• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Halil Esencan: 'Ömer Nasuhi Bilmen'

Yeniakit Publisher
2016-02-02 12:08:00 -
Halil Esencan: 'Ömer Nasuhi Bilmen'

Yazar Halil Esencan'ın Ömer Nasuhi Bilmen hakkında yazdığı portre yazısını sizlerle paylaşıyoruz...

İşte o yazı:

1884 yılında Erzurum'un Salasor köyünde dünyaya geldi. Babası zamanın ulemasından Hacı Ahmet Efendi, annesi Muhibe Hanımdır. Dindar bir anne-babanın çocuğu olmanın mükafatı olarak dört yaşında Kur'an-ı Kerim'le tanışır. Bu dostluk Ömer Nasuhi Bilmen'in son nefesini verdiği 12 Ekim 1971 yılına kadar gittikçe artarak sürecektir.

Babasının küçük yaşta vefatı üzerine, Erzurum Ahmediye Medresesi müderrislerinden amcası Abdürrezzak Hilmi Efendi'nin yanında kalmaya başlar, aynı zamanda Erzurum Müftüsü Narmanlızade Hüseyin Haki Efendi'den de dersler alır.

Yirmi yaşına kadar ilimlerinden feyz aldığı bu iki alîmin ölümü üzerine annesiyle kardeşini alarak İstanbul'a gelir ve Fatih Medresesine kaydolur ve Tokatlı Şakir Efendi’den ders alır. İki yıl sonra icazet alan Bilmen aynı yıl imtihanla Medrese'til Kuzat'a kaydolur. Burada hukuk ilmi tahsil eden ve sonra ruûs imtihanını da kazanarak Fatih Dersiamları arasına giren Ömer Nasuhi Bilmen 1912 yılında Dar'ülhilafetül Aliye Medresesinde fıkıh müderrisliğine başlar.

Savaş yıllarında Mahkeme-i Temyiz Şeriye Dairesi Heyeti Telifiye azalığına tayin olur.

Sonra Meclisi Tetkikiye Şer'iye azalığına getirilen Bilmen Hoca, Meşihat-ı İslamiye dairesinin meclis tarafından lağvına kadar bu görevini sürdürdü. 1926'da İstanbul Fetvahanesi müsevitliğine, 1943 yılında ise seçimle İstanbul Müftülüğüne getirildi. 1960 yılına kadar bu görevde kalan Ömer Nasuhi Bilmen, Cumhuriyet döneminde müteaddit defalar teklif edilen ve kabul etmediği Diyanet İşleri Başkanlığı'nı bu defa kabul eder ve diyanet işleri başkanı olur.

İslama zarar verebilecek bazı cereyanların gündemde olduğu bir devre onun gibi bilgili ve dirayetli birisinin bu makamda olması ile zararsız atlatıldı. Bir müddet sonra emekliliğini isteyerek başkanlıktan ayrıldı ve kendisini tamamen eser yazımına verdi. Arapça, Farsça ve Fransızcayı ana dili gibi bilen Ömer Nasuhi Bilmen' in belli başlı eserleri arasında Muvazzah İlmi Kelam Dersleri (İlk eseri), Nesayihi Kur'aniyye, Ahlak-ı İslamiye Dersleri, Hukukî İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, Büyük Tefsir Tarihi ve Tabakat-ül Müfessirin, Hikmet Gonceleri (500 hadisi şerif), İslam Hukukunda manevi zararların tazmini, Ashab-ı Kîram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları, İlmi Tevhid, Akaidi İslamiyye, Dînî ve Felsefi Ahlak Lügatçesi, son eseri Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri ve Türkiye'de her Müslümanın evinde bulunan Büyük İslam îlmihali sayılabilir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin beşinci Diyanet İşleri Başkanı olan, zamanının değerli din âlimi Ömer Nasuhi Bilmen, henüz Fatih Camii’nde ve Darüşşafaka’da dersler verdiği yıllarda bile harikulade kabiliyeti ile kendisini tanıtmış hususi bir fıtrattı. Dinî konularda yazdığı eserleri ile haklı bir üne sahip olan Ömer Nasuhi Bilmen, İstanbul Müftülüğü’ne tayin edildiği tarihten vefatına kadar hem ilmî ve ahlakî ağırlığı hem de samimiyet ve alçakgönüllülüğü ile dinî meselelerde Müslümanların başlıca güven kaynaklarından birisi olmuştur. İslâm’ı özümseyerek hayatına hayat kılmayı başarabilmiş bir yürek olduğu için, hitap ettiği her kesimden insanın sevgisini ve saygısını kazanmıştır. 

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile Darü’l Hikmet-i İslâmiye’de iken tanışan ve daha o zamanlarda bütün İstanbul ulemasının takdirlerini kazandığını beyan eden Bilmen, Bediüzzaman’ın sohbetlerinde bulunmuş ve o dönemde yazdığı bütün makalelerini okumuştur. Bediüzzaman’ın telif ettiği eserlerden yalnızca Sözler’i tetkik etme imkânı bulduğunu söyleyen Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi şu itirafta bulunmaktadır: “Sözler’i mütalaa ettim, harikulâde bir eserdi. Doğrusu kelam ilminde bir yenilik meydana getirdi. İmanın bütün rükünlerini açıkça ortaya koydu. Cenâb-ı Hak, Müslümanları hiçbir zaman sahipsiz bırakmamıştır. Her asırda büyük müçtehitler, mücedditler ve mürşitler göndermiştir. Bediüzzaman da o zatlardan birisidir.” 

Hayatı boyunca verdiği birbirinden kıymetli eserlerle, hemen her kesimden insanın kitaplıklarını süsleyen Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi hakkında Hekimoğlu İsmail’in anlattığı şu hatıra çok ibretlidir: “İstanbul müftüsü, daha sonra da Diyanet İşleri Başkanı olan Ömer Nasuhi Bilmen Hoca’ya saygı duyar, ilminden istifade edebilmek için sık sık ziyaretine giderdim. Yine öyle ziyaretlerden birisi çetin bir kış mevsimine rast gelmişti. Kapıyı çaldım içeri girdim. Evin içi dışarısı kadar olmasa da yine de soğuk sayılırdı. 

Hocaefendinin bulunduğu odaya girdiğimde gördüğüm manzara beni çok etkilemişti. Zira girdiğim oda hayli büyük, genişçe bir odaydı. Odanın tam ortasında yere serilmiş bir yatak duruyordu. Hocaefendi yatağın içinde kıvrılmış, iki kat olmuş yorganı da sırtına almıştı. Tir tir titriyordu. Üşüdüğü her hâlinden belliydi. O hâline rağmen elinde kâğıt kalem tefsirini tamamlamaya çalışıyordu. “Hocam!” dedim. “Hava soğuk üşüyorsunuz. Şimdi bıraksanız sonra yazarsınız.” Hoca ilim irfan akan gözlerini yaşlı gözlerime dikerek bana hayatım boyunca düstur olacak bir hakikati fısıldadı. “Ömer, evlâdım. Dua et de şu tefsirimi bitireyim de öyle öleyim. Zira benim Allah’tan dileğim budur.” Ömer Nasuhi Bilmen Hoca 90 yaşına kadar yaşamışsa, yazdığı eserlerin ömrü belki 300, belki 500 senedir...” 

85 yıllık ömrünü 4 yaşından başlayarak Kur'an'ın hizmetine hasreden ve binlerce talebe yetiştiren son devrin büyük alimi Ömer Nasuhi Bilmen'in ruhu için bir fatiha.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23