• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

CIA, kamuoyunda beyin yıkama teknikleri uyguluyor

Yeniakit Publisher
2015-10-01 16:16:00 -
CIA, kamuoyunda beyin yıkama teknikleri uyguluyor

Akit TV’de her Çarşamba akşamları saat 22.00’de canlı yayınlanan “Tam Zamanı” Programının sunucusu Gazeteci Yazar Hasan Taşkın yine çok konuşulacak kitaplarla gündeme geliyor.

Daha önce de yazdığı derin kitaplarla gündem oluşturan Gazeteci Yazar Hasan Taşkın Anadolu Ajansı kökenli bir Gazeteci. Hasan Taşkın Anadolu Ajansı’nda bir dönem önemli araştırma ve inceleme haberleri ile dikkat çekmeyi başarmıştı. Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürlüğü, Trabzon Bölge Müdürlüğü, Van Bölge Müdürlüğü ve Konya Bölge Müdürlüğü’nde 10 yılı aşkın süre araştırma ve inceleme haberleri ile araştırmacı gazeteciliğinde önemli yol kat eden Hasan Taşkın’ın gazetecilik serüveni, Yeni Şafak, Sabah ve Nokta Dergisi ile sürmüştü. Televizyon enkırmenliği ile Akit’te araştırmacı gazeteci kimliğini sürdüren Taşkın, şimdilerde yeniden gündem oluşturacak “Çok Gizli” isimli bir kitaba daha imza attı. Taşkın ayrıca kurucusu ve başkanı olduğu Dünya E-Basın Konseyi ile de sivil toplum örgütü olarak mücadelesini sürdürüyor.

İnsan üzerine kurgulanan derin operasyonların gün yüzüne çıkmasını da araştıran ve yazan Hasan Taşkın ile gazetemiz adına siz değerli okurlarımız için bir röportaj gerçekleştirdik.  Derin bilgilere ışık tutan röportaja buyurun:

Hasan bey, hem TV programları ile gündeme dair önemli katkılar sunuyor, hem de yine derin kitaplar yazmaya devam ediyorsunuz? Bunu nasıl başarıyorsunuz?

-Teşekkür ederim. Hayatı ve insanları yaratandan ötürü sevmek, insanı daha severek ve keyifle çalışmaya itiyor. Sevgi ile yapılan her iş de başarılı olur.  Ben de buna gayret ediyorum. Bilgi çağında derin ve doğru bilgileri insanların önüne sermek ve onların ufkunu açmak bana keyif veriyor.

-Şu Derin Devlet isimli kitabınız çok sattı. Çok da gündem oldu. Şimdi Bu kitabınızı da yeniden güncel hale getirip yine okurlarla buluşturdunuz. Hemen peşinden de “Çok Gizli” isimli kitabınız Parola Yayınları tarafından yayınlandı. Kitapta gizli olan nedir?

-Evet, öncelikle şunu söylemek isterim. Şu Derin Devlet kitap devletin içinde ve uluslararası boyuttaki derinliği gün yüzüne çıkarıyor. Derin cinayetler, güç savaşları, liderlere yapılan suikastlar ve suikast yöntemleri ile girişimlerinin yanı sıra, dünyadaki derin yapıların faaliyetlerini gün yüzüne çıkaran bir kitap. Bence her evde ve her arşivde bulundurulması gereken bir kitap oldu. Bu nedenle son gelişmeleri de kitaba ekleme şansım olduğu ve böyle bir kitabı ortaya çıkarabildiğim için Allah’a şükrediyorum.

“Çok Gizli” isimli kitapta üç istihbarat örgütünü ele aldım. Öncelikle, derin operasyonların yapılabilmesi için İstihbarat örgütlerine önemli görevler yüklendiğini bilmemiz gerekiyor. Bu üç istihbarat örgütü CIA, MOSSAD ve MİT olarak kitaba konu ettim. Son dönemde özellikle Türkiye üzerinde nasıl gizli ve derin operasyonların yapılmaya çalışıldığını anlamak için bu kitabı okumak gereklidir diyorum. Amerika ve İsrail İstihbarat örgütlerinin çalışmaları ve yapılarını, gizli operasyonları ile hedeflerini anlatan, dolayısı ile de MİT’in dünü ve bugünü ile nasıl bir yapıda nasıl bir duruş gösterdiğini de ortaya koyan bir kitap oldu.  Bilgi toplama zaten gizlilik gerektirdiği, istihbaratın operasyonları da çok gizli yürütüldüğü için, kitapta da bu operasyonları yazdığım için ismini de “Çok Gizli” koyduk.

