Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Nedret Ersanel bugünkü köşe yazısında Dugin suikastine dikkat çekti. Dugin'in bugün yaşanan Doğu-Batı arasındaki ilişkilerin teorisyeni olduğunu ve Derin Rusya için ne kadar önemli bir isim olduğunu vurgulayan Ersanel FETÖ'ye de dikkat çekti.
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Nedret Ersanel bugünkü köşe yazısında Dugin suikastine dikkat çekti. Dugin'in bugün yaşanan Doğu-Batı arasındaki ilişkilerin teorisyeni olduğunu ve Derin Rusya için ne kadar önemli bir isim olduğunu vurgulayan Ersanel FETÖ'ye de dikkat çekti.
Türkiye’de bu işlerle az-çok alakalı kime Aleksandr Dugin deseniz, ‘çok da şey yapmamak lazım’ gibi bir şeyler söylerler…
Bu, Dugin’in güvenilmez bulunduğuna ilişkin bir belirteçtir. ‘Niye’ diye sorduğunuzda da genellikle, ‘öyle diyorlar’ yanıtını alırsınız. ‘Öyle diyorlar’daki gizli öznenin ‘devlet’ olduğunu da bir şekilde ima ederler.
Özel konuşmalarda devletten hiç duymadım ama bu türden ‘temkin tavsiyeleri’ne insan istemsiz uyar…
Kaldı ki, ‘güvenilmez’ bulunan nedir? Yazdıkları mı, söyledikleri mi, öngörüleri mi, bağlantıları mı, nesi? Zamanla anlarsınız ki, Avrasyacılığın bu en tanınmış figürüne güvenilmezlik noktası, “Kremlin’le bağlantısı”nın belirsizliğidir. Kendisi söyler ama Moskova’nın ilişkiyi doğruladığı duyulmamıştır.
‘Dugin kim’ sorusunun cevabı da bu konuyu neden tartıştığımızı izah eder; bugün doğu-batı arasında ne yaşanıyor ise, onun teorisyen babalarından biridir…
***
Duymayan kalmamıştır, cumartesi günü Moskova yakınlarında bir araba infilak etti ve Dugin’in kızı Darya Dugina hayatını kaybetti.
İlk ve hızlı rivayet, Dugin’in de arabada olacağını ama son anda başka bir aracı tercih ettiğini duyurdu küresel medyaya. Anlamı, “aslında hedef Dugin’di” demek…
Öte yandan, araçtaki bomba düzeneğinin ‘kontak’ ile harekete geçmediği, yolda uzaktan patlatıldığı bilgisi var. Gösteriyor ki, failler baba-kızı aynı anda öldürmeyi hedeflemişler ve ani değişiklik nedeniyle Dugina’ya razı olmuşlar…
Rus resmi ağızlarının cinayete gösterdikleri reaksiyon, Dugin’in Moskova’daki gerçek pozisyonunu da belirginleştiriyor. Keza, Kremlin’in Dugina’ya, ‘Cesaret Nişanı’ vermesi de…
Kendisiyle sohbet etmiş biri olarak söyleyebilirim ki, Dugin, hem Batı hem Rus medyasının resmettiği gibi ilginç biri. Görüşlerinin bize uymadığı çok yer var ama “Putin’in Rasputin’i” ifadesini hak edecek kadar tutkulu…
Kimi Batı kaynakları son 10 yıl içinde Putin dış politikasında etkili fikrî aktörlerden biri olarak resmetti onu. Ancak bunu söylerken hep ‘aşırı sağ’ tarafına, ‘mistik/okült’ boyutuna atıf yaptılar. Bu da onun ‘marjinal’ görünmesine yol açtı…
***
Kremlin, Putin-Dugin bağlantısı üzerine bir şey söylemiş değil dedik ya, şu da gerçek ki, Dugin tüm bu anaforun ortasında ayakta kaldı ve şimdi görüldüğü gibi devlet de yanında durdu…
Önde gelen üniversitelerde dersler verdi, Rus askeri kurumlarında kurslar düzenledi, çok izlenen tv kanallarında kendine yer buldu. Hatta ABD, Kremlin’e yakın olduğu gerekçesiyle ona yaptırım uyguladı…
