Suriçi Grubu Derneği’nin İstanbul Toplantıları’na katılan Merkez Bankası Başkanı Doç. Dr. Erdem Başçı, Türkiye’nin son 10 yılda finansal anlamda gerçekleştirdiği atılımları ve 2023 vizyonu kapsamında gelecek 10 yılı değerlendirdi. Ekonomik krizden etkilen
Suriçi Grubu Derneği’nin geleneksel olarak düzenlediği İstanbul Toplantıları’nın bu ayki konuğu doğru politikalarla ekonomik istikrarı yakalayarak Banker Dergisi tarafından ‘Yılın En İyi Merkez Bankası Başkanı’ seçilen Merkez Bankası Başkanı Doç. Dr. Erdem Başçı oldu. Barcelo Eresin Topkapı Otel’de dün düzenlenen toplantıda konuşan MB Başkanı Başçı, Türkiye’nin geçmiş ve gelecek 10 yılı hakkında ipuçları vererek, ekonomik kriz içerisinde bulunan gelişmiş ülkeleri değerlendirdiği toplantıda Türkiye’nin bu kriz içerisindeki yerini ve geleceğine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
ENFLASYON VE KAMU BORCU SORUNU
KALKTI, YÜKÜMÜZ HAFİFLEDİ
Suriçi Grubu Derneği’nin yaptığı kahvaltılı İstanbul Toplantısı Fatih Müftüsü İrfan Üstündağ’ın yemek duasıyla başladı. Ardından Suriçi Grubu’na maddi ve manevi desteklerinden ötürü Sur Yapı ve daha birçok kişiye hediye verildi. Toplantının Onur Konuğu olarak konuşma yapan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Doç. Dr. Erdem Başçı sözlerine son zamanlarda Türkiye’nin olimpiyatlarla anılmasıyla başladı. Bundan 10 sene önce Türkiye’nin finansal krizle boğuştuğuna dikkat çeken Başçı şunları söyledi:
“Çıkarılan derslerden bir tanesi bizim için siyasal istikrardır. Bu 10 sene içerisinde birçok ders çıkararak bunları hayata geçirdik. 2023 perspektifiyle konuşmak istiyorum. Gelecek 10 yılı konuşmak kolay değildir. Genelde 1 ya da 2 yıl olur. Bunlarla ilgili değerlendirme yapmak istiyorum. Dünyada 2008’den sonra bir ekonomik kriz başladı. Japonya yıllarca ekonomik krizle yaşadı. Dünya yavaş büyürken eğer biz dengeli ve tempolu bir büyüme yakalarsak gelecek 10 yıl içerisinde aradaki farkı kapatırız. Olimpiyatlarda maraton koşusu vardır. Benzetme yapmak gerekirse, her ülkenin sırtında bir çanta ve içinde taş var. Ne kadar derdin varsa o kadar ağır olur çanta ve o kadar dezavantajlı olursunuz. Bu taşlardan bir tanesi enflasyondur. Bu ülke yüzde 30 reel faizli bir dönem yaşadı. Hiper enflasyon dediğimiz bir dönem var. Bir ay içerisinde enflasyon yüzde 50’yi aşarsa buna hiper enflasyon denir. Sırplar Bosna Savaşı’nda para basarak 12 sıfırlı yani milyarların konuşulduğu paralar basmış ve enflasyonu yükselmiştir. Bizde hiper enflasyon olmadı ama yıllık birkaç kere belki geçmiştir ama aylık yüzde 50’yi geçmemiştir. Biz savaşı finanse etmek için para basmadık. Biz bütçe finansmanı için para bastık. Biz bastığımız paraya karşılık olarak altını çok az tutuyoruz. Altın karşılığında taahhütte bulunmuyoruz. Türk Lirası’nın değeri piyasada bulunuyor. 2001 yılında yapılan bir değişiklikle Merkez Bankası’nın hükümete borç vermesi yasaklanmıştır. İkinci olarak Merkez Bankası’nın bağımsızlığı vardır. Enflasyon kademeli bir şekilde yüzde 70’lerden yüzde 5’lere düşmüştür. Maratondaki çantanın içinde bulunan taşlardan enflasyonu biz sırtımızdan attık. Şimdi hedefe doğru daha hızlı koşmaya başladık.”
İstanbul Toplantıları’nın dünkü bir başka konuğu ise Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın ise, “Türkiye sadece gelişmekte olan bir ülke değil büyüyen bir ülkedir. Merkez Bankası’nın ve ülkemizin şu anda dünyada ciddi bir kredisi vardır. Elbette bunun mimarı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’dır. Kendilerine sektör adına teşekkürlerimi bir borç bilirim” dedi.
