• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Erdoğan ABD ziyaretini değerlendirdi! Eli kolu bağlı seyredecek değiliz

Yeniakit Publisher
2021-09-24 10:41:00 - 2021-09-24 10:44:29
Erdoğan ABD ziyaretini değerlendirdi! Eli kolu bağlı seyredecek değiliz

Afganistan ve Suriye bağlamında sık sık muhatap olacağımız Amerika ile ilişkileri değerlendiren Başkan Erdoğan, “Trump döneminde binlerce tır silah, mühimmat terör örgütlerine verildi. Şimdi aynı durum Biden döneminde de var. Bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz. Vakti saati geldiğinde de söylenmesi gereken neyse onu da kendilerine söyleriz” dedi.

Birleşmiş Milletler 76’ncı Genel Kurulu toplantılarına katılmak üzere gittiği ABD’de temaslarını tamamlayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta açılışını gerçekleştirdiği Türkevi’nde gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Afganistan’daki gelişmeler ve terör örgütleri konusunda yöneltilen sorulara cevap veren Başkan Erdoğan şunları dile getirdi:

ABD yaptığının bedelini ödeyecek

“Tabi kendisi ‘benden sonrası tufan’ dediyse, aynı şeyi ona da söylerler. Amerika şu anda eğer Afganistan’da bir şekillendirme yapamadıysa burada düşünmek lazım. Şu anda Afganistan’da Amerika’nın bir yönlendirme veya bir şekillendirme durumu olmuştur diyebilir miyiz? Hayır. İşte her şeyi bıraktı, gidiyor. Ama şimdi bir bedel çıkacak ortaya. Bu bedel nedir? Şu anda Taliban’ın elindeki silahlara baktığınız zaman, bu silahlar Amerika’nın silahları. Dolayısıyla bu bedeli de ödemek durumunda kalacaktır. Buradan bir yere daha geliyorum. Sayın Trump döneminde binlerce tır silah, mühimmat terör örgütlerine verildi. Bunları ben Trump’a defalarca ifade ettim, anlattım. Şimdi aynı durum Biden döneminde de var. Yine Biden terör örgütlerine silah, mühimmat, araç gereç taşımaya başladı. Biz bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz. Dikkatle takip ediyoruz. Vakti saati geldiğinde de söylenmesi gereken neyse onu da kendilerine söyleriz.

Ne işi vardı ve şimdi niye çıkıyor

20 yıl önce Amerika Afganistan’a niçin girdi? Afganistan’da ne işi vardı ve şimdi Afganistan’dan niye çıkıyor? Herhalde bunun bir bedelinin olması lazım? Ve bunca mülteci şu anda nereye gidecek? Türkiye’nin kapıları açması ve bunları kabul etmesi düşünülemez. Burası bizim için bir açık hava koridoru değil. Amerika burada ‘kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye’ye girsin’ diyemez. Nitekim böyle bir şeye biz açık da değiliz, müsaade de etmeyiz. Afgan halkı bizim için kardeş halktır. Tarihe dayalı bir geçmişimiz var fakat bu kuru kuruya bir kardeşlik olmuyor. Aynı şeyi biz Suriye’de de yaptık. Aynı durum Irak’ta oldu. Geçmişten alırsak girip çıkanla neredeyse 10 milyona varan bir sayı söz konusu. Şu anda bunun 5 milyonu Türkiye’de kaldı. Burada bu bedeli ödemesi gereken Amerika’dır.

Taliban'ı şimdilik izliyoruz

Amerika’nın bununla ilgili adımlar atması lazım. Afganistan’da şu ana kadar bizim ciddi yatırımlarımız oldu; alt yapı ve üst yapı yatırımlarımız oldu. Bu yatırımlardan da rahatsız değiliz. Bundan sonraki süreçte de bu tür adımları atabiliriz. Ama Taliban’ın şu andaki yaklaşım tarzına bakıldığında kucaklayıcı, kuşatıcı bir yönetim maalesef oluşmadı. Şu anda sadece bazı sinyaller geliyor; bazı değişikliklerin olabileceği, yönetimde bazı kuşatıcı, kapsayıcı bir havanın oluşacağı istikametinde. Bunu tabi daha henüz görmüş değiliz. Eğer böyle bir adım atılabilirse o zaman birlikte neler yapabileceğimizi kendileriyle görüşme, konuşma noktasına gidebiliriz.”

Bu Türkiye başka bir Türkiye!

