitabımda bu destanı yansıtmaya çalıştım. Ergenekon Operasyonlarını, PKK ile mücadeleyi, Davos Zirvesini, Mavi Marmara olayını, Arap Baharını, Gezi Olaylarını… Anlayacağınız, Türkiye’nin 15 yılının bir hikayesini anlattım ve bu hikayenin de baş kahramanı, hiç kuşkusuz Recep Tayyip Erdoğan’dır.  Doğal olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı anlattım.

Bakın, bazı şeylerin altının çizilmesi gerekiyor. Yoksa kuru gürültünün altında kalıp değersizleşebiliyor. Tıpkı altın çöpe düştüğünde, artık altın değil, çöptür. Ta ki, gelir birisi onu oradan bulur, alır, yeniden değerini kazanır. Gerçekler de böyledir. Çoğu zaman çöplere bulanmışlardır ve onların değeri kaybolmuştur. O gerçeği oradan almak ve değeri insanlığa iade etmek gerekir.

- Yeni Türkiye hakkında fikir sahibi olmak isteyenler kitabınızda neler bulacaklar?

- Öncelikle bazı rakamlar ve göstergeler bulacaklar. Bu rakamlar ve göstergeler, yeni Türkiye’nin en büyük hatırlatıcısı olacak. Ak Parti iktidarının dev yatırımları, dev projeleri ve bunların Türkiye’nin çehresini çok kısa bir zamanda nasıl değiştirdiği. Bir Marmaray’ı düşünün. Bir Kanal İstanbul açıldığında, Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Üçüncü Hava Limanı hizmete girdiğinde, hayatımızda ne çok şeyin değişeceğini hesaba katın.

Tabii bu kadar değil. Yeni Türkiye’nin bir siyasi boyutu da var ve olması gerekiyor. Başkanlık sistemi var, yeni anayasa var, çözüm sürecinin tamamlanması var, daha bir çok şey var. Bunların da bilinmesi gerekiyor. Ben dilim döndüğünce başkanlık sistemini ve çözüm sürecini de anlattım. Aslında Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ile birlikte Yeni Türkiye başlamıştır. Bunun hedefine ulaşması için, 7 Haziran seçimlerinin önemini vurguladım.

Bu seçimler gerçekten de çok önemlidir. Çünkü Türkiye’de muhalefet, Türkiye için yapılmıyor, sen ben kavgası olarak yapılıyor, sen in ben çıkayım diye yapılıyor. Bu Türkiye’ye büyük zarar veriyor. Halkın büyük çoğunlukla evet dediği sivil anayasayı engelliyor ve halen darbe anayasası ile yönetilmemizi sağlıyor. Muhalefete güvenilemez. Onların Türkiye’deki büyük değişime bir katkıları olmadığı gibi, Yeni Türkiye’ye de bir katkıları olmayacaktır.

Onun için, 7 Haziran’da Türkiye, muhalefeti Yeni Türkiye’nin önünden atmalıdır.

- Bu çağrıyı yaptınız?

- Evet.

- Çok teşekkür ederiz.  

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23