Peygamberimiz, “İleride ineklerin otlanması gibi, dinleriyle yiyecek ve menfaat (çıkar) bekleyecek bir sınıf gelecektir. Onlardan sakınınız!’ buyurmuşlar. Yine Peygamberimizin “Dünyalık ve şöhret düşkünü kişinin, dinine verdiği zarar, bir sürüye musallat olan iki aç kurttan daha fazladır” uyarısını hiç unutmamamız icap eder.
Sahip oldukları ilmi yerinde kullanmayan onu süflî emellerine âlet eden, zilleti tercih eden, dünya metaına bağlanmış ulema-i su, fakir de zengin de olsalar dünyaya doymazlar. Onlara nasihatin fayda etmediği, dünyaya olan bağılılıklarından vazgeçmeyen âlimler ulemâ-i sui (kötü âlim, yahut dünyevîleşen âlim) olarak bilinirler. Geçmişteki ilmiyle amil ulemâ, bu kötü âlimlerin Müslümanların bünyesindeki tahribatına dikkat çekmekte, onları teyakkuza çağırmaktadırlar. Âlim, ilmiyle amel eden bir davetçi olduğu için, telif ve ilmî çalışmaları bahane edip, tebliğ/irşad ve davetten geri kalamazlar. Bu üzerlerindeki ağır ‘sorumluluk yükü’nün farkında olmayıp gaflet içindeki âlimler, bilgileriyle geçinmekten başka bir hedefleri olmayan, ‘ilim tâcirleri’dirler. İlimlerini dünya için satan (pazarlayan) adamlar.
YAŞAR DEĞİRMENCİ'NİN BUGÜNKÜ YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
NOT: Haber fotoğrafı örnektir!