Geçtiğimiz günlerde İsmail Hünerli Hoca, "İsrail ile ticaret" iddiasıyla hükümeti hedef alanlara tepki göstermişti. Hünerli Hoca açıklamasında, "Ne kadar vahşet olursa olsun; bebe, nene, dede düşünülür. Savaş bile olsa onlara erzak veya başka şeyler gönderilir. Şu anda Filistin'e gidecek olan mallar maalesef İsrail hududundan geçiyor. Adamsan oradaki mazlumlara selameti sen tesis et, ondan sonra konuşalım. Eleştiriden başka bir şey yok. Allah; böyle hadsiz ve densizlerle beyinsizlerden de bizi muhafaza eylesin" ifadelerini kullanmıştı.

İsmail Hünerli Hoca'nın ardından bir açıklamada Cübbeli Ahmet Hoca'dan geldi. Sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Cübbeli Ahmet Hoca, "Yahudiye fayda sağlayacak en ufak bir ticari muamele, Gazzelilerin ölümüne yardım etmektir! Yahudi'nin devletinin içerisinde masumların yaşıyor olması onlarla ilişkiyi kesmeye mani gösterilemez" dedi.

Ahmet Hoca, "Nitekim Rasûlüllâh Sallellâhu Aleyhi ve Sellem'in, Yahudîlerin maddî güçlerini bozmak maksadıyla Hayber'deki hurmalıkları kestirmesiyle ilgili Rabbimiz: "O değerli hurma ağaçlarından hangilerini kestiyseniz yahut onları kökleri üzerinde ayakta durur bir halde bıraktıysanız, (bunların hiçbiri sizin kendi tasarrufunuzla değildir, bilakis) Allah’ın izniyledir ve (O’nun tâ'atından çıkmış olan) o fâsıkları rezîl etsin diyedir!" (el-Haşr Sûresi: 5) buyurmuştur. " ayetiyle durumu özetledi.

Ahmet Hoca açıklamasının devamında şunları söyledi:

Bundan anlaşıldığı üzere; zalim olan kâfirlerin devletlerinin düşmesi için yaşam kaynakları olan hurma ağaçlarının kesilmesine Allâh-u Te'âlâ izin vermiştir.

Dolayısıyla bugün kâfirler içerisinde en büyük zalim olan Yahudi'nin düzeninin bozulması ve bir an önce Gazze halkının kurtulması için, Yahudi'ye menfaat verecek bütün ilişkilerin kesilmesi ve onlarla asla ticaret yapılmaması farzdır. Aksi takdirde Müslümanların katline ve Yahudi'nin güçlenmesine yardım edenler, dünyada belâdan, ahirette de azapdan kurtulamazlar.

Üstelik yakında yardım ettikleri Yahudi'nin zulmüne kendileri de maruz kalırlar. Nitekim: "Kim bir zâlime yardım ederse Allâh(-u Te'âlâ) onu ona musallat eder." (es-Süyûtî, Câmi'u'l-ehâdîs, rakam: 21315, 19/ 494) hadîs-i şerîfi bu hakîkati nâtıktır.