Gezicilere sahip çıkan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun avukatı Ahmet Başçı, açıklamalarda bulundu.
Ahmet Davutoğlu'nun avukatı Ahmet Başçı, bugün yaptığı yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında yer alan, Ahmet Davutoğlu'nun Gezi Parkı Davası'na 'şikayetçi' olarak yer aldığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Davutoğlu'nun Gezi Parkı Davası'na hiçbir zaman iştirak etmediğini ve kimseden şikayetçi olmadığını açıklayan Başçı, bu durumun tespiti amacıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe sunarak, herhangi bir şikayetlerinin olmadığını da ifade ettiklerini duyurdu. Başçı'nın açıklaması şöyle:
"Son dönemde bazı basın yayın organlarında yoğun surette, müvekkilimiz Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Gezi Parkı Davası'yla alakalı olarak 'şikayetçi' olduğu iddia edilerek, davaya katılım sağladığı da servis edilmektedir. Müvekkilimiz İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya hiçbir zaman iştirak etmemiş, hiç kimseden de şikayetçi olmamıştır. Bu durumun tespiti amacıyla da sayın müvekkilimizi temsilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe sunarak, herhangi bir şikayetimizin olmadığı hususu ifade edilmiştir."
'Bugün izin verirsek yarın Türkiye'de demokrasinin izi kalmaz'
6'lı masanın bir diğer "muhalifi" Davutoğlu ise, "Siyasi otorite olarak biz şunu yapmak zorundaydık; özgürlükler anlamında Gezi Parkı'nda toplanan veya bu anlamda görüş ifade edecek herkesin görüşünü ifade etmesine izin vermek ama ülkenin bir metrekaresinin bile herhangi bir şekilde marjinal, hatta teröre bulaşmış gruplar tarafından işgal edilmesine izin vermemek" olur diye beyanat vermişti.
Taksim'deki sükuneti istimasmar eden odaklar bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, "Bu provokatörlere hiçbir şekilde hiçbir devlet izin veremez. Bugün izin verirsek yarın Türkiye'de demokrasinin izi kalmaz" ifadesini kullanıyordu.
Davutoğlu Kabataş'ta yaşanan olayla ilgili şunları söylemişti:
"O saldırıya uğrayan başörtülü hanım, benim çok yakın bir öğrencimin eşidir. Olayın olduğu gün kendisiyle konuştum. Cezayir'deydim, bizzat aradım. Kayınpederi üniversite arkadaşımdır. Ortada bir fiili vaka var, bu bilinsin diye söylüyorum. Babası üniversite arkadaşımdır, aynı dönemlerde okuduk. Oğlu benim talebemdir. Eşi benim de gelinim sayılır. Ben bunu birinci ağızdan dinledim. Twitter'da bu çıkınca ben şüphe ettim ve dedim ki 'birileri provokasyon yapıp kitlesel karşıtlığa mı yol açmak istiyor' ve bizzat aradım."
