'Eline, diline, beline sahip çık' sözüyle ahlak satanlar 'aşık' değil toplumun yüz karası çıktı! İşte 14 yaşındaki bir kızı pavyona düşüren ahlaksızlık silsilesi

 yeniakit.com.tr 

Oda TV'de İlknur Altıntaş imzası ile yayınlanan video haberde; Türk toplumunun büyük çoğunluğunun 'aşık', 'halk sanatçısı' diye tanıdığı Aşık Mahzuni Şerif, Ali Ekber Çiçek, Mahmut Erdal gibi isimlerin, bir yandan halka Hacı Bektaş-ı Veli'nin "Eline, diline, beline sahip çık" sözleriyle ahlak dersi verirken, diğer yandan ahlaksızlığın en dibine kadar nasıl battıkları gündeme geldi.

Satır aralarında geçen ahlaksızlık silsilesi!

Kadın bedeninin sömürü olarak kullanıldığı zihniyetin temellerinin atıldığı, milyonların sevgisini kazanan plaklar, aslında Türk toplumunun ahlak yapısını bozmak için döşenen ilk dinamitlerdi. Alkol masalarında birbirlerinin karılarına, bacılarına art niyetle bakıp, rezilliğin dibini gören ve topluma 'aşık' diye pazarlanan kişilerin, ürettikleri eserlerin satır aralarında anlattığı ahlaksızlık, günümüze kadar normalleşerek süre geldi.

Aşık Mahzuni Şerif, Ali Ekber Çiçek, Mahmut Erdal üçlüsünün ahlak ve insanlık dışı yaklaşımı, 14 yaşındaki bir genç kadının pavyonlara sürüklenip alkol masalarında meze olmasına sebep oldu.

14 yaşındaki çocuğun pavyonlara düşmesi...

Küçük yaşında pavyonlara kadar düşen kadının adını, toplum türkülerden tanıdı. Satır aralarında ilmek ilmek işlenen rezil yaşam biçiminin aktarıldığı türkülerde geçen Suna, Aşık Mahzuni Şerif ile Ankara'da tanıştı. Genç yaşı sebebi ile resmi nikah kıymaları mümkün olmayan Suna ve Mahzuni Şerif, kaçarak Mahzuni'nin köyüne yerleşti.

Aşık Mahzuni Şerif: Arkadaşlarım karımı kötü yola sevk etti

Karısını elalemin diline, sazına düşüren Aşık Mahzuni Şerif, eşi Suna'yı ilerleyen yıllarda, "Suna’yı seviyordum ama arkadaşlarım onu kötü yola sevk ettiler." sözleri ile anlatmıştı.

İddiaya göre Mahzuni’nin turnede olduğu bir gece Suna, Mahzuni’nin arkadaşları, Ali Ekber Çiçek ve Mahmut Erdal’ı eve davet etti, içki içerek Ali Ekber Çiçek ile gayr-i ahlaki ilişki yaşadı.

Ali Ekber Çiçek arkadaşının karısıyla gayri meşru ilişki yaşadı!

Yine bir başka olayda, Mahzuni’nin sahne aldığı mekanda arkadaşları, Mahzuni’ye eşi Suna'nın neden gelmediğini sordu. O da eşinin içkili mekanda olmaktan hoşlanmadığını söyledi. Arkadaşları ısrar etti. Ali Ekber ‘Ben ararsam gelir’ dedi ve Ekber'in davetiyle Suna geldi. Bu kez Mahzuni sahnedeyken Ali Ekber ile Suna'nın kuliste yakınlaştıkları söylendi.

Suna'nın Aşık Mahzuni Şerif'e ihaneti dilden dile dolaşırken, duyduklarına daha fazla dayanamayan Aşık Mahzuni Şerif, Suna ile birlikte ailesinin yaşadığı köye döndü.

Suna askerdeyken Mahzuni'yi terk etti

Asker kaçağı olan Aşık Mahsuni Şerif vatani görevini yaptığı esnada, Suna tarafından terk edildi.

Suna'dan 3 çocuğu olan Mahzuni, eşinin kendisini terk ettiğini öğrenince şu dizeleri besteledi:

Gelin oldun gelin oldun
Dile düştün dilin oldun
Benim idin elin oldun
Affetmem seni seni yar

Suna ile ayrılıklarının anlatıldığı bu plak, güçlü aile yapısı üzerine kurulmuş Türk milleti tarafından efkarla dinlense de aslında satır aralarında alkol, fuhşiyat ve ihanet gibi rezillikler besliyordu.

"Bana şarap içirdiler..."

Suna'ya yazılan plak ilgi görüp çok satınca, yapımcı ikinci plağa Suna'nın sesini de ekledi. İkinci plakta Suna, Aşık Mahzuni'ye şöyle cevap veriyordu:

Bana şarap içirdiler, beni benden geçirdiler, sokaklara düşürdüler…

Öte yandan Suna ile gayr-i ahlaki ilişki yaşadığı iddia edilen Mahmut Erdal da çıkardığı plaklarda yeminler edip Suna ile aralarında bir şey olmadığını dizelerine aktardı. Namus, şeref, haysiyet kavramlarından bahsedilen dizelerde Aşık Mahzuni Şerif'e göndermelerde bulundu. Dedikodu kazanlarının kaynadığı dönemde içkiliyken Mahzuni'nin senet imzalayıp 'ödemezsem kız kardeşinizi alırım' şeklinde çirkin ifadelerin konuşulduğu içki masasında arkadaşların arası daha fazla bozuldu ve birbirlerine girdiler.

Kadın haysiyeti ayaklar altına alındı

Dönemin plakçıları normal plakları okuyan ünlü isimlere 2,5 lira öderken bir kadının haysiyetinin ayaklar altına alınması pahasına içinde Suna geçenlere 7,5 lira ödüyordu.

Suna adına yapılan plaklarla genç kadının onuru iki paralık edildi. Tüm 'aşıklar' kirli çamaşırlarını ortaya saçtı. Kimileri Suna'yı, kimileri de ‘puştlarla cirit attın, batakhanelerde yattın’ diyerek Mahzuni'yi hedefe alıyordu.

"Birbirinin avradına bakarlar"

Osman Dağlı ve Suna da bir plak yaparak Mahzuni’ye sert söylemlerle cevap verdi.

Dönemin aşıklarından Sivaslı Feyzullah Çınar da, tüm adı geçenlere şu dizelerdeki sert ifadelerle yüklenmişti: Toplumun yüz karası olanlar birbirinin avradına bakarlar.

Suna pavyonda şarkı söyleyerek öldü

Türk milleti, önlerine sanat diye konulan bu şarkılarla hüzünlenirken, Suna 14 yaşında düştüğü pavyonlarda şarkı söylerken ölmüştü. Bir dönem bedeninin teşhir edildiği, çirkin ilişkileri üzerinden milyonların kazanıldığı Suna'nın cenazesini ise Çankaya Belediyesi kaldırıp kimsesizler mezarlığına defnetti.

Yaşanan tüm bu rezillikler sarmalı Suna'nın oğlu Emrah'ın yazdığı şu dizelerle son bulurken, bugün Türk toplumu adı geçenleri "aşık" olarak tanıdı:

Talihim mi kaderim mi
Yuvamızı bozanım mı
Erdal'ın mı Çiçeğin mi
Nereden nasıl geldim anne

Annem annem, garip annem..

Soruma cevap veremez
Gidenler bir daha gelmez
Ev yıkanın evi olmaz
Sanma mutludurlar anne

Annem annem, garip annem.