Yeni Şafak gazetesi yazarı Hüseyin Likoğlu, Türkiye’de oluşturulacak bir merkezle Rus gazının Türkiye üzerinden isteyen Avrupa ülkesine ulaştırılabileceğini söyledi diye Rusya lideri Putin'i AK Parti'ye çalışmakla itham eden çevrelere ayar verdi.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Hüseyin Likoğlu, Türkiye’de oluşturulacak bir merkezle Rus gazının Türkiye üzerinden isteyen Avrupa ülkesine ulaştırılabileceğini söyledi diye Rusya lideri Putin'i AK Parti'ye çalışmakla itham eden çevrelere ayar verdi. Likoğlu, "Putin, ne il başkanı, ne Cumhur İttifakı ortağıdır. Bu teklif, AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ın kampanyasında kullanılmak üzere açılan bir seçim kredisi de değildir. Türkiye son 10 yıldır hem Suriye, hem Libya, hem de Karabağ’da Rusya ile karşı karşıyadır. Ukrayna konusunda da Rusya’nın işgaline karşı duruş sergileyen bir ülkeyiz" ifadelerini kullandığı köşesinde şunları kaydetti:
"Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla dünyada büyük bir gerilim ve enerji krizi yaşanıyor. Enerji krizinin merkezinde şüphesiz Avrupa var. Gerek Moskova’nın tutumu, gerekse KuzeyAkım boru hatlarına yönelik sabotajlar, Avrupa’da kışın çetin geçeceğine işaret ediyor.
ABD, Rusya’dan gaz alınmasını istemiyor. Avrupa’ya bu yönde ciddi baskılar uyguluyor. Hatta KuzeyAkım boru hatlarına yapılan saldırıların ardında da bu yüzden ABD’nin olabileceği konuşuluyor. Alternatifsiz kalan Avrupa’ya Rusya Devlet Başkanı Putin’den çözüm teklifi geldi.
Putin, Türkiye’de oluşturulacak bir merkezle Rus gazının Türkiye üzerinden isteyen Avrupa ülkesine ulaştırılabileceğini söyledi. Putin, Kazakistan’da bu teklifini Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde dile getirdi. Türkiye konuya sıcak bakıyor ve teknik düzeyde çalışmaların başlayabileceği konuşuluyor.
Putin’in Türkiye ile ilgili bu teklifi, muhalif basın ve muhalefet üzerinde şok etkisi yaptı. Zira bunlar, Türkiye lehinde olan her şeyden endişe duyuyor. Kimi, Putin için “AK Parti’nin il başkanı” benzetmesi yaptı, kimi, “Putin Cumhur İttifakı’na katıldı” dedi. Kimi de “Putin’in Erdoğan’a seçim kampanyası için kredi açtığını” söyledi.
Bu siyasi öfke ve kin içinde olanlar tabii ki meseleyi anlayamazlar. “Erdoğan kaybetsin de isterse ülke yansın” anlayışı burada da kendini gösterdi. İktidar olma umutlarını bir felâket senaryosuna bağlayanlar, her olumsuzluktan sonra ellerini ovuşturanlar, Ukrayna-Rusya savaşından sonra da heyecana kapıldılar.
FELÂKETTEN MEDET UMUYORLAR
2018 yılında Trump’ın “Türkiye’nin ekonomisini mahvederim!” açıklamasıyla mest olanlar, 2020’de Kovid salgınıyla büyük heyecan yaşadılar. Kovid artı ekonomik kriz onlara iktidarı getirecekti. Lakin 2022’nin ikinci yarısından sonra salgından eser kalmadı, ekonomik göstergeler de iyileşmeye başladı. Önceki gün açıklanan 2023 bütçesi hayallerini hüsrana döndürdü.
Tekrar dönelim “Türkiye’de bir gaz merkezi kurulması” düşüncesine… Putin’in teklifini AK Parti veya Erdoğan’a destek olarak yoranlar, Ukrayna-Rusya savaşından Türkiye’nin yeterince olumsuz etkilenmemesinden büyük üzüntü duyuyorlar.
Türkiye’nin dış politikada başardığı işleri, küresel güç mücadelesinde Türkiye’nin geldiği konumu göremeyenler, tabii ki Putin’in bu teklifini anlayamazlar. Ukrayna-Rusya geriliminde kayıtsız şartsız ABD’ye biat edenler, Ukrayna saflarında savaşmayı düşünenler, Türkiye’nin gaz merkezi olmasını tabii ki anlayamazlar.
KILIÇDAROĞLU’NUN MESAJINA DİKKAT
Kılıçdaroğlu’nun şaibeli ABD gezisinden geriye iki şey kaldı. Biri “8 saatlik kayıp zaman”, diğeri Rusya-Ukrayna savaşı konusunda Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesi. Putin’in “Türkiye’de gaz merkezi oluşturalım” teklifine yapılan itirazları anlamak için Kılıçdaroğlu’nun şu cümlesine dikkat kesilmek gerekiyor: “Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz.”
Putin, ne il başkanı, ne Cumhur İttifakı ortağıdır. Bu teklif, AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ın kampanyasında kullanılmak üzere açılan bir seçim kredisi de değildir. Türkiye son 10 yıldır hem Suriye, hem Libya, hem de Karabağ’da Rusya ile karşı karşıyadır. Ukrayna konusunda da Rusya’nın işgaline karşı duruş sergileyen bir ülkeyiz.
Ama Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uluslararası konularda büyük bir diplomatik başarı yakaladı. Erdoğan’ın yıllar önce söylediği “Dünya beşten büyüktür” tezine büyük devletler daha yeni gelmeye başladı. Putin’in “gaz merkezi” teklifi, Türkiye’nin küresel sorunların çözümünde ortaya koyduğu başarılı diplomasinin neticesidir.
Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için en hayati adımlar Türkiye aracılığı ile atıldı. İki ülke heyetleri Antalya ve İstanbul’da bir araya geldi. Tahıl Koridoru ile dünyada yaşanabilecek bir gıda krizinin önüne geçildi. Bütün dünya bu koridor için Türkiye’yi tebrik ederken, bu başarıdan dolayı gaz sancıları duyanlar, sayfalarında tek satır yer vermeyenler, ülkemizde oluşacak bir gaz merkezinden tabii ki rahatsız olurlar."