Sözü Türk-ABD ilişkilerine getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “İlişkilerimizde sağlıklı bir sürecin işlediğini doğrusu söyleyemem. Niye? Bakın biz F-35’leri aldık, 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve bu F-35’ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu bir defa halletmeli. Bize S-400 konusunu bahane edip F-35’leri vermemek, her şeyden önce bir defa devletler arası ilişkilerde ne diplomasi noktasında ne de münasebetler noktasında bir kimlik ortaya koymadır. Amerika’nın önce bunu bir defa düzeltmesi lazım. Tabi uluslararası hukuka dayalı olarak ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Bize sürekli S-400’ü dayatmalarını bir defa bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bizim için S-400 işi bitmiştir. Amerika’nın bunu uluslararası diplomaside doğru bir yere oturtması gerekir. Ama şu ana kadar olmadı. Şunu da bilmeleri gerekir ki artık eski Türkiye de yok. Bu Türkiye başka bir Türkiye.

Biden ile iyi başladık diyemem

Savunma sanayiinde de biz her geçen gün daha ileri gidiyoruz, daha ileri gideceğiz. Ama yarın ‘Niçin F-35’i almıyorsun?’ diyemezler. Vermezsen almayız. O zaman biz daha başka kapılara da müracaat ederiz. Türkiye kendini savunmasına yönelik ne gerekiyorsa onu alır. Gerekirse bunları üretmeye de başlar. Zaten şu anda başladık. İnşallah kendi insansız savaş uçaklarımızı da üreteceğiz. Bunu da görecekler. Ben oğul Bush ile iyi çalıştım, Sayın Obama ile iyi çalıştım, Sayın Trump ile iyi çalıştım ama Sayın Biden ile iyi başladık diyemem.”

BM’yi reforma zorlayan tek lider

Erdoğan, gazetecilerle söyleşisinde ‘BM reformu çağrısı’ ile ilgili soruya şu karşılığı verdi: “Tabi umutsuz bu işler olmaz. Yola çıkarken bir umutla yola çıkıyorsunuz ve tüm dünyaya, insanlığa bir sinyal veriyorsunuz. Nedir bu sinyal? Türkiye şöyle bakıyor; artık dünya 1. ve 2. dünya savaşlarının şartlarında da değil. Öyleyse biz insanlığa bir sinyal verelim. 194 ülke hep birlikte bir dayanışma içerisinde olabilirsek, bu işin şartlarını zorlayabilirsek, tüm medya dünyası, STK’larla hep birlikte bu şartları zorlarsak o zaman yeniden bu daimi üyeler kendilerini kontrol etmek zorundadır. Bu 5 daimi üyenin iki dudağı arasında bir dünya düşünebilir miyiz, böyle bir şey olabilir mi? 10 geçici üye, 5 daimi üye, 15 kişi bir araya gelsinler, dünyayı istedikleri gibi yönlendirsinler; böyle bir şey olmaz! Zaten 10 geçici üye de şikayetçi. Çünkü onlara ‘Kaldır elini, indir elini’ diyorlar. Türkiye olarak biz zorlayacağız ve zorluyoruz. Bütün uluslararası
toplantılarda da bunu söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Geçici üyelere de diyoruz ki, siz de zorlayın. Afrika’ya sesleniyoruz; Afrika sen hep böyle mi gideceksin? Herhangi bir şeyi, oyunu değiştirebiliyor musunuz?’ Yok. Öyleyse bu oyunu değiştirebilmek için gelin hepinizin daimi üye olma şansınız olsun. Yani bunların hiç umursamadığı herhangi bir Afrika ülkesi bile BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye olma şansına sahip olmalı. Bunu başarabildiğimiz zaman dünyadaki tüm devletlere gerçekten bir hak teslim edilmiş olur. 5 daimi üye dışındaki 189 ülkenin tamamı eğer kararlı adım atacak olursa o zaman biz bu daimi üyeleri köşeye sıkıştıracağız. Bu daimi üyeleri köşeye sıkıştırmak için bunun bir yol haritası var. Bu yol haritası nedir? Bu konuyla ilgili BM Genel Kurulu’na yazılı dayatmalarla ve dünyada yoğun bir kovalamacayla, icabında olağanüstü genel kurul toplamak suretiyle bazı adımları atma şansını yakalayabiliriz.”

