Dündar'ından Erkin'ine, Saymaz'ından Portakal'ına kadar hepsi ayağa fırladı! Bu nasıl iş böyle

Akşam gazetesi yazarı Hikmet Genç, CHP ve CHP medyasında yaşanan tartışmalara farklı bir açıdan yaklaştı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ”Köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartıştırılıyor. Ben kimin nereden ne kadar maaş aldığını da iyi biliyorum" sözlerini aktaran Genç, “Dündar'ından Erkin'ine, Saymaz'ından Portakal'ına; 'kimmiş birilerinden para alan o gazeteciler, açıkla!..' dediler. ‘Açıklamayan müfteridir, alçaktır, şerefsiz’ diyenler bile oldu... İyi güzel de Bye Kemal; ‘kimin nereden ne kadar para aldığını gayet iyi biliyorum’ diyor. İsim vermiyor. Bunlar niye üzerine alınıyor?” diye sordu. Genç, yazısında özetle şunları kaydetti:

“Kırsal kesimdeki vatandaşlar TRT'den başka kanal seyretmiyorlar!..

CHP ve masasının neden kaybettiğini böyle açıklamıştı Bye Kemal. (Bir de köylüler her ay 500 lira alıyorlardı, ve de harcayacak yer bulamıyorlardı.)

Tekraren bizi şöyle aydınlattı Bye Kemal;

"TRT'den başka kanal seyretmiyorlar. Çünkü başka kanal çekmiyor. Nerelerin televizyon çekip çekmediğini de gayet iyi biliyorum"

Siz de uzatmayın artık. O koltukta boşuna oturmuyor. Hangi kanal nerde çekiyor, nerede çekmiyor gayet iyi biliyor. Çekenler çekmeyenlere de anlatmıyor!?

Biliyor arkadaş.

"Köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartıştırılıyor. Ben kimin nereden ne kadar maaş aldığını da iyi biliyorum" diyor.

CHP'de fitne fücur çıkarmak için görevlendirilmiş gazeteci/köşe yazarlarının 'nereden' ve 'ne kadar maaş' aldığını da gayet iyi biliyor.

Biliyor arkadaş. Biliyor da konuşuyor herhalde!

Derken ortalık ayağa kalktı...

Kendisine 'o koltuğu terk et artık' diyen CHP medyası çok kızdı. Televizyonundan gazetecisine kadar...

Dündar'ından Erkin'ine, Saymaz'ından Portakal'ına; 'kimmiş birilerinden para alan o gazeteciler, açıkla!..' dediler. "Açıklamayan müfteridir, alçaktır, şerefsiz" diyenler bile oldu...

İyi güzel de Bye Kemal; "kimin nereden ne kadar para aldığını gayet iyi biliyorum" diyor.

İsim vermiyor.

Bunlar niye üzerine alınıyor?..

Onlar birbirlerini yiyedursunlar, ben size bir hikaye anlatayım.

Köylünün biri kadıya gitmiş. İki gözü iki çeşme ağlayarak; "Çok sevdiğim bir 'kaz'ım vardı. Ama çaldılar. Nerededir, kim çaldı bulun Allah rızası için" demiş. Kadı, köy ahalisine haber salmış. Bir sonraki gün herkesin işini gücünü bırakıp köy meydanına gelmesini istemiş. Köylü, söylenen vakitte meydanda toplanmış. Herkesi görebileceği yüksek bir yere çıkan Kadı: "Ey ahâli" demiş... Şu an hepinizi görüyorum. Aranızda filancanın kazını çalan hırsızı da görüyorum. Çaldığı kazın bembeyaz tüyü kafasında, saçında duruyor, buradan görüyorum" der demez meydandakilerden biri hemen elini kafasına götürmüş!.. Kadı parmağıyla işaret ederek bağırmış; "İşte orada, yakalayın hırsızı!.."

Bunu niye mi anlattım?..

Bilmiyorum.

Bu arada merak ettim, o köyde de bir tek TRT mi çekiyordu acaba?..

Bye Kemal'e sormak lazım.

O bilir!?..”