Hatay’da Ahmet Atakan’ın ölümünü çarpıtarak yayın yapan Hürriyet Gazetesi ve Oda Tv’nin internet siteleri ile Halk TV, Ulusal Kanal ve Artı-Bir Televizyonu’na tepki gösteren hukukçular, “Yalan haber yapanlar yargıya hesap vermeli” dediler.
Hatay’da Ahmet Atakan’ın ölümüne ilişkin Hürriyet Gazetesi ve Oda Tv’nin internet siteleri ile Halk TV, Ulusal Kanal ve Artı-Bir Televizyonu’nun yalan haber yapması hukukçular tarafından eleştirildi. Söz konusu televizyon kanallarının ve internet sitelerinin, düşerek ölen Ahmet Atakan’ın polis tarafından öldürüldüğünü duyurması, Adli Tıp Kurumu’nun raporunu dahi çarpıtması Gezi organizatörlerinin işine yaradı ve çapulcular yeniden sokağa döküldü.
Konya Barosu avukatlarından Hasip Şenalp, Gezi olaylarını kullanan medya ve sermaye organlarının birer kaos lobisi olduğunu belirterek, “Bu tür olayların hepsini değerlendirip yeni kaoslar çıkarmak peşindedirler. Ceza kanununda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti aleyhine yapılan bir hareket olarak değerlendirilip bunlarla ilgili vatana ihanetten dava açılmalıdır” derken, Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Avukat Necati Ceylan, “Yalan haber anarşinin ve karışıklığın kaynağıdır” dedi.
“HİÇ BULAMAZSA KENDİ
ARKADAŞLARINI ÖLDÜRÜRLER”
Avukat Hasip Şenalp, kendisinin 68 kuşağından olduğunu anımsatarak, “1968 yılında Marksist komünistler hiç bulamazsa kendi arkadaşlarını öldürüp sonrada o arkadaşlarının cenazelerini ‘Faşistler, sağcılar öldürdü’ diyerek taşırlardı. Bu solun yeni bir oyunu değildir. Bu Türkiye’de her an tekrarlanan bir olaydır. Daima bir olayı olduğundan farklı göstermek veya kendileri yapıp başkalarının üzerlerine mal etmek noktasındaki hareketin devamıdır” dedi.
“DHKP-C, PKK’DAN DAHA KANLI BİR ÖRGÜT”
Ahmet Atakan’ın ölümünü gösteren düşme görüntülerinin olduğunu kaydeden Şenalp, “O görüntülerde net bir şekilde gözüküyor ki yüksekten düşmüş. Lakin protestocuların amacı farklı olduğu için bunu provokatif amaçlı kullanıyorlar ve seçimlere kadar da kullanacaklar” diye konuştu.
“İLGİLİ VATANA İHANETTEN DAVA AÇILMALI”
Şenalp, Gezi olaylarını kullanan medya ve sermaye organlarının birer kaos lobisi olduğunu belirterek, “Bu tür olayların hepsini değerlendirip yeni kaoslar çıkarmak peşindedirler. 2020 olimpiyatlarını kaybetmemizi bile Başbakan Erdoğan’ın başarısızlığı olarak gösterdiler. Bu tutumlar bir ihanettir. Hatta Ceza kanununda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti aleyhine yapılan bir hareket olarak değerlendirilip bunlarla ilgili vatana ihanetten dava açılmalıdır. Bu medya organları yaptığı yayınlarda kendi yandaşlarına bu tür bir kurtarılmış bölge imajı vermeye çalışıyorlar ama artık millet bunun bir anlamının olmadığını çok iyi biliyor. Maalesef ki Türkiye’deki sol 12 Eylül’e takılı kaldı. Bu yüzden kendisini demokratikleştiremedi. Bu anlamda faşizan duygularla provokasyonların yanında destekçileri olmaya devam ediyorlar ama artık millet bunları aştı ve gerçeğin ne olduğunu iyi biliyor” şeklinde konuştu.
