Akit’in gündeme taşıdığı ve Türkiye’de her kesimin vicdanını sızlatan genç evlilerin mağduriyetleri günden güne artıyor. Gazetemize dert yanan 13 mağdur eş, hem yaşadıkları acı dolu günleri paylaştı hem de mağduriyetlerinin giderilmesi için yetkilileri göreve davet etti.
Gazetemizin gündeme taşıdığı ve Türkiye’de her kesimin vicdanını sızlatan genç evlilerin mağduriyetleri günden güne artıyor. 18 yaş altında evlendikleri için haklarında açılan kamu davaları neticesinde eşleri tutuklanan anneler, tek suçu yuva kurmak olan kocalarının ömürlerinin baharında cezaevlerine atılarak tecavüzcülerle aynı koğuşta tutulmasını gözyaşları içerisinde anlatıyor. Akit’e dert yanan 13 mağdur eş, hem yaşadıkları acı dolu günleri paylaştı hem de mağduriyetlerinin giderilmesi için yetkilileri göreve davet etti.
Devlet genç yaşta evlenen ile tecavüzcüyü ayıramıyor!
“Zina değil evlilik” diyerek 18 yaşın altında nikahlanan ailelerde erkekler istismar suçlamasıyla 10-15 yıl hapse mahkum ediliyor. Hiçbir şikayet olmasa dahi devlet, “kamu davası” olarak çiftlerin peşine düşüyor ve “cinsel istismar” suçunu işlediği iddiasıyla erkekleri zindana atıyor, kadın ve çocukları perişan ediyor. Aileler, 18 yaş altında nikah kıydıkları için devlet tarafından ‘tecavüzcü’ muamelesi yapılarak cezaevlerine atılan eşlerinin cezaevlerinden çıkarılmasını ve sicillerinin temizlenmesini istiyor.
Türkiye genelinde 8 bin çiftin yaşadığı mağduriyet, aile kurmanın suç olması gibi bir hukuk garabetini de beraberinde getiriyor. 18 yaşına gelir gelmez resmi nikahlarını da kıymış olan ve aile cüzdanları bulunan çiftlerin cezai müeyyedelere tabi tutulması asrın hukuk skandalı olarak kayıtlara geçiyor. İşte “evlilik suçu!”ndan dolayı perişan edilen 13 çiftin Akit’le paylaştıkları hazin hikayeleri:
18 yaş garabeti...
Mahinur Bilmez: Eşim Ali İhsan Bilmez genç yaşta evlendiğimiz için cezaevine atıldı. Tam 7 yıl 7 ay hapis cezası verdiler. Severek, gönül rızasıyla yuva kurduğum Ali İhsan Bilmez şu an Denizli Kocabaş Cezaevi’nde tecavüzcülerle aynı koğuşta tutuluyor.
Damla Şentürk: Tek suçu evlenmek olan kocam Nurettin Şentürk’ün bileklerine kelepçe takıldı. 16 yıl hapis cezası verdiler eşime. Niçin? 18 yaş denen ve hiçbir bilimsel temeli olmayan safsataya kemik yaşımız ulaşmadan evlendiğimiz için. Silivri Cezaevi bizim için bir matem yeri, yuvamızı karartan karanlık bir mekan.
Nejla Demir: Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 10 yıl 10 ay hapis cezası almış bir yiğit vardır, adı da Ersin Demir’dir. O yiğit benim eşimdir. Devlet, tuttuğu tek yabancı kadın eli benim elim olan Ersin’i “tecavüzcü” sıfatıyla cezaevine koydu. Bu mudur adalet? Tecavüz denen pis suç bu kadar mı ucuza indirgenmiştir?
Gamze Soysal: Yuvamız paramparça. Eşim Yılmaz Soysal, erken evlendiğimiz için 8 yıl 4 ay hapis cezası aldı ve Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Bizim feryatlarımız nasıl duyulmaz, nasıl görülmez... Evlendiği için insanlar nasıl cezaevine atılır... Asırlardır insanların hayat sürdüğü dünyada evliliğin suç saçıldığı en kötü dönemi biz mi yaşıyoruz?