Hasan Bey biraz daha açar mısınız? Kitabın içeriğini okurlarımız için...

-Mevcut dünya düzeninde, devletlerarası hukuk ve kurallar zayıflara göredir. Aslında güçlü devletler zayıf devletleri ve milletleri yönetir. Yönetirken de o milletlerin milli manevi değerleri üzerinden akıl oyunu ile operasyonlar gerçekleştirirler. Özgürlük getirme adına, demokrasi getirme adına, insan hakları adına, ya da basın özgürlüğü adına algı operasyonları gerçekleştirmek sureti ile kendi menfaatleri doğrultusunda yapılan operasyonları istihbarat örgütleri aracılığı ile gerçekleştirilir. Bölgenin unsurları, Sivil toplum örgütleri ve çoğu zaman da basın dahil bu operasyonlarda kullanılır. Kitapta istihbarat örgütlerinin derin çalışmalarında bunlara değiniliyor. 

Türkiye nereye çekilmek isteniyor? Türkiye’nin etrafı neden hep kan gölü?

-Son dönemde Müslümanlar üzerine ciddi baskıcı operasyonlar yürütülmektedir. Nerede Müslüman var orada kan ve gözyaşı var. Bu mazlumların sesi olmaya çalışan da dışlandığından, vicdan sahibi devletlerin de sesi çıkmıyor. Derin algı operasyonları neticesinde Müslümanlar parçalanarak birbirleri ile çatışmaya girmeleri sürecine sürüklenmişlerdir. Türkiye üzerine de bu çerçevede önemli algı operasyonları yapılmaya çalışıldı. Çünkü Türkiye bu mazlumların sesi olmuştur. Ekonomik ve askeri anlamda güçlü isen ve bu gücünden faydalanan güçlü devletler varsa ve onları yönetecek kadar argümanlara sahip isen senin için kurallar ve ilkeler çiğnenebilir. Bu durumda bile seni haklı çıkarmak için çabalayan ülkeler görürsün. Din olgusu da tüm bunların bir parçasıdır. Güç ve din birliği de denebilir. Ya da farklı inancı kendileri için tehlikeli gören ülkelerin kural ve hukuk tanımadan gizlice terör örgütü kurdurup, silahlı çatışmaların ortaya çıkmalarını sağlamaları gibi. Ya da çıkarları bulunduğunu tespit ettikleri toplumlarda iç çatışma çıkarmaları gibi. Şu bir gerçek ki ‘Müslümanlar, Müslüman olmayanlara karşı tehdittir’ algısı yerleştirilmiştir.  Bu algı yerleştirilirken, Müslüman kimliği altında oluşturulan terör örgütleri kullanılmıştır. El Kaide, Işid vs. gibi…  Dünya böyle giderse, Müslümanlar ve diğerlerinin savaşı halini alacaktır.

Halk hareketlerinin arkasında birileri mi var?

-Elbette, sivil toplum örgütleri gerçek anlamda desteklenmediğinde birilerinin kontrolüne girebilmekteler. Devletler, hukuk ve kurallar içinde yapamadıklarını tüm operasyonlarını gizli tuttukları ve kanunlarla gizlilikleri örtülen istihbarat örgütleri aracılığı ile yaparlar. İstihbarat örgütlerinin de kullanabileceği argümanları bellidir. Sokak hareketlerinde sivil toplum örgütleri ciddi anlamda kullanılır. Bazen etkili köşe yazarları, ya da gazete manşetleri bu işte kullanılabilir.  Sonrasındaki provokasyonlar vs. İstihbarat örgütleri tarafından organize edilir ve netice alınıncaya kadar bu işi götürülür. 

Bireyin çok aşırı zengin olması bile bazıları için tehlikedir. Çünkü çok zenginler aralarına yeni çok zenginleri katmak istemezler. Hayvanların bile güç ve kontrol alanları vardır. Aslanlar kendi güç ve kontrol alanına başka Aslanın girmesini istemez. Çok daha net anlaşılsın diye bu örneği verdim.  Güçlü devletler de başka güçlü devlet olsun istemez.

