• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Erdoğan: Pensilvanya'nın derdi Barış Süreci

Yeniakit Publisher
2014-03-09 18:05:00 - 2014-03-09 18:19:11
Erdoğan: Pensilvanya'nın derdi Barış Süreci

"Pensilvanya artık son montajlarını, son kirli numaralarını piyasaya sürmeye başladı. Sürekli şunu söylüyorlar, '30 Mart'ta şu çıkacak, 25 Mart'ta şu çıkacak' amaçları siyaseti esir almak, Milletin iradesini esir almak. Neyiniz varsa dökün ortaya. Benim milletim size inanmıyor"

"Şu anda bu Pensilvanya artık son montajlarını, son kirli numaralarını piyasaya sürmeye başladı. Sürekli şunu söylüyorlar, '30 Mart'ta şu çıkacak, 25 Mart'ta şu çıkacak' amaçları siyaseti esir almak, Milletin iradesini esir almak. Neyiniz varsa dökün ortaya. Benim milletim size inanmıyor"
"Bu, Pensilvanya'daki zat, terör meselesinin çözümünü engellemek, kardeşliğin, huzurun, birliğin önüne geçmek için ihanet derecesinde hücumlar yapıyor. Bunu da tek başına değil, CHP ve MHP'yi kullanarak yapıyor"

ANKARA  - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda bu Pensilvanya artık son montajlarını, son kirli numaralarını piyasaya sürmeye başladı. Sürekli şunu söylüyorlar, '30 Mart'ta şu çıkacak, 25 Mart'ta şu çıkacak' amaçları siyaseti esir almak. Millettin, iradesini esir almak. Neyiniz varsa dökün ortaya. Benim milletim size inanmıyor" dedi.

Erdoğan, partisinin Şanlıurfa'da mitingde yaptığı konuşmada, Said-i Nursi'nin 1960 yılına ilişkin bir hatırasını paylaştı. Mart ayında Said-i Nursi'nin Isparta'da hasta yatağında 'Beni Urfa'ya götürün' dediğini aktaran Erdoğan, talebelerinin Said-i Nursi'yi iki günlük bir yolculuktan sonra Şanlıurfa'ya getirdiğini ve ​Said-i Nursi'nin İpek Palas'a yerleştiğini anlattı.

Erdoğan, polislerin Said-i Nursi'yi geri götürmek istediğini belirterek, "Hasta haliyle, Isparta'ya geri götürmek istediler. Şanlıurfa'da o zamanki Demokrat Parti'nin il başkanı, emniyet müdürünün önüne geçti, adeta duvar oldu ve Said-i 'Nursi'yi hiçbir yere götüremezsiniz' dedi. Şanlıurfa, o gün bir kez daha tarih yazdı, o gün misafirine sahip çıktı. Şanlıurfa, Said-i Nursi'yi teslim etmedi" dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu tartışmalar devam ederken Said-i Nursi, bundan tam 54 yıl önce 23 Mart'ta Hakk'a yürüdü. Ne oldu? Şanlıurfa'da büyük bir cenaze düzenlendi. Said-i Nursi İbrahim Halil-ur Rahman Dergahı'na defnedildi. Bu süreç, çok önemli.

Ardından 27 Mayıs müdahalesi oldu. Hayatı boyunca Said-i Nursi'ye huzur vermeyen, O'nun özgürlüğünü elinden alan, O'nu sürgünlere mahkum eden zihniyet, CHP zihniyeti, maalesef öldüğünde de O'nu rahat bırakmadı. Said-i Nursi'nin dirisine zulüm edenler, ölüsüne bile tahammül edemediler. İşte, bu CHP zihniyetiyle, şu anda güya O'nun izinde olduğunu iddia eden Pensilvanya... Öyle demiyor mu? Said-i Nursi'nin izinde olduğunu söylemiyor mu bu Pensilvanya'daki zat?

Şimdi, Said-i Nursi'ye zulüm eden CHP ile el ele kol kola dolaşıyor. Said-i Nursi'ye en ağır zulümleri yapan, O'na hayat hakkı tanımayan, ölüsünü bile Şanlıurfa'dan çıkarıp götüren CHP zihniyetiyle Pensilvanya'daki zat birlikte hareket ediyorlar. Ne oldu? Said-i Nursi'nin Şanlıurfa'daki Isparta, Bitlis, Afyonkarahisar, Burdur ve İstanbul'daki aziz hatırası, bunların CHP ile ittifakından dolayı yara alıyor."

-"Pensilvanya, CHP ve MHP'yi çok kötü aldattı"

Televizyonlarda gösterilen bir diziye ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Tabii, buradan ölüsünü aldılar, Isparta'ya, bilinmeyen bir yere götürüp defnettiler. Kim? CHP" dedi. "CHP, budur" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi CHP ile kol kola olan bu Pensilvanya'daki zat, ben diyor 'Bediüzzaman'ın...Zaten Bediüzzaman'ın adını da ağzına almaz, son zamanlarda 'piri mugan' diye bir ifade kullanmaya başladı. Hiç almaz ağzına.

