• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Fitneciler işbaşında

Yeniakit Publisher
2013-05-30 21:06:00 - 2013-05-30 20:08:57
Fitneciler işbaşında

Üçüncü köprünün ismine yöneltilen eleştirilere cevap veren Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Yavuz adının açıklanmasının ardından tam bir fitne kampanyası başlatıldığını belirterek, “Bu kadar mütevazı bir sultan, bu kadar mütevazı bir toplum lideri bugü

EKONOMİ SERVİSİ
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, önceki gün temeli atılan üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim’in isminin verilmesiyle ilgili eleştirilere cevap verdi. Dün İstanbul’da düzenlenen Sivil Toplum Diyaloğu Hibe Programları İstanbul Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Bakan Bağış, “Köprünün adı açıklandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Hemen bir fitne kampanyası başladı. Hatası olmayan kul yoktur. Osmanlı’nın topraklarını en çok genişleten padişah Yavuz Sultan Selim’dir. İlk Osmanlı halifesi Yavuz Sultan Selim’dir. İmparatorluğun topraklarını devraldığında 2 milyon 375 kilometrekareden, 2,5 kat büyütüp 1 milyon 702 bin kilometrekaresi Avrupa’da, 1 milyon 905 bin karesi Asya’da, 2 milyon 905 bin metrekaresi Afrika’da olmak üzere toplam 6 milyon 557 bin kilometrekareye çıkaran bir padişahın adını bir köprüye veriyorsunuz. Dönüp dolaşıp bu sanki farklı bir sistematik çabaymış gibi gösteriliyor” dedi.
BÜYÜK BİR HAKSIZLIK YAPILIYOR
Büyük bir haksızlık yapıldığını anlatan Bağış, şunları söyledi, “Biz geleceğe odaklanmış durumdayız. Ama geçmişi unutmak da aslımızı inkar etmek olur. Bu bahsettiğim bir imparatorluğun topraklarını 3 katına çıkarabilmek kolay bir süreç değil. O dönemin değerleriyle, gelenekleriyle, savaşma kültürüyle değerlendirildiğinde bunu bugünün standartlarıyla ölçmeye kalkmak hakikatken haksızlık olur. Bu belki de bizim analiz yapma yeteneğimizi gözden geçirmemize sebep olacak. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin genel başkanı ‘bu köprüyü yapmak için ormanları katlediyorlar’ diyor. Ama İstanbul’da trafik sıkıştığı zaman da ‘niye önlem alınmıyor.’ Bu köprünün çevre yollarının planlanması sürecinde mümkün olduğu kadar az ağaç kesilmesi ve su havzalarına dokunulmaması için azami çaba gösterildi ve maliyetler çok daha fazla arttı. Hiç ona dikkat ayırmadan direkt bir suçlama kültürü. Bunlar da gerçekten bize yakışmıyor” diye konuştu. Bağış, konuşması sırasında kendisine “Köprünün çevresinde yerleşime izin verilecek mi?” diye soran bir katılımcıya da cevap verdi. Köprünün yapılacağı alanın boğaz öngörünümüne girdiği için o çevrede yerleşim olamayacağını dile getiren Bağış, “Sadece o koridorda yol yapılacak. Ben AB bakanıyım onun Şehircilik Bakanı’nda yetkisinde olan kısmı var, Ulaştırma Bakanı’nın yetkisinde olan kısmı var” dedi. Bağış, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Bağış, “Ana muhalefet partimizin genel başkanı her konuda bir itham çabası içerisinde. En güzel örneği de yanı başımızda eli kanlı diktatör Esed’e söyleyemediklerini kendi başbakanına söyledi. Esed’e ‘katil’ diyemedi. Esed’i kınayamadı, kendi başbakanını kınadı. Günde 150 tane vatandaşını sistematik bir şekilde öldürten bir diktatör var. Önce onu kına, ondan sonra gel içerde bir yanlış varsa onu da tartışalım” diye konuştu.
Bağış, mütevazı bir kişiliği olan Yavuz Sultan Selim’in bütün sultanlığı döneminin tek bir savaşla değerlendirilmesinin yanlış olduğunu anlatan Bağış, “Yavuz Sultan Selim, Ümmeyye Camii’nde Mısır fethettikten sonra Cuma namazına gidiyor. O zaman ki Şam valisi özel bir yere yeşil halılar serdirmiş. Gidiyor diyor ki ‘burası saray değil vali efendi, burası cami, ben halkın içinde namaz kılmak istiyorum.’ O zaman da hutbe okuyan imam, hutbede halifeleri sayarken o da halife olduğu için ‘Mekke ve Medine’nin hakimi’ tabirini kullanıyor. Olduğu yerden kalkıyor ‘onu çabuk düzeltin, ben oraların hakimi değil, ancak hizmetkârı olabilirim’ diyor. Bu kadar mütevazı bir sultan, bu kadar mütevazı bir toplum lideri bugün tamamen sanki o bütün sultanlığı döneminin tek bir savaşıyla değerlendirilen, yargılanan bir noktada eleştiriliyor. Bu tür şeylerden bizim kaçınmamız lazım” dedi.
Tarihçilerden cevap:

“Alevilere katliam iddiası gerçek dışı”
ŞÜKRÜ MACUN / ANKARA
Temelleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan 3. Boğaz Köprüsü’ne Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi marjinal Alevileri rahatsız etti. Yavuz Sultan Selim’in Alevileri katlettiğini iddia eden kesime Akit’e konuşan tarihçilerden cevap geldi: “Böyle bir katliam söz konusu değildir!”
Prof. Dr. Said Öztürk, Osmanlı Padişahlarının İslâm Hukukunu tatbik ettiklerini, İslâm Hukukunda ise, kâfirlerle yapılan savaşlarda dahi katliam yani soykırım yapmanın haram olduğunu dile getirdi. Maneviyâtı çok yüksek olan Yavuz’un dinin yasakladığı katliamı ve hem de Müslümanım diyen bir gruba karşı yapmış olmasının mümkün olmadığını ifade eden Öztürk, tarihi olayların ve tarihi şahsiyetlerin doğru yorumlanması gerektiğini söyledi.
ARABACI “KATLİAM SÖZ KONUSU DEĞİL”
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi Doç. Dr. Caner Arabacı da, bu tür iddiaların temelsiz ve dayanaksız olduğunu ifade etti. Alevilerin ortaya attığı şekilde bir katliamın söz konusu bile olmadığını dile getiren Arabacı, “Yavuz Sultan Selim ile İranlı Şah İsmail arasında bir mücadele olmuştur. Ancak, bu mücadeleyi bir katliam olarak görmek yanlış olur” diye konuştu.
Yavuz Sultan Selim’in büyük bir devlet adamı olduğunu belirten Arabacı, “Yavuz, mezhepçilik yapacak kadar küçük bir devlet adamı değil. Nitekim iki yıl at sırtında İslam dünyasının birliğini sağlamak için gayret etmiştir” şeklinde konuştu. Yeni yapılacak olan köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesini de bir “kadirşinaslık” olarak gördüğünü ifade eden Arabacı, “Bu tür tarihi şahsiyetlerin yeni nesillere örnek olması için yaşatılması gerekiyor” dedi.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23