Terör gruplarının arkasında kimler var?

Bir gerçeğin altını çizelim. Dünya üzerinde bulunan terör örgütleri dahil, tüm illegal oluşumların arkasında mutlaka bazı istihbarat örgütleri vardır. Hatta bazı istihbarat örgütlerinin bizzat kuruluşunu planlayarak ve kuruluşu sonrası icraatlarını da perde arkası yöneterek belirli güce gelmeleri sağlandığı artık sır değildir. Kurulan her illegal örgütlerin mutlaka yapması istenilen görevleri yerine getirdikleri, bazen de gücü elde edince kontrol edilemez hale geldiği de görülmektedir. Şunu iyi bilin, devlet gücünün arkasında olmadığı hiçbir illegalite hayat bulamaz. Haberlerde izlediğiniz toplu yürüyüşler, protestolar, eylemler, yakmalar, yıkmalar, toplumu gerginleştirme eylemleri ve bu olayların haber olarak yazılıp çizilmesinin arkasında mutlaka istihbarat destekli devlet gücü vardır.

Bu işlerde CIA nerede duruyor?

-CIA'nın yaklaşık 50 yıldır uyguladığı en etkili toplumsal kontrol yöntemlerinden biri kamuoyunu değişik yapay uyarıcılarla ve şişme gündemlerle uyutmak ve kamuoyunda beyin yıkama teknikleriyle istediği algıyı yaratmaktır. II.Dünya Savaşı sonrasında başlayıp bugüne kadar devam eden bu "algı mühendisliği", ABD ve ABD çıkarlarının gönüllü hizmetkarı durumundaki yerli işbirlikçilerin işini kolaylaştıran en önemli silahtır.

CIA'nın beyin yıkama ve algı mühendisliği gibi psiko-sosyo-kültürel savaş araçları "uyutma projesi" içinde yer alır. CIA, bu uyutma projesi için "insan hakları" ve "yardım kuruluşlarına" gizli fonlar aktarmıştır. "Eski Bir CIA yetkilisi, etkin ve prestijli vakıfların CIA'ya fon aktararak gençlik grupları, işçi sendiklaları, üniversiteler, yayınevleri vb kuruluşlara sayısız gizli operasyonlar düzenlettiğini, bunlara 1950'lerden itibaren 'İnsan Hakları Gruplarının ilave edildiğini açıklamıştır. " CIA, kontrol etmek istediği ülkelerde operasyon yapabilmek için Soğuk Savaş döneminin en önemli emperyalist kültürel projelerinden Ford Vakfı'nı ve Tavistock İnsan İlişkileri Enstitüsü'nü de kurmuştur.

Ford Vakfı, ABD ve CIA'nın Avrupa'daki bütün gizli operasyonlarında görev almıştır. Vakfın temel amacı antiemperyalist ve ulusal sol hareketleri etkisiz kılmaktır. Guatemala'da Demokrat Arbenzve İran'da Musatlık hükümetini deviren, Küba, Dominik Cumhuriyeti ve Nikaragua'da açık insan hakları ihlalleri gerçekleştiren CIA'nın Ford Vakfı'dır.

CIA, toplum mühendisliğine soyunarak dünyayı ABD istekleri doğrultusunda biçimlendirmek amacıyla ise Tavıstock İnsan İlişkileri Enstitüsü'nü kurmuştur. Enstitü, 1921'de Londra'da kurulmuştur. I ve II. Dünya Savaşı yıllarında Psikolojik Savaş Örgütü olarak çalışan Tavıstock Grubu, Rocefeller Vakfı'nın yaptığı büyük bağışlarla 1946 yılında görev alanını genişleterek yeniden yapılandırılmıştır. Rocefeller, Tavistock'a daha geniş çaplı psikolojik savaş araştırmaları yapma ve uygulama görevleri vermiştir.

Tavistock Enstitüsü'nün ilham kaynağı ünlü psikanalist Sigmond Freud'un "İNSAN DAVRANIŞLARININ KONTROLU" konusundaki araştırmaları olmuştur. Enstitü, insan davranışlarını kontrol ederek, toplumları ABD çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek amacıyla kurulmuştur.

