Mavi Vatan doktrininin kurucusu emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan'ın işgal etmeye çalıştığı bir adaya yıllar önce yapılan gizli operasyonu anlattı.

Youtube platformundaki LOGOS kanalında yaptığı açıklamada Yaycı, 2018 yılında Kuşadası kıyısına yaklaşık 65 kilometre uzaktaki Küçük Antrofogas adasına SAT timleriyle çıkarma yapıldığını söyledi.

Türkiye'nin son başbakanı Binali Yıldırım tarafından daha önce kısmen kamuoyuna duyurulmuş operasyonda detayları açıklayan Cihat Yaycı, Deniz Kuvvetleri Harekât Başkanı olarak görev yaptığı dönemde sözkonusu adayı Yunanlıların kanunsuz olarak sahiplenmeye çalıştığını anlatarak şunları söyledi:

Bahsettiğim ada 35 mil (65 kilometre) ötede. Kardak 3,5 mil uzaktadır, ben 35 milden bahsediyorum. Oradaki Küçük Antrofogas adası EGAYDAAK statüsündedir, yani egemenliği anlaşmalarla devredilmemiş ada, adacık ve kayalık... Bu kapsamdaki tüm kara parçalarının isimleri henüz açıklanmadı.

Bana getirdiler, buraya bir Yunan bayrağı çekmişler, sivil görünümlü askerler. Akşam üzeri, bu bayrağın indirilmesine karar verdik. İlgili makamlarımıza da sorduk. Gece türlü maceralarla bizim SAT komandoları gittiler, ben de karargâhta izliyorum, o bayrağı (Yunan bayrağını) alıp getirdiler.

Ben en son görevden ayrıldığımda o bayrak benim odamda duruyordu. Yunanistan bu olayın açıklanmamasını da herhalde çok istiyordu. Ama bunu neden şimdi açıklıyorum? Çünkü zamanın başbakanı Binali Yıldırım açıklamıştı. Sonra bir daha meselenin üzerine gitmedi. Ama ben kamuoyuna yansımış olduğu için bunu anlatıyorum.

Bu devlet büyük bir devlettir. Yaptığını reklam etmez. Türkiye, Yunanistan gibi küçük devlet değildir. (Bayrak olayında) Türkiye gereğini yaptı, büyük devlet olduğunu gösterdi, kenara bıraktı gitti. O gece bambaşka bir maceraydı.

Mavi Vatan kavramının öneminden bir kez daha bahseden müstafî Tümamiral Yaycı, büyük devlet olmak için denizde büyümenin şart olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: Dünyanın gayrisafi hasılasının yüzde 30'u doğrudan ya da dolaylı, denizlerden elde ediliyor. Dünyanın 3'te 1'i...

Düşünün ki üniversite sınavına giren bir öğrencisiniz. 3 konudan sınava gireceksiniz ama bir konuya çalışmıyorsunuz. Alabileceğiniz en yüksek not 66'dır. Bunun yarısını yaparsan 33 eder. Sınıfta kalırsın. Denizlerini ihmal eden bir devlet 3 sorudan ancak 2'sine çalışıyor demektir. İthalat ve ihracatta ulaştırmanın yüzde 90'ı denizden yapılıyor. Karayoluna göre 7 kat ucuz, demiryoluna göre 3 kat ucuz, havayoluna göre 22 kat ucuzdur denizyolu. Ayrıca daha az riskli ve daha ucuz. Daha büyük miktarlar getirilebiliyor.

Petrolün yüzde 30'dan fazlası, doğalgazın yüzde 50'den fazlası denizlerden çıkıyor. Türkiye'de doğalgazın yüzde 100'ü denizden çıkıyor. Yani denizler bizim için daha da değerli. Balıkçılık... Dünyada her 16 kişiden biri geçimini balıkçılıktan sağlıyor. Denize kıyısı olan bir ülke, savunmasını denizde kurmadığı takdirde, Çanakkale'de olduğu gibi, donanmamız olmadığı için yüzbinlerce kayıp vermedik mi? Donanmamız olsaydı verir miydik? Vermezdik.

Güvenlik, ulaştırma, enerji, madencilik... Yani her şey bunun içerisindedir. Mavi Vatan o yüzden çok önemlidir. Bakın küçücük Yunanistan bize nasıl saldırıyor. Ne için? Deniz için saldırıyor. İçindeki zenginlikler için saldırıyor. Mavi Vatan, geleceğimizin ve bugünümüzün yüzde 30'udur.

KUVEYT VE KATAR NASIL ELDEN ÇIKTI? 1913 yılında Mahmud Şevket Paşa sadrazam: Günlüğüne şöyle bir not düşüyor: Kuveyt ve Katar gibi çölden ibaret iki fukara kaza için İngiliz dostlarımızla kötü olunamayacağına kanaat getirdim ve onlar lehine oradan feragât ettim.

Şimdi sadrazamın, o iki bölgede petrol ve doğalgaz olduğunu bilmemesine mi yanayım, ki bunu İngilizler bilirken... 'Dostum' dediği İngilizlerin 8 ay sonra Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'ya savaş açmalarına mı yanarsın. Yoksa savaşmadan o toprakları İngilizlere vermesine mi yanarsın. Hangisine yanalım?

Allah kimseyi Mahmud Şevket Paşa durumuna düşürmesin.