• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Gülen’in tek kerameti: Gazetecileri

Yeniakit Publisher
2014-02-27 11:04:00 -
Gülen’in tek kerameti: Gazetecileri

Binlerce kişinin sizin savcılarınızca dinlendiği ortaya çıkınca, Twitter’da konu gündemden düşsün diye “sosyopat pencere”niz #fetocasportino diye bir tag duyurdu. Ne iş? Beddua tutmadı diye “Vudu”ya mı sardınız?

Hasan Sarılar'ın yazısı...

Binlerce kişinin sizin savcılarınızca dinlendiği ortaya çıkınca, Twitter’da konu gündemden düşsün diye “sosyopat pencere”niz #fetocasportino diye bir tag duyurdu. Ne iş? Beddua tutmadı diye “Vudu”ya mı sardınız?

Çok zor sizin işiniz, çok...

Her gün gazeteleriniz bir açık veriyor, her gün adamlarınızın bir alaveresi gündeme oturuyor. Ananas, tespih, rafineri, “Alo Aydın” esprileri artık güldürmüyor bile. Gülen’i eski havasına kavuşturmak için ne yapacağınızı da şaşırmaya başladınız. Zaman gazetesinin internet sitesinde 25 Şubat günü “Alimleri tenkit kime düşer” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Gülen’nin yıllar önce bir kenara bıraktığını kendilerinin doğruladığı ses kayıtlarından anladığımız “alimlik” vasfını tekrar kamuoyunda diriltmek istiyorlar anlaşılan. Bir koruma alanı oluşturma amacı taşıyan ama hiçbir işe de yaramayacağı aşikar olan, saçma bir yazı.

Yazının müellifesi, “Eskilerin deyimiyle  ‘hoşaf kepçesi kadar’ bilgisi olan, âlimin vasıflarını sayıp (!) kendince hüküm veriyor” diye bir ifade kullanmış, demek kendisininki en azından hoşaf kazanı kadar... Yoksa nereden bilecek kimin bilgisi ne kadar?

Şaka bir yana, benim ilk elden bildiğim şudur: Cemaat; her yüzyıl büyük bir alim geldiği ve bu yüzyılın aliminin de Gülen olduğu propagandasını yapar yıllardır. Ben de maruz kalmışımdır bu propagandaya. Sonradan Gülen’e alimliği aştıranlar da oldu ama konumuz değil. Bu arkadaşların atladıkları önemli bir nokta var ki, geçen yüzyılın büyük alimi Bediüzzaman Hazretleri ile kıyasladıkları Hocaefendi, Bediüzzaman ile hiçbir benzerlik taşımıyor.

Biri hapislere düşmek pahasına doğrudan vazgeçmemiş, duruma göre değil doğruya göre konuşmuş, öbürü her devir başka konuşmuş. Biri en büyük eziyetlere muhatap olma tehlikesine rağmen ülkesini terketmezken, diğeri en rahat hizmette bulunacağı dönemde elin memleketlerinde kalmayı tercih etmiş. Biri “Siyasetten Allah’a sığınırım” demiş ve bunu tatbik de etmiş, öbürü “Siyasetin risklerinden Allah’a sığınırım” diyerek ülkede her ne iş yapılıyorsa muhakkak gizli gizli el atmış.
“Hepimizce malum olan Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili asılsız ve mesnetsiz iddialar, haberimizin konusuyla birebir örtüşüyor ne yazık ki” diyor hanımefendi. Yazıyı, gerçekleri iftira diye duyurmak için yazmış olmayasınız? İcra kurulu başkanı görevindeki Gülen’i tekrar alim kimliğine kavuşturmanız artık kolay değil, siz de anlayacaksınız. Hepsi belki toparlanırdı, ama Gülen beddua etmeyecekti. O bedduayı hiçbir şekilde saklayamayacaksınız, unutturamayacaksınız.

Alim dediğinin ne yaptığı, nihai niyeti bellidir. Ondan kimse zarar görmez. Alim, kimseye “İftiraları katlayın” diye, hele de Peygamber Efendimiz’i alet ederek emir vermez. Alim, hiçbir zaman Müslümana beddua etmez. Alim, İsrail zalimi ortada iken mazlum şehitleri suçlamaz. Siz alimi “ilimi bilen, ilim sahibi” olarak, sözlük anlamıyla değerlendiriyorsunuz sanırım. Alim dediğin o ilmi kullanmadıktan sonra kitap taşıyan merkebe benzer. Yoksa alimlik ucuz.

Biz sizin aliminizden keramet beklemiyoruz. Bize mucizeler göstersin istemiyoruz. Bize alim olduğuna dair, hadi alimliği de geçtik, adil olduğuna dair bir işaret göstersin. Yok... Yok ama, siz adamı alim zannediyorsunuz. Ortaya çıkan onca kirli ilişkiye, onca iftiraya ve milyonlarca Müslümanın ah etmesine sebep olan o bedduaya rağmen, hâlâ Gülen’in alim olduğunu yazabiliyorsunuz. Belki de tek kerameti budur aliminizin.
Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23