Prof. Dr. Ali Erbaş’a hakaret densizliktir

Akit’in, muhalefetin, ‘Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ı hedef alması’ sorusu üzerine Erdoğan, şunları dile getirdi: “Ana muhalefetin Ali Erbaş hocamıza, Diyanet İşleri Başkanımıza bu denli hakaret etmeye ne hakkı, ne yetkisi vardır. Bu densizliktir, terbiyesizliktir. Zaten CHP’nin cemaziyelevveli de hep bizim din adamlarımıza hakaretle geçmiştir. Şimdi de aynısını Diyanet İşleri Başkanımıza hakaretle yürütüyorlar. Ama şunu bilsinler ki Diyanet İşleri Başkanımız yalnız değildir. Diyanet İşleri Başkanımız CHP’nin bu kendini bilmez tiplerinin hiçbir zaman muhatabı da olmamıştır, olmayacaktır. Diyanet İşleri Başkanımızı bu noktada biz asla yalnız bırakmayız” dedi.

Muhalefetin “KHK’lı garibanları kurtaracağız” söylemine ilişkin görüşünün sorulması üzerine Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti:

KHK, Yargının konusu

“Bir defa KHK ile ilgili ‘Ben bu işi çözeceğim’ diyen kim? Ana muhalefetin başındaki zat. Sen ne zamandan beri yargı oldun? Bu yargının konusu. Bununla ilgili adımı yargı atar. Sana ne oluyor? Kim sana bu yetkiyi verdi? Velev ki iktidar olsan -böyle bir şansın var mı, yok mu o da ayrı- yargının yetkilerini elinden sen nasıl alıyorsun? Öyle bir şey var mı? Şu anda bu tamamen yargının kontrolü altında, iradesinde olan bir konu. Adam öyle atıyor ki bazıları da buna inanıyor. Kabullenmek mümkün değil. KHK ile ilgili konularda bazen yargıda bu gelişmeleri takip eden, kontrol eden bazı kararları da kesinlikle görüyoruz.”

5 market bütün ürünü topluyor

Gıdada ve kirada yaşanan fahiş fiyatın önlenmesi için nasıl bir yol izleneceğine ilişkin soruya Erdoğan, şu cevabı verdi: “Bu konuda kısmen özellikle bu zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var. Bunlar karşısında biz de Ticaret Bakanlığı olarak bunların üzerine üzerine gideceğiz. Zincir marketlerin bu uygulamalarıyla mücadelede Bakanlığımız gerekli olan her türlü tedbiri alıyor, alacak ve bunlara da gerekli operasyonları yapacaktır. Ağırlıklı olarak iş marketlerde toplanıyor. Bütün üreticiden tüketiciye olan yerde zincir marketlerin buradaki yoğun ürünleri toparlaması… Bu da 5 tane zincir market. Bunlar bütün o ürünü toparlıyor. Bunların topladığı ürünle piyasalar alt üst oluyor. Eğer bu noktada daha adil davranırlarsa hem vatandaş uygun fiyatla ürün alabilecektir hem de üretici kazanımını, parasını zamanında alma şansına ulaşacaktır.

Sosyal medyaya düzen

Erdoğan, Sosyal medya düzenlemesi ile ilgili de şu bilgileri verdi: “Arkadaşlarımız gerek İletişim Başkanım gerek Medya Tanıtım Başkanım birlikte çalışmalarını sürdürüyorlar ve Meclis’in açılmasıyla birlikte de biz hazırlıklarımızı sunacağız. Sosyal medyanın maalesef tahribatı çok açık ve net ortada. Artık bu tahribatı bitirmenin vaktinin geldiğine inanıyorum.”

HDP - İmralı tartışması

HDP’li Sezai Temelli’nin “Kürt sorununda çözümün adresi İmralı’dır” söylemi de sorulan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Hayırlı olsun. Bu konuyla eğer biz meşgul olursak yazık olur. Yani İmralı mıdır, değil midir, onların sorunu. Varsın onlar bu şekilde yola devam etsinler; yani HDP midir, şu mudur, bu mudur… Biz diyoruz ki bu ülkede şu anda Cumhur İttifakı bu işin tek çözüm noktasıdır ve biz bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

İ. Keskin

Ya Kuzey Irak-Suriye hattını, ya da Yunanistan- Kıbrıs hattını kısa sürede imha etmemiz lazım. Hazır emperyalist cenah birbirine girmişken. Birbirlerinin telefonları na bile çıkmıyorlar. Belkide bize bu Allah'ın yardımı dır. Başkaca fırsat bulamayabiliriz!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23