Böyle bir yapı içerisinde, şu tezgahı görüyor musunuz? Bakın ne yapıyorlar? Kendi televizyonlarında izlediniz, değil mi? Sevgili Peygamberimizi miraçtan indiriyorlar, kamyonete bindiriyorlar ve bu senaryoyu kim onaylıyor biliyor musunuz? Pensilvanya'daki zat. Akıl veriyor, o dizide sadece Sevgili Peygamberimize hakaret edilmiyor. O dizide, benim Kürt kardeşime de hakaret ediliyor. O dizide, çözüm sürecine hakaret ediliyor. O dizide, kardeşliğimize hakaret ediliyor. Pensilvanya'daki zat, bakın dikkatinizi çekiyorum. Şu ifademe dikkat edin. 'Kürt olduğu için Said-i Nursi'den uzak kaldığını', bizzat kendisi ifade etmiş bir zat'tır. İşte bu ırkçılık, bu düşmanlık, bugün de aynen devam ediyor. Bu, Pensilvanya'daki zat, terör meselesinin çözümünü engellemek, kardeşliğin, huzurun, birliğin önüne geçmek için ihanet derecesinde hücumlar yapıyor. Bunu da tek başına değil, CHP ve MHP'yi kullanarak yapıyor."

Erdoğan, "Oslo sürecinde başarılı olamayan, 7 Şubat MİT hadisesinde başarılı olamayan, çözüm sürecini sabote edemeyen bu ittifak, 17 Aralık darbe girişimiyle başarılı olacağını zannetti" değerlendirmesinde bulundu.

"Pensilvanya, CHP ve MHP'yi çok kötü aldattı" ifadesine yer veren Erdoğan, "Ne dedi, biliyor musunuz? '17 Aralık'ta hükümeti düşüreceğiz. Elimizde çok önemli dosyalar var. Onlar işe yaramazsa, elimizde montajlar var, dublajlar var' dedi" diye konuştu. Erdoğan, CHP ve MHP'nin genel başkanlarının "bunlara inandığını" belirterek, "Böyle bir darbe girişiminde yer aldılar. Tuzak bozuldu, millet bunların yalanlarına, iftiralarına itimat etmedi. İşte, şimdi ortalıkta kalakaldılar, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Üç kafadar üç şaşkın ördeğe döndüler" dedi.

Şanlıurfa'da CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının "yanlış" olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü, O'nun burada kıymeti yok zaten. MHP'yi konuşmak zaten hiç gereksiz. Buradan Türkiye'ye mesaj veriyorum. Şimdi, çıkmış diyor ki, 'Bu Başbakan, ya cezaevine ya da yurt dışına gider'. Sen kimsin? Senden olsa olsa İstanbul'un Tahtakalesi'nde kasetçi olur, kasetçi. Sen ne zamandan beri, kalkıp ta bu ülkenin Başbakanının yargılamaya başladın? Kimsin sen? Anlaşılıyor. Demek ki Pensilvanya'daki zat, buna akıl vermiş. 'Çık, bunları rahat rahat söyle. Biz, O'nun da defterini düreceğiz, O'nu da içeri atacağız.' Şimdi, ben buradan Sa Nursi'nin diliyle konuşuyorum. 'Zalimler için, yaşasın cehennem.' Çünkü, onları ancak orası paklar."

-"Biz, kefenimizi giyerek, bu yola çıktık"

"Biz, kefenimizi giyerek, bu yola çıktık. Bu mücadelede çok şehit olanlar oldu. Ne olur, sanki biz de şehit olsak. Bundan daha yüce makam var mı?" diyen Erdoğan, kendilerinin millete "efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini" çok söylediklerinin altını çizdi. Bu nedenle aynı kararlılıkla yola devam edeceklerine işaret eden Erdoğan, "Aldatıldıklarını 30 Mart akşamı çok iyi anlayacaklar" şeklinde konuştu.

CHP, MHP ve BDP'ye seslenen Erdoğan, "Siyaset, meydanda yapılır. Bunlar meydanda değiller. Kimisi bakıyorsunuz, bir terör örgütünün arkasına sığınıyor, siyaseti öyle yapıyor. Kimisi, aynen böyle bir örgütün, bu bildiğiniz cemaat değil, koyun bunu bir kenara. Artık, bu bir siyasi örgüttür. Ne ararsanız var bunlarda. Takiye var, iftira var, fitne ve fesat var" dedi.

"İftira ve yalanla asla siyaset yapılamayacağını" vurgulayan Erdoğan, siyasetin sadece sandıkta yapıldığını söyledi. Erdoğan, "Siyaset, şantajla, tehditle, provokasyonla yapılmaz. Bunlar, bir kez daha çuvalladılar. Bunlar, bir kez daha benim milletimin ferasetine çarptılar. 30 Mart'ta göreceksiniz, bu millet korsan siyasete çok anlamlı bir cevap verecek. 30 Mart'ta bu millet, korsan kasetçiliğe de çok anlamlı bir cevap verecek. Korsan siyaseti de elinin tersiyle itecek. Şu anda bu Pensilvanya artık son montajlarını, son kirli numaralarını piyasaya sürmeye başladı. Sürekli şunu söylüyorlar, '30 Mart'ta şu çıkacak, 25 Mart'ta şu çıkacak' amaçları siyaseti esir almak. Millettin, iradesini esir almak. Neyiniz varsa dökün ortaya. Benim milletim size inanmıyor" diye konuştu.


AA

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23