Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, "Git" diyenlere, elini masaya vurarak cevap veren ve "Buradayım ben buradayım" çıkışıyla, yerinden kıpırdamaya hiç de niyetinin olmadığını ortaya koyan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “zor lokma” olduğunu belirtti.
Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, "Git" diyenlere, elini masaya vurarak cevap veren ve "Buradayım ben buradayım" çıkışıyla, yerinden kıpırdamaya hiç de niyetinin olmadığını ortaya koyan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “zor lokma” olduğunu belirtti.
“Değişim isteyen Ekrem İmamoğlu ve yanında yer alanlara bir hatırlatma yapayım: Kemal Bey, kolay yutulmaz. Tam tersine, karşısına çıkanları suya götürür, susuz getirir. Hiç acımaz, çiğ çiğ yer” ifadelerini kullanan Pazarcı, şunları kaydetti:
“Sıkıntı yaşanıyor CHP'de. Bir yanda parti içinde değişim isteyenler, diğer yanda da koltuğu bırakmamakta kararlı Kemal Kılıçdaroğlu var. "Git" diyenlere, elini masaya vurarak cevap veriyor ve "Buradayım ben buradayım" diyor. Yerinden kıpırdamaya hiç de niyetinin olmadığını ortaya koyuyor.
Değişim isteyen Ekrem İmamoğlu ve yanında yer alanlara bir hatırlatma yapayım: Tecrübe ile sabit, zor lokmadır Kemal Bey, kolay yutulmaz. Tam tersine, karşısına çıkanları suya götürür, susuz getirir. Hiç acımaz, çiğ çiğ yer!
Yıllardır ne badireler atlattı, ne seçim yenilgileri gördü! Hepsinden de sıyrılmayı bildi. Üstelik zaman içinde tecrübe kazandı. Bir formül bulur, CHP Genel Başkanlık Koltuğunu bırakmamak için ne gerekiyorsa onu yapar.
***
Kemal Bey'in en büyük silahı değişimdir aslında. Sakın yanlış anlamayın, değişime kendisi dahil değildir. Yönetimdeki sabit birkaç isim hariç kim varsa değiştirir. Sorumluluğu onların üzerine yıkar. Kendisi yola devam eder...
Hep öyle yaptı, bugün de aynısını yapıyor. Bugüne kadar parti yönetiminde yüzün üzerinde isim değiştirdi. Önce yanına aldı, taltif etti; sonra itibarsızlaştırdı ve gönderdi. En mahir olduğu spor dalıdır bu Kemal Bey'in!
Ayrıca, amiyane tabiri ile gaz almayı da çok iyi bilir. Hiç unutmuyorum, Genel Başkan olduktan sonra bir Konya İl Başkanlığı krizi yaşanmıştı. Atanacak İl Başkanı'nı beğenmeyen partililer, otobüslere dolup, Ankara'ya akmıştı. Kemal Bey, onları dinledi; "tamam" dedi, "haklısınız" diye sırtlarını sıvazladı ve gönderdi.
Onar huzur içinde otobüslere binip dönerken, Kılıçdaroğlu bildiğini yaptı. Daha Konya'ya ulaşmadan kağıdı-kalemi aldı ve tepki gösterdikleri ismi İl Başkanı olarak atadı.
Parti içi muhaliflere bir formül vereyim: Kemal Bey'in ne dediği değil, ne yaptığı ve ne yapacağı önemlidir!
***
2010 Yılı öncesi CHP Grup Başkanvekili iken, "Ben bürokrasiden geldim, siyaseti bilmem" derdi Kemal Bey:
- Bana "üç tane il başkanının adını ver" deseler sayamam.
Ama öğrendi. Hatta kendine has bir de siyaset anlayışı geliştirdi. Partiyi ve delege yapısını dilediği gibi oluşturup tahkim etti. CHP'de tek adam ve tek hâkimdir artık. Lafının üzerine söz söylenmez. Söyleyen olursa da çok kıvrak manevralar ile taca çıkarır.
CHP'yi geçmişinden ve geçmiş değerlerinden koparmıştır. Hafızasını sıfırlamıştır. Siyasi yelpazenin en sağından en soluna kadar isimleri partiye alıp, hâkimiyetini tahkim etmiştir. Söz verdiği gibi yeni bir CHP oluşturmuştur.
O CHP'nin eskisi, Altı Ok ve bildiğimiz sol değerlerle de ilişkisi yoktur. Kılıçdaroğlu tipi çok farklı bir yapıdır.
***
İşi zordur CHP'de muhalefet edenlerin. Kemal Bey çok kıvraktır. Bazen sol gösterip, sağ vurur!
En büyük problemleri de Kılıçdaroğlu'nun oluşturduğu yapı ile O'nun oluşturduğu zihniyet içinde mücadele etmeye kalkışmalarıdır. Kişileri değiştirerek sonuç alınacağını sanmalarıdır.
Oysa yapısaldır CHP'nin problemi. Bunu görmeyenlerin hiç şansı yoktur. Ortaya bir misyon ve vizyon koymadan, "Ben gelirsem daha iyi olur" diyenleri, çiğ çiğ yer Kemal Bey.
Tıpkı bugün yaşayıp şahit olduğumuz gibi!”