Bunlar “kabul” anlamına gelir mi? Hayır ama Rusya’nın iç dinamikleri neyin kabul edilip edilmediği hakkında hep muğlaktır…
Biz yine soruyu, “Dugin neden suikasta uğradı” cümlesinden kuralım…
İlk akla gelenin Ukrayna olması doğal. Zaten Rus ve Batı yorumcuları önce bu adrese atıf yaptılar…
Dugin’e göre Rusya kıtalararası süper güç olmak istiyorsa öncelikli hedefi Ukrayna engelini kaldırmak olmalıydı. Aksi halde tüm Avrasya için büyük bir tehlikeyi temsil ediyordu. Ukrayna halledilmeden kıta siyaseti hakkında konuşmak anlamsızdı…
Jeopolitik açıdan bu teşhis doğrudur. Neden-sonuç ilişkilerini aylardır zaten tartışıyoruz…
***
Anımsanacağı üzere Putin, savaşın başlamasına günler kala, ‘Ukrayna’nın aslında Rusya olduğu’ mealinde, tarihi, kültürel, dini, idari, demografik nedenlere vurgu yapan bir konuşma yapmıştı…
O günlerde Türkiye’de de tartışılmıştı. İşte bu konuşmanın, Dugin’in etkisiyle vücut bulduğu, savaşın da aynı membadan beslendiği fikri ortaya atılıyor. İşin aslı şu ki, bu fikirlerin Rus yönetici eliti üzerindeki etkisi ölçülemiyor!..
Ama şundan emin olabilirsiniz; tıpkı Dugin gibi Rus güvenlik mimarisinin her katmanı, Ukrayna ve Karadeniz’in kuzey kısmının tamamen Rus kontrolünde olması gereğine inanıyorlar…
Sonuç olarak Ukrayna-Dugin ilişkisi o kadar belirgin ve bunun Rus ulusal güvenlik yapıcıları üzerindeki etkisi o denli açık ki, suikastın arkasında Ukrayna yönetimi ve arkasındakiler olabileceği hemen ileri sürüldü. Kiev’den apar-topar gelen, “bizimle kesinlikle alakası yok” açıklaması da bunun ispatı…
***
Rusya, cinayetin arkasında Ukrayna istihbaratı ve Natalya Vovk adındaki şahsın bulunduğunu açıklamış durumda.
Kiev’in ABD’nin desteğini/teşvikini alarak Rusya’nın içine saldırılarına ek olarak suikastı gerçekleştirmiş olabileceği artık cepte.
Yine de sıra dışı şüphelilere bakmalıyız; Moskova içi dinamikler, Ukrayna konusunda mutabık mı? Batı ile ilişkilerin geldiği noktadan herkes mutlu mu? Ordu, istihbarat, iş adamları uyumlu mu? Putin’in sözü üzerine söz olmaz ama suikast bir mesaj ise ‘içeriye’ ne söylemiş oluyor? Bunlar da merak edilmeli.
***
Bu vesileyle Dugin’le kişisel tecrübemi de paylaşayım…
Aleksandr Dugin’le buluşmamız, TBMM’nin Çankaya kapısının karşısında Ankaralıların iyi bildiği eski ‘Büyük Ankara Oteli’nin şaşırtıcı derecede boş lobisinde, bir seri koruma ve kapıda gazetecilerin bekleştiği ortamda gerçekleşti…
Röportajı yaptım, Yeni Şafak’a gönderdim. Sabah, “Ortak düşmanımız ABD ve FETÖ” başlığıyla yayınlandı.
Neden istisnai bir röportajdı derseniz.. O gün 15 Temmuz’du! Kişisel kanaatim, Dugin’in –daha sonra tartışıldığı üzere– ihanetten haberdar olduğu, Moskova tarafından görevlendirildiği, Ankara’da bu manada görüşmeler yapmaya çalıştığıdır…
FETÖ ihanetinin detayları konusunda bilgili miydi bilmiyorum. Daha çok Amerika menşeli bir hareketten kaygılı olduklarını, buna ilişkin istihbaratları bulunduğunu düşünüyorum. Kızının, “Ukrayna’da ABD kontrolünde suikast ve sabotaj kapasitesi bulunan FETÖ’cüler bulunuyor” açıklamasını da ilave edelim!
