Yeniden başlayan 28 Şubat dâvâsının dünkü duruşmasında Genelkurmay’dan gelen cevapta, BÇG’nin kurulmasına ilişkin tutanağın imha edildiği açıklandı. MGK Genel Sekreterliği de Org. Fevzi Türkeri’nin, sürece adını veren 28 Şubat 1997 tarihli toplantıda yaptığı irtica sunumunun kayıp olduğunu bildirdi. Müşteki avukatlarının tepkisini çeken bu durum, ‘delilleri kim karartıyor’ sorusunu akıllara getirdi.
GENELKURMAY: İMHA ETTİK
Dâvâya ilişkin birtakım bilgi ve belgelerin istendiği Genelkurmay Başkanlığı tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, 4 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu’nun kurulmasına ilişkin tutanağın imha edildiği açıklandı. Bunun üzerine 4 Nisan 1997 tarihli tutanağın Genelkurmay’da imha edildiğine dair tutanağın istenmesini ve imha işlemini gerçekleştirenlerin isimlerinin tespitini isteyen müşteki avukatı İsmail Aydos, delillerin karartıldığı gerekçesiyle ilgililer hakkında işlem yapılmasını talep etti.
MGK: İRTİCA BRİFİNGİ KAYIP!
MGK Genel Sekreterliği Hukuk Müşavirliği ise, sürece adını veren 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında sanık emekli Orgeneral Fevzi Türkeri tarafından yapılan irtica konulu brifingin kayıtlarının gönderilmesini isteyen mahkemeye, Türkeri’nin yaptığı irtica sunumunun dosyada bulunmadığını bildirdi. Bu gelişmeler dâvânın kritik delillerinin birileri tarafından karartılmaya çalışıldığı şüphesini güçlendirdi. Tüm ayrıntıların kayıt altına alındığı MGK toplantısında hararetli tartışmaların fitilini ateşleyen irtica brifingi belgesinin ortadan kaldırılması anlamlı bulunuyor. Sivil bir isme teslim edilen MGK Genel Sekreterliği’nin bu skandalla ilgili detaylı bir araştırma yapıp yapmayacağı merak ediliyor.
KARADAYI’YI AÇIĞA DÜŞÜRDÜ
Mahkeme kayıtlarına geçen evrakların okunmasının ardından tutuklu sanıkların savunmasının alınmasına devam edildi. Savunma için kürsüye gelen emekli Korgeneral Vural Avar, 28 Şubat süreciyle doğrudan bir ilgisinin olmadığını öne sürdü. Savcılık ifadesini inkar eden Avar, “Uykusuz geçen bir gecenin sabahında adliyeye getirildim. Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın savunması şimdi konuya daha değişik bakmamı, iddianamedeki delillere daha şüpheci bakmamı sağladı” dedi. Hükümeti devirme suçlamasını kabul etmediklerini belirten Avar, Erbakan’ın kendi rızasıyla istifasını dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e sunduğunu iddia etti. Bazı bakanlıkların genelgelerine atıfta bulunan sanık Avar, “Hükümet irticayla etkin mücadele edilmesini kendisi emretmiştir” savunmasını yaptı. Suçlama konularıyla ilgili emir komuta zincirini işaret eden Vural Avar, “Her ne kadar Sayın Karadayı hatırlamadığını söylese de 19 Nisan 1997 tarihli emir bizzat Çetin Doğan tarafından Genelkurmay Başkanı’nın onayı alınarak İkinci Başkan’ın imasıyla ilgili birimlere gönderilmiştir” ifadelerini kullandı.
Vural Avar, iddianamedeki “28 Şubat döneminde İran’daki rejimin zayıflatılması için Batı Çalışma Grubunca (BÇG) çalışmalar yapıldığı” iddiasıyla ilgili, “Bunu, ABD, CIA’nın bütün imkanlarını kullanarak yıllardır gerçekleştiremedi. Bizim bunu yapabilmemiz söz konusu olamaz” dedi.
Avar şunları söyledi: “BÇG, MGK kararı, hükümet kararnamesi ve Genelkurmay Başkanlığı’nın emriyle, devlete destek vermek amacıyla teşkil edilmiş bir kurumdur. Bu nedenle üstümüze atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”
MAĞDURLAR
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan 103 sanığın yargılandığı 28 Şubat dönemine ilişkin davanın başladığı 2 Eylül’den bu yana yaklaşık 200 kişi, “mağdur” sıfatıyla davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından, mağdurların, davaya katılma taleplerini değerlendirecek.
SANIKLARIN “İZİNLİYDİM” OYUNU BOZULDU
Çapraz sorgusuna geçildiğinde Çevik Bir’in itirafına rağmen irticayla mücadele emrini hükümetten aldıklarını ileri süren Vural Avar’a tepki gösteren yazarımız Merve Kavakçı İslâm’ın avukatı İsmail Aydos, “Bu Erbakan’a yapılabilecek en büyük iftiradır. O zaman Erbakan ömrünün sonunu neden acı çekerek geçirdi?” diye sordu. Sanık Avar, bazı sanıkların “o tarihte izinliydim” şeklindeki savunmasına atıfta bulunan müşteki avukatı Muhammed Emin Özkan’ın “Genelkurmay’daki üst düzey rütbelilerin izinli oldukları dönemde Karargah’a girip çıkmalarına bir mani var mıdır?” sorusuna “Karargah’a gelmesine bir mani yoktur” cevabını verdi.
SIK SIK DEMİREL’İN İSMİNİ ZİKRETTİ
Avar’ın çapraz sorgusunun ardından savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Tuğgeneral İdris Koralp, İç Güvenlik Harekat Şubesi’nde PKK terörüyle ilgili eylem planları hazırladıklarını, sonrasında ise gelen talimatlar doğrultusunda birinci tehdit olarak görülen irticayla ilgili de çalışmalar yaptıklarını söyledi. İrtica gündemiyle ilgili dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’i işaret eden Koralp, “Bize bir gündem verilmeden durumdan vazife çıkaracak bir şube değildik” dedi. “Askerlikte mutlak itaat vardır” diyen Koralp, “Hiçbir tercih ve itiraz hakkımız olmaksızın bir yerde çalışmak suç mudur? Biz askeriz Sayın Başkanım. Bize verilen emirleri yerine getirmek zorundayız” şeklinde konuştu. İddianameye konulan belgelerin sahte olduğunu savunan Koralp, BÇG Eylem Planı başlıklı belgedeki imzasının gösterilmesi üzerine “O fotokopi imzam. Yazılar bana ait değil. İçeriğini hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı. Duruşma savcısı Kemal Çetin’in “Belgelerin geneline sahte ve tahrif edilmiştir dediniz. Size göre gerçek olan bir belge var mı?” sorusu karşısında bir süre sessiz kalan sanık İdris Koralp, “Üzerinde oynanmıştır” karşılığını verdi. Müşteki avukatı İsmail Aydos’un 4 Nisan 1997 tarihli BÇG’nin oluşturulmasına ilişkin toplantı tutanağını imha eden Genelkurmay’daki isimlerle ilgili suç duyurusunda bulunma talebini reddeden mahkeme heyeti duruşmayı bugüne erteledi.