Seher Kuskan: Eşim Gökhan Kuskan Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’nde ve 10 yıl 10 ay hapis cezası verdiler. 2 çocuğumuz var. “Anne babam nerede” diye sorduklarında “Gelecek yavrum” diyorum, her seferinde içim parçalanarak. “Cezaevinde” diyemiyorum. Bu acının tarifi olmaz.
40 yaşında evlenip 40 gün geçinemeyenler varken...
Sedef Çelik: Aşkla, sevdayla kurduğumuz yuvanın neticesinde eşim İbrahim Çelik’i Aliağa Kapalı Cezaeevine 10 yıl 10 aylık ceza ile attılar. 5 yıldır cezaevinde benim kocam. 40 yaşında evlenip 40 gün geçinemeyip ayrılanların olduğu Türkiye’de 18 yaş altında evlendik, bunca zorluğa rağmen hâlâ beraberiz. Aile kurmanın ve ayakta tutmanın bedelini mi ödetiyorlar bizlere?
Ayşe Sepet: Eşim Doğukan Sepet 8 sene 4 ay cezayla Metris Cezaevi’nde. Yuvamın tüm yükünü benim üzerime yükledi ülkemizdeki adalet sistemi. Çocuğumuza hem annelik hem babalık yapmak zorunda bırakıldım. Benim kocam istismarcı değil, tecavüzcü değil. O çocuğunun babası, eşinin de kocasıdır.
Nagihan Der: Ogün Der’le “evlilik suçu” işledik diye kocama 10 yıl 10 ay ceza verdiler. 2016 dan beri Düzce Çilimli T Tipi Cezaevi’nde olan kocam. Aileye nefretle bakanlar, çocuk doğurana öfke besleyen aile düşmanlarının yüzünden 2 çocuğum babasına hasret büyüyor.
Eşi de babası da kayınpederi de cezaevine atıldı!
Yeşim Küçük: 18 yaş altında evlendik diye devletimiz bize aile faciası yaşattı. Hem eşim Günay Küçük, hem babam Ramazan Çil, hem de kayınpederim Güngör Küçük cezaevine atıldı. Gerekçe ise evliliğimizi “şikayet” etmedikleri için... Yetkililerin vicdanına sadece şu soruyu yöneltiyorum: Ailemiz bu faciayı hak edecek ne yaptı?
Şükriye Orhan: Biz suç işlemedik, biz ahlaksızlık yapmadık. Ama eşim Okan Orhan’a 10 sene 10 ay hapis cezası vererek Silivri 1 No’lu Kapalı Cezaevi’ne attılar.
Neriman Ceylan: Kocam olan, 18’imize girer girmez resmi nikahımızı da kıydığımız eşim Tanju Ceylan şu an 8 yıl 4 ay hapis cezasıyla Dalaman Açık Cezaevi’nde. Bizi bu hale sokanları Allah’a havale ediyorum. İnşallah bizim yaşadığımız zorlukların aynısını yaşamadan ölmezler.
Tutku Şendil: Eşim Feyyaz Şendil 8 sene 4 ay ceza ile Silivri Kapalı Cezaevi’nde. Çocuğum 3 senedir babasına hasret. Suçu, annesiyle mutlu bir yuva kurmak olan babasıyla 3 senedir parka gidemiyor benim çocuğum. Hangi vicdan buna dayanır?
Özlem Doğualp: Severek, gönül rızamızla evlendik ama eşim Veli Doğualp’i benden, çocuklarından, yuvasından kopararak Diyarbakır T Tipi Kapalı Cezaevi’ne koydular. 8 yıl 4 aylık hapis cezası çok ama çok ağırımıza gidiyor. Bu tür cezalarla hapse atılanlar tahliye olsa dahi sicilindeki bu ağır maddeden dolayı nasıl iş bulur, nasıl ailesini geçindirir? Böyle bir suçu icad edenlerin yatacak yeri yoktur.
FARUK ARSLAN