Tavistock, kitlesel beyin yıkama tekniklerini ilk defa 1950'de Kore Savaşı'nda denemiştir.
"Geliştirilen, kalabalıkların kontrol metotları gizli ve halkın tepkisini çekmeyecek şekilde ABD halkı üzerinde denenmiş ve onların psikolojik tavırları tespit edilmiştir."

1950'lerden sonra tüm CIA Programları TAVİSTOCK'un rehberliğinde oluşturulmuştur.
Roosevelt ve Churchill'in hava saldırılarının tümü Tavistock laburatuvarlarında kitlesel terörden elde edilen deneyimlere göre gerçekleştirilmiştir.  Detayları “Çok Gizli” kitabımda anlattım.

Yani aslında toplumlar uyutuluyor mu?

Evet… Uyutulacak toplum, öncelikle CIA uzmanlarınca siyasi, sosyal, kültürel ve psikolojik incelemelere tabi tutulur, daha sonra elde edilen veriler doğrultusunda o topluma uygun bir "uyutma paketi" hazırlanır ve bu uyutma paketi söz konusu toplumu istenilen yönde biçimlendirmek için yavaş yavaş uygulamaya konulur…

Hasan bey, çağımız teknoloji çağı. Artık sosyal medya var. İnternet medyası da çok etkili insanlar tarafından kullanılıyor. Siz de bu alanda önemli bir iş yaptınız. Dünya E-Basın Konseyi kurdunuz. Şu anda da Dünya E-Basın Konseyi Genel Başkanı sıfatınız var. Biraz da bu taraftan bakacak olursak neler söylersiniz?

-İstihbarat örgütleri, trilyon dolarlar kaynak ayırıp harcasalar, yüzbinlerce de insan istihdam etseler dahi bugün sosyal medyadan elde ettikleri bilgileri asla elde edemezlerdi.  Artık herkes sosyal medyadan her tür düşüncesini paylaşıyor. Siyasi görüşünü, duruşunu, kültürünü, bilgisini, belgesini, yaptığı işleri, yediği yemekleri, düğününü, bayramını, cenazesini, kimlerle görüştüğünü, hangi faaliyetler yaptığını, kime karşı ne hissettiğini, üzgün ya da sevinçli olup olmadığını kendi eli ile paylaşıyor öyle değil mi? Hatta daha fazla bilgiler paylaşılıyor. Peki, bunlar nedir sizce?

Nedir?

-Bunlar açık istihbarattır. Bu sistemi istihbarat örgütleri kurmuştur. Sistemi kuranlar masum gençler falan da değildir. Bu sistemle toplumların tahlili, düşüncelerinin analizi, neye sinirlenip, neye sevindiklerini anlama, siyasi yapıları, inançları, ne yiyip ne içtikleri, kimin kiminle oturduğunun tamamı analiz ediliyor. Böylece toplum algısını yönetmek daha kolay oluyor. Sosyal medya demek açık istihbarat demektir. Ayrıca gerçek hayata daha az zaman ayırıp, sosyal medyaya daha çok zaman ayırmaya başlayan insanlarımız, ne yazık ki insani değerlerden de yavaş yavaş uzaklaşmaktadırlar.

Dünya E-Basın Konseyi olarak sosyal medyadaki tuzaklar ve algı operasyonlarına karşı, hem milletimizi uyarmak, hem bu noktada yayın yapan, yazan, çizen, fikrini paylaşan herkesi aydınlatma ve gerçekler ile yüzleştirme adına katkı sunmayı amaçladık. Sosyal medyadaki oyunlardan milletimizi uzak tutma adına gerekli eğitim ve konferans çalışmalarımızın başlatacağız.  Algı üzerine yayın yapanları ifşa edeceğiz. Güvenilir ya da güvenilmez hesapları ortaya çıkarma noktasında önemli görev yürüteceğiz. İnternet haberciliği noktasında da gayri ciddi olanlar ile gerçek habercilerin ayrıştırılmasında önemli rol üstleneceğimize de inanıyoruz. Bu alanda bir çatı olmayı amaçladık. Dünya E-Basın Konseyi olarak sivil toplum çatısı olarak yola çıktık. Sosyal medya ve internet medyanın hem özgür olmasını, hem de oto kontrolün sağlanmasını sağlayacak argümanlar geliştireceğiz.

Hasan bey, derin bilgiler verdiniz. Sohbetin hiç bitmesini de istemedim ama bitirmek zorundayım. Çok teşekkür ederim.

