Erdoğan-Sisi görüşmesine burun kıvıran "İslamcı figürlere" ince ayar
Akşam gazetesi yazarı Murat Özer, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin Türkiye ziyaretinin bazı kesimlerde rahatsızlık oluşturduğunu belirtti. Özer, Sisi'nin Erdoğan ile yakınlaşmasının stratejik çıkarlar doğrultusunda değerlendirildiğini ifade etti. Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeniden inşa edilmesinin Doğu Akdeniz'deki dengeleri değiştirebileceğini söyleyen Özer, bu adımın, Türkiye'nin bölgedeki etkisini artırabileceğini kaydetti. Murat Özer, şunları dile getirdi:
Akşam gazetesi yazarı Murat Özer, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin Türkiye ziyaretinin bazı kesimlerde rahatsızlık oluşturduğunu belirtti. Özer, Sisi'nin Erdoğan ile yakınlaşmasının stratejik çıkarlar doğrultusunda değerlendirildiğini ifade etti. Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeniden inşa edilmesinin Doğu Akdeniz'deki dengeleri değiştirebileceğini söyleyen Özer, bu adımın, Türkiye'nin bölgedeki etkisini artırabileceğini kaydetti. Murat Özer, şunları dile getirdi:
"Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin, 12 yıl aradan sonra Türkiye'ye gelerek ilişkilerimizi düzeltmek için adım atması bazı kesimlerde rahatsızlık uyandırdı.
Bunlardan CHP ve şürekasının hakikatsiz itirazlarına hiçbir şey demiyorum. Zira onlar için Mursi'nin darbeyle devrilmesi ve Mısır Halkı'nın iradesinin gasp edilmesi hiçbir zaman önemli olmadı. Aksine darbe yanlıları Mursi'yi devirmek için Kahire'nin sokaklarını doldurduğunda, onlar da İstanbul'un caddelerini yangın yerine çevirip, darbe provası yapıyorlardı.
Fakat gözlerimizin önünde mum gibi eriyip solan Mursi'yi, Esma'yı hatırlayarak bu yakınlaşmayı biraz hüzün biraz kızgınlıkla karşılayanlara bazı gerçekleri hatırlatmak gerek. Hayır, reel politikten, ülkelerin ulusal çıkarlarından, Doğu Akdeniz'deki mecburiyetlerden bahsedecek değilim. Bunu birileri yapacaktır zaten.
Ben sözlerimi, Ümmü Gülsüm'ün nağmelerinden dökülen hüzünlü bir nota gibi "Esma'nın yanındayım" diyenlere söylüyorum. Siz ödevinizi yaptınız mı?
13 yıldır yanı başımızda hunharca katledilen Suriye Halkı için savaşmamız gerekmiyordu. Onu tüm siyasi ikbalini bir kenara bırakıp, birbirleriyle didişen muhalifleri tek çatı altında toplayarak, Halep'in ayakkabıcısından, Hama'nın terzisinden yüz bin kişilik bir ordu kurarak mezhepçi fanatizmi durduran Erdoğan yaptı zaten. Bizim yapmamız gereken ise babalarını yitiren çocuklara, evladını o kan gölünde toprağa verip bağrına taş basan Suriyeli anneye sahip çıkmaktı. Ülkemize musallat olan ırkçı fanatizmin rüzgârına kapılıp, sakalımızdan damlayan abdest suyunu kurularken "bu misafirlik de çok uzadı" demek değil.
Birkaç yüz Filistinli yaralıyı tedavi etmemizi diline dolayanlara haddini bildirmeyen bizler, ya Gazze sınırımızda olsaydı ne yapardık, hiç düşündünüz mü? Bence bu halimizle düşünmesek daha iyi. Sonra muhacirlerin kaşına gözüne bakıp, yine cezalandırırız seçimlerde Erdoğan'ı.
Siyonistler Gazze duvarını aşıp Mısır'ın kapısına dayandığında söyleyecek sözümüz olmalıydı. Kahire'yle 12 yıllık zorunlu ayrılıkta Suriye'yi İran'a, Libya'yı bir iç savaşa terk ettik. Sisi yaşananlardan ders çıkarmasaydı iki yıl önce Katar'da sıkar mıydı Erdoğan'ın elini. Türkiyesizliğin bedelini en çok ödeyen o değil mi? Öyle olmasaydı Hürjetleri piramitlerin üzerinde uçurur muydu sanıyorsunuz? Şimdi ülkesinin batısındaki Libya'da Türkiyesiz bir çözümün imkânsızlığının farkında. Aynı şekilde doğusundaki Filistin'de de Türkiyesiz bir çözüm yok.
Esma'nın gözyaşları üzerinden siyaset üretmek kolay elbette. Dünyada gidecek hiçbir yerleri kalmadığında, Mursi'nin yoldaşlarına kapılarımızı açan Erdoğan'ı suçlamak da epey konforlu olsa gerek.
Var mı Mısır'la ilgili bir çözüm öneriniz, Esat İran'ın bombalarıyla Halep'i yerle bir ettiğinde İran Cumhurbaşkanı'nı alkışlarla karşılayan İslamcı figürlerimiz? Mursi'yi deviren darbecilere koltuk değneği olan İslamcı Nur Partisi'ne ne kadar da benziyor sözleriniz.."