“YALAN HABER ANARŞİNİN VE
KARIŞIKLIĞIN KAYNAĞI”
Avukat Necati Ceylan ise, İstanbul’da Taksim Gezi Parkı olayları başladığından beri sosyal medyada provokasyon amacıyla pek çok yalan haber dolaştığını belirterek, “Yalan haber anarşinin ve karışıklığın kaynağıdır.Yalan haber mefhumunun Türk Hukuk Mevzuatında tarif edilmemiş ve yalan haberle alakalı ciddi bir hukuki düzenleme mevcut değildir” dedi.
“TAZMİNAT DAVALARI AÇILABİLİR”
Türk Ceza Kanunu’nun bazı hükümleri dolaylı olarak uygulanabilme özelliğine sahip olduğunu hatırlatan Ceylan, “Suçun unsurları tahakkuk ettiği takdirde, iftira niteliğinde olan yalan haberlere karşı iftira suçuna ait cezaî müeyyideleri işletmek mümkündür. Zira basın organlarının yalan haberleri ihbar kabul edildiğine göre, bir şahsa veya kuruma suç olmayan bir şeyi isnat etmeleri yahut bu suça ait maddi sebep veya delilleri isnat etmeleri halinde, iftira suçu işlenmiştir ve dolayısıyla ceza davası açılmalıdır. Türk Ceza Mevzuatındaki iftira ilgili hükümleri, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanununun kişilik haklarına ve tazminatla ilgili hükümleri, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 18.nci maddesinin Düzeltme ve cevap hakkı ile ilgili hükmü, 5187 Basın Kanunun 14.ncü maddesindeki düzeltme ve cevap hakkını kişilerin veya kurumların şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ve kurumlarla ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişi ve kurum cevap ve düzeltme hakkını kullanabilir. Ayrıca uğramış olduğu zarar ve ziyandan dolayı da tazminat davaları açabilirler” diye konuştu.
Ceylan, İçişleri, Valilik, Emniyet mensuplarının yalan haberle ilgili kanuni yollara başvurması gerektiğini söyledi ve “Bu sebeple yazılı veya görsel basında ve internet ortamında sosyal medyada provokasyon amacıyla çıkan bu tür yalan haberlerle ilgili olarak kanunların vermiş oldukları hakları kişiler, kurum ise ilgili kurumun temsilciler kullanmalıdır” şeklinde konuştu.
Ünlülerden twitter provokasyonu
HABER MERKEZİ
Başta Hürriyet gazetesi ve kartel medyası Hatay’da eylemci Ahmet Atakan’ın polis kurşunuyla öldürüldüğü iddiasını provokatif bir dille haberleştirirken, Atakan’ın ölümüyle alakalı internete düşen videolar, Atakan’ın, polise güneş paneli atmak isterken çatıdan düşerek öldüğünü ortaya koydu. Atakan’ın polis tarafından öldürüldüğü iddiası ise twitter’da bazı ünlülerin provokasyonu ile başka bir boyuta taşındı.
AHMET ATAKAN YALANI TWİTTER’DA PROVOKASYONA DÖNÜŞTÜ
Atakan’ı polisin öldürdüğü yönünde twitler atan ünlüler, Atakan’ın gerçek ölüm sebebini görmezden gelerek, tüm suçu hükümete yükledi. Dizi oyuncusu Selin Şekerci, “Zebaniler, karabasanlarla uyandık yine. Beddualar, her kulakta çınlarken hiçbirinize bulaşmıyor değil mi? Katiller hissetmez mi?” twitinde suçlamasını yöneltirken Star TV’de tutunamayan Metin Uca, “Öldürmeyi kimin iyi bildiği zamanla ortaya çıkıyor. Ahmet Atakan da genç ölümsüzler arasında acılarımızı artırarak ne yazık ki yerini alıyor” şeklinde twit attı. Atilla Taş, “Polis, Hatay’da bir destan daha yazdı! Siz gençleri öldürmüyor, ölümsüzleştiriyorsunuz” iddiasında bulunurken, Sevda Demirel; “Ahmet Atakan, ruhun şad olsun çok ama çok üzüldüm lanet olsun bunu yapanlara geberin”, Türkü Turan da “Benim adım Ahmet Atakan. Polis beni Armutlu’da anayasal protesto hakkımı kullanırken vurdu ve öldüm. 22 yaşındaydım” twitini attı.