-Milletimiz her türlü mutluluğu hak ediyor. Onların gerçekleri öğrenmeleri adına işimizi yapmaya devam edeceğiz. Ben teşekkür ederim.

 

Hasan Taşkın kimdir?

1965 Rize – Pazar Doğumlu olan Hasan Taşkın, ilköğretimini Pazar’da Lise öğretimini İstanbul’da tamamladı. Eskişehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesini okudu.  Ayrıca Avrupa Eureopean School of Low and Governance (ESLG) Hukuk Fakültesini bitirdi.

Hasan Taşkın, Gazeteciliğe 1988 yılında Rizeliler İsimli Dergiyi çıkarması ile başladı. 1992 yılında Anadolu Ajansı (AA) İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde muhabir oldu. AA imzasıyla gündem yaratan önemli polisiye ve adli olaylarla ilgili inceleme ve araştırma haberlerine imza attı.

1998 yılında AA Trabzon Bölge Müdürlüğü’ne atandı. Trabzon’da da imza attığı önemli haberlerle öne çıktı. Aralık 2000 tarihinde ise önce AA Van, daha sonra AA Konya Bölge Müdürlüğü’ne sürüldü. Konya’da da Ekonomi ve Siyaset ağırlıklı haberleriyle dikkat çekti. Dönemin AK Parti Konya İl Teşkilatı kurucusu, Sanayi Odası Başkanı Hasan Anğı ile yakınlığı ve Ak Parti Konya İl Teşkilatı kuruluşuna destek verdiği söylenerek 2012 yılında AA’dan atıldı. Sürgün nedenleri farklı bahaneler olsa da gerçek neden ise milliyetçi muhafazakâr olması idi…

2012 yılında Hasan Taşkın, Yeni şafak Gazetesi’nde çalışmaya başladı. Taşkın, burada araştırma ve inceleme haberleri yaptı. 2003 yılında Sabah gazetesinde çalışmaya başlayan Taşkın, Sabah’ta özel haberleriyle öne çıktı. AA’da çalıştığı dönemde Genel Müdür olan ve ateist olarak tanınan Mehmet Güler’in, AA’dan ayrılıp Sabah gazetesinde Hasan Taşkın’ın biriminin de bağlı olduğu bölümde yönetici olmasına tepki göstererek gazeteden ayrıldı. Daha sonra Nokta dergisinde, 2004–2005 yıllarında arasında önemli kapak haberleri ile yine dikkat çekmeyi başardı. 2008 Yılında 6 ay Bengütürk TV’de hafta içi her gün “Tam Saati” isimli canlı yayın programının yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptı.

Taşkın, 2008–2010 yılları arasında dünyanın 42 ülkesinde 412 mağazası bulunan “Wenice” ile “MOL” mağazaları”nın iletişim direktörlüğünü yürüttü. Bu kurumun çalışmalarını Türk ve dünya basınında yüzlerce kez yer almalarını sağladı. Bu çalışmalarından dolayı 2009 yılında KKTC’de “Yılın En İyi İletişimcisi” ödülüne layık görüldü. İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı’na ait şirkette 2010-2012 yıllarında genel müdürlük görevini yürüttü. Şirket gelirleri bu dönemde yüzde 500 artış gösterdi.

Hasan Taşkın, 2012-2014 yılları arasında Türk Telekom CEO Basın Danışmanlığı görevini yürüttü. Taşkın 2013 yılında ayrıca Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna’nın Basın ve Medya Danışmanlığı’nı görevini de üstlendi. 

2014 yılında kurduğu Dünya E-Basın Konseyi Birliği (DEBK) Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile faaliyete başladı. DEBK Kurucusu ve başkanı olarak görevini sürdüren Hasan Taşkın, Akit TV’de halen “Tam Zamanı” isimli program sunuculuğunu yapmaktadır.

Taşkın Sürekli Sarı Basın Kartı sahibidir. Taşkın’ın çok satanlar arasında yerini alan “Şu Derin Devlet, İsrailin Gap Senaryosu” “Çok Gizli” gibi kitaplarının yanı sıra Gelişim Üniversitesi tarafından “Yılın En iyi Kitabı” ödülünü alan “Uyan” isimli kitabının da aralarında bulunduğu 14 araştırma kitabı bulunuyor. 

Taşkın, Evli ve 4 çocuk babasıdır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23